YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 05 Ağustos 2020

Geçici temel gelir insanlar için mali can suyu olabilir mi?

  • Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı raporu, geçici temel gelirin, hükümetlerin genel tecrit uygulaması kapsamındaki insanlara mali can suyu temin etmesini sağlayabileceğini gösterdi.

    Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) hazırladığı ‘Geçici Temel Gelir: Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Yoksul ve Kırılgan İnsanları Korumak’ başlıklı rapora göre; gelişmekte olan 132 ülkede yoksulluk çizgisinin altında veya hemen üstünde yaşayan 2.7 milyar kişiye, zamana bağlı ve garantili temel gelir sağlamanın maliyeti ayda 199 milyar ABD Doları olacak. Rapor ayrıca, bu önlemin uygulanabilir ve acilen gerekli olduğu sonucuna varıyor çünkü küresel salgın, özellikle gelişmekte olan ülkelerde artık haftada 1.5 milyonu aşkın yeni vaka hızıyla yayılıyor. Bu ülkelerde her on çalışandan yedisi kayıt dışı ekonomiden geçim sağlıyor ve evde kalırlarsa para kazanamıyorlar.

    İnsanları gelir olmadan evlerinde tutmak mümkün değil

    Sosyal sigorta kapsamında olmayan devasa kitlenin büyük kısmını kayıt dışı işçiler, düşük ücretliler, kadınlar ve gençler, mülteci ve göçmenler, engelliler oluşturuyor ve kriz en büyük darbeyi bu kesimlere indiriyor. UNDP son birkaç ayda 60’ı aşkın ülkede koronavirüsün sosyo-ekonomik etkilerini değerlendirdi. Ortaya çıkan sonuçlar, sosyal koruma kapsamında olmayan işçilerin, geçinecek gelirleri olmadan evde kalamayacağını gösteriyor.

    Can suyu yıkıcı etkiyi azaltır

    Geçici temel gelir, bu insanların gıda temin etmelerini, sağlık ve eğitim giderlerini ödemelerini sağlayacak. Bu önlem aynı zamanda mali olarak imkân dahilinde: Örneğin, altı aylık geçici temel gelir, 2020 yılında koronavirüs ile mücadelenin mali yanıt bileşeninin sadece yüzde 12’sine veya diğer ifadeyle gelişmekte olan ülkelerin 2020 yılında yapacakları dış borç ödemelerinin üçte birine eşit. “Olağanüstü dönemler, olağanüstü sosyal ve ekonomik önlemler gerektirir” diyen UNDP Başkanı Achim Steiner, dünyanın en yoksul insanları için geçici temel gelir getirilmesinin seçenek olarak ortaya çıktığını vurguluyor. Steiner şöyle devam etti: “Birkaç ay önce bu, imkânsız görünürdü. Kurtarma paketleri ve düze çıkma planları sadece büyük pazarlara ve büyük işletmelere odaklanamaz. Geçici temel gelir, hükümetlerin genel tecrit uygulaması kapsamında olan insanlara mali can suyu temin etmesini, yerel ekonomilere nakit pompalayarak küçük işletmelerin sağ kalmasına yardım etmesini, koronavirüsün yıkıcı biçimde yayılımını yavaşlatmasını sağlayabilecektir.”

    Borçların yönü değiştirilmeli

    Geçici temel gelir, küresel salgının getirdiği ekonomik zorlukları çözecek bir sihirli değnek de değil. Ülkelerin alabileceği diğer önlemler arasında, işlerin korunması; mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelere desteğin genişletilmesi, dışlanan insanları tespit etmek ve onlara erişmek için dijital çözümler kullanılması da var. Ülkelerin geçici temel gelir için fon yaratmasının bir yolu da bu yıl borç ödemelerine ayıracakları kaynakları bu amaca yöneltmek. Resmi verilere göre; gelişmekte olan ve yükselen ekonomiler bu yıl 3.1 trilyon ABD Doları borç ödeyecek. BM genel sekreterinin çağrıda bulunduğu üzere, tüm gelişmekte olan ülkeler için borç ödemelerinin geçici olarak durdurulması, bu ülkelerin anılan fonları koronavirüs krizinin etkileriyle mücadele için acil önlemlere yöneltebilmelerini sağlayacak.

    Küresel ve ulusal eşitsizlikler daha da ağırlaştı

    Bir takım ülkeler daha şimdiden geçici temel gelir uygulamasını hayata geçirmek için adım atmış durumda. Togo Hükümeti, çoğunlukla kayıt dışı sektörde çalışan kadınlar olmak üzere, nüfusun yüzde 12’sini aşan kesimine, nakit transfer programı yoluyla aylık mali yardım olarak 19.5 milyon ABD Doları dağıttı. Yakın zaman önce İspanya, 850 bin kırılgan aile ve 2.3 milyon bireyin gelirlerini asgari eşik düzeyine yükseltecek eklemeler için aylık 250 milyon euro’luk bütçeyi onayladı. Koronavirüs, mevcut küresel ve ulusal eşitsizlikleri daha da ağırlaştırdı, nüfusun en kırılgan kesimlerini en ağır biçimde vuran yeni eşitsizlikler yarattı. 2020 yılında 100 milyon kişinin daha aşırı yoksulluğa sürüklenmesi, 1.4 milyar çocuğun okulların kapanışından etkilenmesi, rekor düzeyde işsizlik ve geçim imkanları kaybı gibi ağır etkiler nedeniyle UNDP’nin tahminlerine göre, küresel insani gelişme kavramının ortaya atıldığı günden bu yana insani gelişme ilk kez bu yıl gerileyecek.


    Rapora bu linkten ulaşabilirsiniz.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu