YUKARI

Sürdürülebilir Yaşam

Eklenme Tarihi: 27 Mayıs 2025

Dört tahıla bağımlılığın kırılganlığı

  • İklim krizinde çözüm toprağın unutulmuş hazinelerinde

    Günümüzde küresel gıda sisteminin büyük bölümü yalnızca dört ürün etrafında şekillenmiş durumda; buğday, pirinç, mısır ve soya fasulyesi. Crops For the Future (Geleceğin Mahsulleri) CEO’su Sayed Azam-Ali’ye göre; bu dört ürünün beslenme sistemleri üzerindeki baskınlığı hem sağlık hem de gıda güvenliği açısından büyük riskler yaratıyor. Azam-Ali, bu ürünlerin tokluk hissi verse de besin değerlerinin sınırlı olduğunu ve çeşitliliğin giderek azaldığını belirtiyor. Ayrıca bu ürünler kuraklık, sıcaklık ve iklim değişikliği karşısında oldukça kırılgan. Gıda sisteminin bu derece tek tipleşmesi, sadece biyolojik çeşitliliği değil aynı zamanda küresel tedarik zincirlerini de tehdit ediyor.

    Yeşil devrimin gölgesinde kalanlar
    Yirminci yüzyılın ortalarında başlayan ve ‘Yeşil Devrim’ olarak adlandırılan süreç, verimliliği artırmayı hedefliyordu. Bu dönemde, gübreye, sulamaya ve makineli tarıma uygun yüksek verimli türler öne çıkarıldı. Ancak bu dönüşüm, binlerce yerel gıdanın sistem dışına itilmesine yol açtı. Bugün unutulmuş gıdalar olarak anılan bu ürünler, bir zamanlar dünyanın farklı bölgelerinde 7 bin çeşit bitkiyle insanlığı besleyen geniş bir çeşitliliğin parçasıydı.

    Unutulmuş gıdalarla iklim krizine dayanıklı tarım
    İklim krizinin şiddetini artırdığı bir çağda, kuraklık ve sıcaklık gibi ekstrem koşullara dayanıklı gıdalar giderek daha önemli hale geliyor. Unutulmuş gıdaların büyük kısmı zorlu koşullarda yetişebiliyor. Örneğin fonio, bambara fasulyesi, moringa, amarant ve parmak darısı gibi ürünler, hem besleyici hem de iklim değişikliğine karşı dirençli yapılarıyla dikkat çekiyor. Bu ürünler yalnızca sağlıklı beslenme için değil, aynı zamanda yerel tarım ekonomilerinin güçlenmesi ve gıda zincirinin esnekleşmesi açısından da önemli.

    Tohumdan sofraya: Yeniden keşif zamanı
    Azam-Ali, unutulmuş gıdaların sadece tarımda değil, mutfak kültüründe de yeniden canlanması gerektiğini vurguluyor. Dünyanın dört bir yanındaki tohum bankalarında bu ürünlerin tohumları mevcut. Ancak asıl mesele, bu tohumların yeniden toprağa inmesi ve sofralara dönüşü. Eski tariflerin, yerel yemeklerin ve geleneksel beslenme biçimlerinin hatırlanması, bu sürecin önemli bir parçası. Bu amaçla oluşturulan Cropbase adlı veri tabanı, yerel iklimlere uygun iki bin yedi yüzden fazla ürün bilgisini barındırıyor. Çiftçiler için rehber olabilecek bu kaynak, yerel üretimin desteklenmesini ve unutulmuş gıdaların yeniden tarımın parçası olmasını amaçlıyor.

    4 ürüne bağlı kalmanın bedeli
    Dört ana ürüne dayalı bir sistem, aynı zamanda büyük bir taşıma ve dağıtım yükü anlamına geliyor. Azam-Ali’ye göre, buğday ve pirinç gibi ürünlerin küresel ölçekte taşınması, sistemin her tür dışsal şoka açık hale gelmesine neden oluyor. Savaşlar, siyasi krizler ya da doğal afetler gibi olaylar, bu zinciri kolayca kırabiliyor. Ukrayna-Rusya savaşı sırasında yaşanan tahıl krizi ya da Süveyş Kanalı’ndaki kısa süreli tıkanıklık, bu kırılganlığın ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini açıkça gösterdi. İklim değişikliği, nüfus artışı ve gıda güvensizliğiyle mücadele için daha çeşitli, besleyici ve yerel gıda sistemlerine ihtiyaç var. Bu ihtiyaç, sadece tarımsal bir mesele değil; aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi bir yönü de olan çok katmanlı bir dönüşüm çağrısı. Unutulmuş gıdaların, bu dönüşümün hem başlangıç noktası hem de çözüm yolu olduğu unutulmamalı.

    Kaynak: Yeşil Hat / AA

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu