YUKARI

Röportajlar

Eklenme Tarihi: 01 Mart 2017

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında öncü banka olma vizyonuyla hareket ediyoruz

  • TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, TSKB'nin sürdürülebilirlik yaklaşımıyla ilgili olarak Platin dergisine bilgi verdi.

    Yeşil bankacılık alanında yine bir ilk olan yeşil tahvil ihracına da Türkiye’de ilk imza atan banka oldunuz. Bu süreci biraz açıklayabilir misiniz? Yeşil tahvil üzerinde ne zamandır çalışıyordunuz?
    TSKB'de Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında öncü banka olma vizyonuyla hareket ediyoruz. Sürdürülebilirliği oldukça erken dönemde gündemimize almamız da bu konuda öncü işlere imza atmamıza olanak veriyor. Yeşil tahvil ihracımız, sürdürülebilirlik konusundaki deneyimimizin, ülke kalkınması için yenilikçi finansman çözümleri geliştirme hedefimizle birleşmesinin bir sonucu oldu diyebiliriz. Dünya finans piyasaları için de yeni sayılan bu ürünle ülkemiz için nasıl bir katma değer yaratabileceğimiz konusunda bir süredir çalışıyorduk. Çalışmalarımız 2016 Mayıs'ında meyvesini verdi ve sadece ülkemizin değil, CEEMEA (Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Doğu ve Afrika) bölgesinin de ilk yeşil tahvil ihracını gerçekleştirdik.

    TSKB olarak uluslararası piyasalarda ihraç ettiğimiz tahvil, bilinen yeşil tahvil özelliklerine ek olarak, sürdürülebilir olma özelliğini de taşıyor. Şöyle ki, sürdürülebilir büyümenin finansmanında kullanılmak üzere uluslararası tahvil piyasalarına ihraç edilen kıymetleri “Yeşil Tahvil” (Green Bond) olarak adlandırıyoruz. Bu tahvillerle elde edilen fonlarla, yenilenebilir enerjiye ek olarak enerji verimliliği, su yönetimi, atık yönetimi ve temiz ulaşım gibi alanlarda hayata geçirilen “yeşil” altyapı projelerine finansman sağlanıyor. 

    TSKB'nin ihraç ettiği “Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil” ihracından sağlanan fon ise, iklim değişikliğine çözüm üreten yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği yatırımlarına ek olarak, toplumsal faydayı gözeten sağlık ve eğitim alanındaki projelere de kaynak sağlamasıyla ayrışıyor.

    Geçtiğimiz yılın mayıs ayın yeşil tahvili çıkardınız. O zamandan günümüze bu ürünüz nasıl talep gördü? Biraz açıklar mısınız?

    TSKB olarak Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil (Green/Sustainable Bonds) ihracımızı geçen yılın Mayıs ayında hayata geçirdik. 300 milyon dolarlık, 5 yıl vadeli ihracımız uluslararası piyasalarda 317 kurumsal yatırımcıdan yaklaşık 4 milyar dolar tutarında talep gördü. Böylece planlanan tutarın 13 katından fazla talep alarak büyük başarı kazandık. Son yıllarda Türkiye’de yapılan tahvil ihraçlarına baktığımızda oldukça kayda değer bir talep aldığımızı söyleyebiliriz. Yeşil/sürdürülebilir tahvil ihracımıza gelen bu talep yatırımcıların, sürdürülebilirlik yatırımlarına ne kadar önem verdiğini kanıtladı. Tahvil ihracımıza yeşil yatırımcıların da özel bir ilgisi oldu. Yeşil yatırımcılar, ihracımızdan yaklaşık yüzde 35 oranında pay aldı. Ülkeler bazında bakarsak, talebin yüzde 44’ü İngiltere’den, yüzde 39’u Kıta Avrupası’ndan, yüzde 9’u ABD off-shore fonlarından, yüzde 8’i ise Asya ve Orta Doğu’dan geldi. 

    TSKB olarak, Euromoney ve GlobalCapital tarafından düzenlenen Sürdürülebilir ve Sorumlu Sermaye Piyasaları Konferansı kapsamında, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde ‘Yılın Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil İhracı’ ödülüne layık görüldünüz. O süreci biraz anlatabilir misiniz? 

    Yeşil Tahvil ihracımıza gelen talep ve sonrasında farklı mecralarda gördüğümüz ilgi, prestijli ödülleri de beraberinde getirdi. 

    Öncelikle 2016 Eylül'ünde, Euromoney ve GlobalCapital tarafından gerçekleştirilen Sürdürülebilir ve Sorumlu Sermaye Piyasaları Konferansı (Sustainable and Responsible Capital Markets Forum) kapsamında TSKB olarak Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesinde ”Yılın Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil İhracı” (EMEA Green/SRI Bond Deal of the Year)” kategorisinde “En Yenilikçi Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil İhracı” ödülüne layık görüldük. Aynı yarışmada “En Yenilikçi Yeşil Tahvil İhracı” kategorisinde Apple ve Starbucks ile birlikte finale kalmak da, geliştirdiğimiz ürünün yenilikçi ruhunu vurgulaması açısından bizi çok mutlu etti.

    Bu yılın başında ise yine güzel bir haber aldık ve Thomson Reuters yayın grubunun International Finance Review dergisi tarafından verilen IFR 2016 ödüllerinde 'Yılın Sürdürülebilir Tahvili' ödülüne layık görüldüğümüzü öğrendik. 
    Türkiye’de ilk kez Yeşil Tahvil ihracına imza atan banka olarak uluslararası boyutta takdir edilmek bizim için gurur verici.

    Önümüzdeki dönemde ihraç edeceğiniz yeşil tahvillere ne kadar bir talep gelmesini bekliyorsunuz? Bu alanda 2017 yılı sonu ya da orta vadede hedef ve beklentileriniz neler?

    Bu alandaki hedeflerimiz yurtiçi ve yurtdışı piyasalardaki gelişmelerle yakından ilgili. Piyasayı yakından takip etmeye devam edeceğiz. Yygun koşulları bulmamız halinde yeni bir ihraç düşünebiliriz. 
     
    Yeşil tahvillerin normal tahvillerden farklılığı nedir? Buradaki işleyişi anlatabilir misiniz?
    Yukarıda da bahsettiğim gibi yeşil tahviller sadece belirli alanlardaki yatırımların finansmanında kullanılıyor. Yatırım yapılacak projeler son derece titizlikle seçiliyor. Örneğin TSKB'nin Yeşil/Sürdürülebilir Tahvili, yeşil projelerin ve toplumsal faydaya yönelik yatırımların finansmanında kullanılabilecek. Biraz detaylandırırsak, yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, karbon sıfır ulaştırma projeleri, sürdürülebilir atık ve su yönetimi yatırımları, elektrik dağıtım hatları, limanlar, sağlık ve eğitim gibi sosyal faydayı gözeten yatırımlar, Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil ile temin edilen kaynaklardan faydalanabilecek.

    Tabii ki yeşil tahvillerin bu özel karakteri, yatırımcılar ve ihraççı kurumlar açısından farklı avantajları beraberinde getiriyor. 
    Fonu kullanan yatırımcının elde edeceği avantajlar, yeşil tahvilin kullanım alanlarından kaynaklanıyor. Ekonomik kalkınmanın vazgeçilmezi olan temiz enerji, verimlilik veya sosyal fayda odaklı yatırımların finansmanı için değerli bir kaynak sağlanmış olması çok önemli. Tabii ki bu kaynak, günümüzün en önemli global gündem maddelerinden iklim değişikliği konusunda da kullanılıyor.

    Ülkemiz özelinde bakarsak bu fonlarla finanse edilecek ilave yenilenebilir enerji yatırımlarıyla, enerjide dışa bağımlılık, dolayısıyla cari açık azalıyor. Enerji, kaynak ve her türlü ham madde verimliliği yatırımları sayesinde ise ekonomik büyümenin daha az enerji ve kaynak tüketerek gerçekleşmesine destek veriliyor. 

    Yeşil tahvilleri finansman sağlayan yatırımcılar açısından değerlendirdiğimizde, en öne çıkan kavramın “istikrar” olduğunu görüyoruz. Yapısal dönüşüm sağlayan ancak getirisi uzun vadeye yayılan enerji, kaynak verimliliği, altyapı ve sağlık gibi yatırımlara uzun vadeli kaynak sağlanması yeşil tahvilin başlıca avantajı. Özetle yatırımcı, bu tahvil aracılığıyla geleceğe sürdürülebilir bir yatırım yapmış oluyor. 

    İki tarafı birleştiren bankalar ise, pek çok fırsatı yakalamış oluyor. Öncelikle yeşil tahvil, kullanım alanları itibarıyla oldukça genişleyen bir pazara hitap ediyor. Bu da bankalara hem yeni temalara fon sağlama hem de yeni bir müşteri portföyüne ulaşma fırsatı tanıyor. Ayrıca yeşil tahvilin gerektirdiği kriterleri karşılayabilen bankalar, bu profili cazip bulan yeni yatırımcılara ulaşabiliyor. TSKB gibi Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasında öncü banka olma vizyonuyla hareket ediyorsanız, bu vizyona uygun bir ürünle piyasayı yönlendirme avantajı da işin içine giriyor.

    Türkiye’de yeşil tahvilin yeni bir alan olduğu biliniyor. Peki, dünyada yeşil tahvillerin örnekleri nasıl, yeşil tahvillerin dünyadaki büyüklüğü hangi seviyelere ulaştı? 

    Dünyadaki yeşil tahvil piyasasına baktığımızda, henüz gelişiminin başında olsa da büyük potansiyel barındıran bir piyasayla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Yeşil tahvil piyasasının 2016'da 100 milyar dolar sınırını aşması çok önemli bir göstergeydi. Bundan sonrası için de geometrik artışla büyüyen bir piyasa olacağını tahmin ediyoruz. Kendi deneyimimiz bize bu konuda ne kadar büyük bir talep olduğunu gösterdi. Özellikle kentli nüfustaki artış ve iklim değişikliğiyle mücadele-uyum çalışmaları, çok ciddi altyapı yatırımlarını beraberinde getiriyor. Geleneksel fonlama araçları bu ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu nedenle yeşil tahvilin yenilikçi yaklaşımının dünyada daha da aranır olacağına inanıyoruz.

    Ülkemizde de yeşil tahvil piyasasının gelişeceğine, TSKB’nin attığı bu ilk adımın devamının geleceğine inanıyoruz. Bizim ayrıştığımız nokta, sürdürülebilirlik konusunda yeterli deneyime ve uluslararası finans kurumlarıyla sağlam ilişkilere sahip olmamızdı. Sürdürülebilir bir geleceğe odaklanan ve uluslararası finans kurumlarıyla kurduğu yakın ilişkinin kazandırdığı deneyimle sürdürülebilirlik konusunda öncü bir banka olarak yeşil tahviller bizim her zaman yakından takip ettiğimiz kaynaklar arasında yer alıyordu. Yeşil tahvil ihracını Türkiye'de ilk kez gerçekleştiren banka olmak bize büyük gurur veriyor.

    Bankalarla beraber özel sektörün de yeşil tahvil ihraç etmesi söz konusu mu? En çok hangi ülkeler yeşil tahvil ihracı gerçekleştiriyor?
    ABD, Kanada, İskandinavya, İngiltere ve Fransa yeşil tahvil ihracında yatırımcı ve ihraççı olarak öne çıkıyor. Bu ülkeler içinde ABD, İngiltere ve Fransa şimdiye kadar gerçekleştirilen toplam ihracın yaklaşık yüzde 75’ini gerçekleştirmiş durumda. Ülkelerden bağımsız bakarsak, yeşil tahvil ihraçlarının ağırlıklı olarak kalkınma finansmanı kurumları ve yerel yönetimler tarafından yapıldığını görüyoruz. Ticari bankaların ağırlığı şu anda düşük görünse de, gelişme potansiyeli son derece yüksek olan bu pazarda zamanla farklı aktörlerin de öne çıkmaya başlayacağına inanıyoruz.
    Ayrıca “Proje Tahvilleri” yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir yatırımları finanse etme odağındaki yatırımcılara özellikle hitap edebiliyor. Bu anlamda özel sektörde kamu-özel işbirlikleri bu alandaki ihraçlarla yatırımın ihtiyaç duyduğu finansmanı karşılayabilecek.

    TSKB olarak bu yıl ne kadarlık kredi kullandırmayı düşünüyorsunuz? Kullandırdığınız kredilerinin ne kadarı ve yüzde kaçı sürdürülebilir projelere ait?
    2017 yılında gündemimizdeki sektörler ve projeler şimdiye kadar sağladığımız ve yıl içerisinde sağlanacak kaynak temaları doğrultusunda; enerji ve kaynak verimliliği, başta güneş ve jeotermal olmak üzere yenilenebilir enerji, kadın istihdamı, iş sağlığı ve güvenliği, çevresel temalı projeler ve KOBİ’ler olacak. Kullandırmayı planladığımız yaklaşık 2 milyar ABD doları tutarında nakit kredi ile %10-13 oranında kurdan arındırılmış kredi büyümesi hedefliyoruz. 
    Toplam kredi portföyümüz içerisinde sürdürülebilirlik temalı yatırım kredilerimizin payı geçtiğimiz yılın sonunda %57’ye ulaştı. Böylelikle, 2016 yılsonu için hedeflediğimiz %55’lik oranı başarı ile gerçekleştirdik. Bu oranı yeni kullandırımlarımız ile %55’ler seviyesinde korumayı planlıyoruz.

    Önümüzdeki dönemde yenilebilir enerjide hangi segmentlerde yatırımların artacağın belirtebilirsiniz? 
    Yenilenebilir enerji yatırımları Türkiye’nin cari açığını azaltma çabası yönünde kritik önem taşımaya devam ediyor. Biz de bu doğrultuda geçtiğimiz yıl Avrupa Yatırım Bankası, KfW ve IBRD ile yenilenebilir enerji, çevre ve jeotermal enerji projeleri temalarında 385 milyon ABD doları tutarında kaynak anlaşmasına imza attık. Türkiye’nin öncelikli yatırım ihtiyaçları ve kaynak anlaşmalarımız çerçevesinde, 2017 yılında sosyal, ekonomik ve çevresel kriterlerimize uyan ve verimli bulduğumuz yenilenebilir enerji projelerini finanse etmeye devam edeceğiz. RES’ler ilgi odağımızda kalmayı sürdürüyor. Ayrıca, 2017’de yeni jeotermal ve güneş enerji projeleri yatırımlarını da değerlendiriyor ve uygun gördüklerimizi finanse ediyor olacağız.

    Dünyada yenilenebilir enerjilerde kullanılmak üzere fonların giderek arttığını söyleyebilir misiniz? Türkiye’de bu noktada hangi adımlar atılıyor?

    COP 21 hedefleri ve Paris Anlaşması, tüm dünyada yenilenebilir enerji yatırımlarına duyulan ihtiyaçla birlikte bu yatırımları finanse edecek fonlarda da belirgin bir artış ihtiyacına işaret ediyor. Bu anlamda gerek uluslarüstü kalkınma bankalarından gerekse uluslararası finansal kuruluşlardan yeşil ve sürdürülebilir tahvil ihraçlarının devamını bekliyoruz. Bununla birlikte ülkelerin de artık yükümlülükleri perspektifinde ihraçlara çıktılarını görüyoruz. Örneğin Polonya’yı Fransa takip ediyor. Ülkemizde de sürdürülebilir kalkınma ve arz güvenliği açısından yenilenebilir enerji yatırımları daha da önem kazanıyor. Finans sektörü bu yatırımların hayata geçmesi için katkı sunmaya, uluslararası finans kuruluşları ve kalkınma finansmanı kurumlarıyla işbirliği halinde çözümler geliştirmeye devam ediyor. Tabii ki yenilenebilir enerji yatırımları denince teşvikleri de mutlaka belirleyici kriterler arasında tutmak gerekiyor.

    Yatırım bankacılığı ve danışmanlık tarafındaki faaliyetleriniz de biliniyor. TSKB’nin burada yol haritası nasıl? 2017 yılında yatırım bankacılığı ve danışmanlık tarafındaki hedefleriniz neler?

    Yatırım bankacılığı alanındaki deneyimimiz, TSKB'nin en ayrıştığı noktalardan birini oluşturuyor. Halka arzlar, özelleştirmeler ve şirket evliliklerinden, stratejik danışmanlığa kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. 2017'ye yatırım bankacılığı alanında başarılı bir başlangıç yaptığımızı da özellikle belirtmek istiyorum. Geçtiğimiz haftalarda iştirakimiz Yatırım Finansman Menkul Değerler ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Mistral GYO halka arzına 3 kat talep geldi. Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının halka arzı konusundaki deneyimimizle bu önemli projeye katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 
    Önümüzdeki dönemde de yatırım bankacılığı alanındaki ürün yelpazemizi geliştirmeye ve daha çok müşteri için değer yaratmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda iştiraklerimizle geliştirdiğimiz sinerjiye de özel önem veriyoruz. Halka arzda iştirakimiz Yatırım Finansman Menkul Değerler ile imza attığımız başarıyı, diğer alanlarda Gayrimenkul Değerleme ve Escarus Sürdürülebilirlik Danışmanlığı ile devam ettiriyoruz.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu