YUKARI

Sürdürülebilir Yaşam

Eklenme Tarihi: 29 Aralık 2024

2024’te neler oldu?

  • 2024, karşılaşılan zorluklara rağmen sürdürülebilirlik ve çevre bilinci adına umut verici adımların atıldığı, daha yaşanabilir bir gelecek için ilham veren bir yıl oldu.

    Dünya hızla değişirken, gündemimizde sıklıkla olumsuz haberler yer alıyor. Ancak bu yıl, olumlu gelişmelerin ne kadar büyük bir fark yaratabileceğini bir kez daha gördük. 2024, sürdürülebilirlikten sağlığa, toplumsal adaletten teknolojik inovasyonlara kadar pek çok alanda başarı hikayeleriyle doluydu. İnsanlık, doğanın yenileyici gücü ve kolektif çabalar sayesinde geleceğe dair umutlarını elden bırakmadı.

    AB emisyonları azaldı, Çin’in emisyonları zirveye ulaşmış olabilir
    2024 yılı, küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadelede umut verici gelişmelerin yaşandığı bir dönem oldu. Avrupa Birliği’nde 2023 yılında emisyonlar sekiz oranında azalırken, bu düşüş 1990 seviyelerine göre otuz yediye ulaştı. Bu başarı, kömür santrallerinin kapatılması, yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması ve enerji verimliliği projelerinin hayata geçirilmesi sayesinde mümkün oldu. AB ülkeleri, 2030 yılına kadar emisyonları yüzde elli beş oranında azaltmayı hedeflerken, mevcut politikalar bu hedefin biraz gerisinde kalabileceğini gösteriyor. Ancak genel gidişat, doğru yolda ilerlediğimizi ortaya koyuyor.
    Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre, gelişmiş ekonomilerde emisyonlar 2023 yılı itibarıyla son elli yılın en düşük seviyesine indi. Çin’de ise dünyanın en büyük sera gazı salıcısı olarak önemli bir dönüm noktasına yaklaşıldığına dair işaretler var. Uzmanlar, Çin’in karbon emisyonlarının zirveye ulaştığını ve azalma sürecine girebileceğini öngörüyor. Bu durum, Çin’in yenilenebilir enerji projelerine yaptığı devasa yatırımların etkisini açıkça gösteriyor.
    Avrupa ve Çin’in bu olumlu emisyon trendleri, yeşil enerjiye geçişte küresel liderliklerini güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu adımlar, diğer ülkelerin iklim hedeflerini daha da iddialı hale getirmesi için güçlü bir örnek teşkil ediyor. Emisyonların azalması, çevresel faydaların yanı sıra ekonomik ve toplumsal katkılar sağlayarak daha sürdürülebilir bir geleceğe ışık tutuyor.

    Yenilenebilir enerji, eleştirileri boşa çıkardı
    2024 yılı, yenilenebilir enerjinin gelecekteki enerji sistemlerinde oynayacağı kritik rolü bir kez daha gözler önüne serdi. Geçmişte rüzgar ve güneş enerjisinin maliyetleri ve güvenilirliği konusundaki eleştiriler, bu yılki gelişmelerle büyük ölçüde çürütüldü. Yenilenebilir enerji, fosil yakıtları geride bırakarak dünyanın enerji ihtiyacını karşılamada liderlik etmeye başladı.
    Çin, bu dönüşümde başı çekiyor. Ülke, dünyadaki toplam rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin neredeyse yarısını tek başına inşa ederek enerji devriminde öncü bir rol üstleniyor. Bu başarı, Çin’in yenilenebilir enerji yatırımlarına yaptığı büyük ölçekli fonlama ve altyapı geliştirme projelerinin bir sonucu. Ülke ayrıca düşük maliyetli yenilenebilir enerji teknolojilerini daha geniş bir küresel pazar için erişilebilir hale getirerek diğer gelişmekte olan ülkelerin de bu dönüşüme katılmasını teşvik ediyor.
    Avrupa da yenilenebilir enerjide önemli adımlar atmaya devam ediyor. İngiltere, 2024 yılında kömür kullanımını tamamen sona erdiren ilk büyük ekonomi olarak dikkat çekti. Ülke, 2030 yılına kadar elektrik şebekesini tamamen karbon nötr hale getirmeyi hedefliyor.
    Düşen maliyetler ve teknolojideki hızlı ilerlemeler sayesinde, yenilenebilir enerji artık sadece çevresel bir gereklilik değil, aynı zamanda ekonomik bir avantaj olarak da öne çıkıyor. Çeşitli araştırmalar, rüzgâr ve güneş enerjisinin, fosil yakıtlardan daha düşük maliyetlerle enerji üretebildiğini ve enerji bağımsızlığını artırabildiğini kanıtlıyor.

    Yeşil ekonomi şüphecilere rağmen yükseldi
    2024, yeşil ekonominin küresel olarak ekonomik büyümenin güçlü bir motoru olduğunu ortaya koydu. Çin’de düşük karbonlu enerji sektörü, 2023’teki ekonomik büyümenin yüzde kırkını oluştururken, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar gibi alanlar kalkınmayı destekleyen temel sektörler haline geldi. İngiltere’de, net sıfır ekonomisi yüzde dokuz büyüyerek genel ekonomik büyümenin çok ötesinde bir performans sergiledi.
    Avrupa ve Kuzey Amerika’da yeşil işler giderek daha yüksek maaşlar sunarak çalışanlar için cazip kariyer olanakları yarattı. Uluslararası raporlar, net sıfır ekonomisinin dünya çapında milyonlarca iş imkânı sağladığını ve fosil yakıtlardan uzaklaşmanın ekonomik bir yük yerine, uzun vadeli bir kazanç olduğunu gösterdi.

    Biyoçeşitliliği koruma adımları güçlendi
    2024, biyoçeşitliliği koruma alanında atılan güçlü adımlarla dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin doğayı koruma yasası, 2030’a kadar kara ve deniz alanlarının yüzde yirmisini koruma altına almayı hedefleyerek yaban hayatı ve ekosistemlerin korunmasında tarihi bir adım oldu. İngiltere, tüm yeni projelerde yüzde on biyoçeşitlilik kazancı şartı getirerek, doğal habitatların yok edilmesini önlemek ve yerine daha fazlasını koymak için öncü bir politika geliştirdi.
    Küresel ölçekte de sevindirici gelişmeler yaşandı. Çin’deki vahşi panda popülasyonu, son kırk yılda neredeyse iki katına çıkarak koruma çabalarının meyvesini verdi. Ayrıca, 1920’lerden bu yana görülmeyen Sei balinaları, Arjantin sularına geri döndü. Bu dönü hem deniz ekosisteminin iyileştiğine hem de koruma çalışmalarının önemine dikkat çekiyor.

    Elektrikli araçlar hız kazandı
    Elektrikli araçlar (EV), 2024’te küresel ölçekte büyük bir büyüme gösterdi. Kasım ayında dünya genelinde rekor düzeyde elektrikli araç satışı gerçekleşti ve bu, karbon salınımını azaltma çabalarına büyük bir ivme kazandırdı. Norveç, elektrikli araçların fosil yakıtlı araçlardan daha fazla olduğu ilk ülke olarak dikkat çekerken, temiz enerjiye geçişte bir model haline geldi.
    Çin, elektrikli araç pazarında lider konumunu sürdürdü. Küresel satışların büyük bir kısmı Çin’de gerçekleşirken, ülke aynı zamanda batarya teknolojilerinde önemli yeniliklere imza attı. Avrupa’da da EV kayıtları hızla artmaya devam ederken, İngiltere’deki bu yükseliş, “benzin devri sona eriyor” yorumlarına yol açtı.
    Hükümetler, altyapı yatırımlarını artırarak şarj istasyonlarının yaygınlaşmasını sağladı ve elektrikli araçlara yönelik teşvik programlarıyla tüketicilerin ilgisini çekti. Elektrikli araçlar, ulaşım sektörünün karbonsuzlaştırılmasında artık sadece bir alternatif değil, bir norm haline geldi.

    Yaşanabilir şehirler artıyor
    2024, şehir yaşamının daha sürdürülebilir ve yaşanabilir hale geldiği bir yıl oldu. Küresel Yaşanabilirlik Endeksi’ne göre, dünyanın birçok büyük şehrinde yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileşti. Viyana, üçüncü kez üst üste dünyanın en yaşanabilir şehri seçilirken, Kopenhag ve Zürih de üst sıralarda yer aldı.
    Paris, bisiklet dostu altyapısına yaptığı büyük yatırımlarla öne çıktı. Şehirde bisiklet şeritlerinin yaygınlaşması, bisiklet kullanımını otomobil kullanımının önüne geçirdi. Londra, ultra düşük emisyon bölgelerini genişleterek çocukların okula yürüyerek veya bisikletle gitme oranını artırdı. Bu gelişmeler, hava kalitesinde ve genel halk sağlığında gözle görülür bir iyileşme sağladı.
    Asya ve Amerika’da da şehirler yaşanabilirlik konusunda önemli adımlar attı. Tokyo, enerji verimli tren sistemlerine yatırım yaparken, New York ve Los Angeles yeşil enerji kullanımını artırdı ve kentsel tarım projelerini destekledi.

    Ozon tabakası beklenenden hızlı iyileşiyor
    2024 yılında yayımlanan Birleşmiş Milletler Çevre Programı raporu, ozon tabakasının iyileşme sürecinde beklenenden daha hızlı ilerleme kaydettiğini ortaya koydu. Montreal Protokolü sayesinde zararlı gazların üretimi ve kullanımı büyük ölçüde azaldı. Analizler, ozon tabakasının bazı bölgelerde 2030’ların başında tamamen iyileşebileceğini gösteriyor.
    Ozon tabakasındaki bu olumlu gelişme, cilt kanseri vakalarının azalması ve tarımsal üretimin korunması gibi konularda da büyük bir etkiye sahip. Bu başarı, küresel iş birliğinin çevresel sorunların çözümündeki gücünü bir kez daha ortaya koydu.

    Gençler iklim değişikliğinin farkında, sürdürülebilir markalara talep artıyor
    2024, genç nesillerin çevresel sorunlara karşı artan duyarlılığını ve bu farkındalığın tüketici tercihlerini nasıl şekillendirdiğini gözler önüne serdi. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, gençlerin yüzde 70’inin iklim değişikliğini öncelikli bir kriz olarak gördüğünü ortaya koydu.
    Sürdürülebilir ambalajlar, düşük karbon ayak izi ve adil ticaret uygulamaları, artık genç tüketicilerin seçimlerinde belirleyici rol oynuyor. Bu eğilim, büyük şirketlerin de sürdürülebilirlik odaklı vaatlerini artırmasına yol açtı. 2024 yılında yayımlanan bir rapora göre, sürdürülebilir ürün ve hizmetlere olan talep küresel ölçekte yüzde kırk arttı.
    Gençlerin bu bilinçli tercihi, pazarı dönüştürmekle kalmayıp markaların çevresel sorumluluklarını da yeniden tanımlamalarını sağladı. Bu dönüşüm, sürdürülebilir bir geleceğin yapı taşlarını oluşturuyor.

    2024, çevresel ve sosyal farkındalıkta önemli bir ilerleme yılı oldu. Elektrikli araçlardan ozon tabakasının iyileşmesine, sürdürülebilir şehirlerden gençlerin çevresel duyarlılığına kadar birçok alanda atılan adımlar, küresel iş birliğinin ve bireysel farkındalığın ne kadar etkili olabileceğini gösterdi. Bu gelişmeler, sürdürülebilir bir geleceğe olan inancımızı güçlendiriyor.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu