YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 04 Şubat 2008

Ereğli Sazlıkları ve Akgöl'ün Geleceği Tehlike Altında

  • Ereğli Sazlıkları Akgöl ve Çevresini Koruma Ve Güzelleştirme Derneği “Sulak Alanlar Günü" Basın Açıklaması     

    2.01.2008 ESKOD Basın Açıklaması

    Sulak alanlar tanımı, işlev ve değerleri bakımından ülkemiz kamuoyu ve ilgili kamu çalışanlarınca pek bilinmemektedir. "Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan bütün sular, bataklıklar, sulak çayırlar, sazlıklar ve turbiyerler"  sulak alandır.
     
    Uluslararası düzeyde de kabul görmüş olan Ramsar Sözleşmesi’nde yer alan bu tanımıyla Konya  Ereğli’mizin sahip olduğu Ereğli Sazlıkları ve Akgöl tam bir sulak alandır.
     
    Türkiye sulak alanlar bakımından Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan sonra Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin sulak alanlarına sahiptir. Ülkemizde 71’i uluslararası düzeyde,  250 civarında sulak alan mevcuttur. Kuzeyden Güneye dört önemli kuş göç yolundan ikisi Türkiye üzerinden geçmektedir. Bu yönüyle ülkemiz sulak alanları diğer ülkelerin sulak alanlarından daha önemli bir konumdadır.
     
    Ülkemizde 1.300.000 hektar sulak alan habitat kurutma, ıslah, sulama ve baraj gibi proje uygulamaları ile tahrip edilmiştir. Ancak, bugüne kadar yapılan kurutmalar neticesinde elde edilen arazilerden istenilen verim alınamamış, tuzlanma ve rüzgar erozyonu gibi nedenlerle toprak verimsizleşmiştir. Yörenin su rejiminin bozulmasının yanı sıra, iklimsel değişiklikler olmuş, bir çok canlı türünün neslinin tehlikeye düşmesi, hatta neslinin yok olması gibi ileride telafisi mümkün olmayacak şekilde ekolojik denge bozulmuştur.
     
    2025 yılında dünya nüfusunun üçte ikisi  su kıtlığı ile karşı karşıya gelecektir. Bugün dünyanın % 30’u susuzluk çekiyor. Bu oran 1970’li yıllardan iki kat daha fazla.  2050’ye kadar dünya nüfusunun 8’de biri iklim mültecisi olacak. Dünyamızdaki 2 milyar insan içilebilir kalitede sudan yoksun ve her yıl 1.5 milyon civarında insan suya bağlı hastalıklardan ölmektedir. Türkiye su zengini bir ülke değildir ve  2030 yılında 80 milyon olacağımızı varsayarsak kişi başı tüketim 1000 m³ ün altına düşecektir, bu bir felakettir.
     
    Toz bulutları, kuraklık, vahşi hayatın bitmesi, yağışların azalması, yerüstü ve yeraltı sularının çekilmesi ve hayati tehlike boyutlarına ulaşması şu anda Ereğli’de yaşadığımız problemlerdir.
     
    Hayat, önce suda başladı. İlk kentler, su kenarlarında kuruldu. Su, hayat verdi, can verdi. Maalesef bugün, derelerimizden su değil, kimyasal atık ve kanalizasyon akmaktadır.
     
    Toplumun bütün kesimlerini tehlikenin farkında olmaya  ve önlem almaya çağırıyoruz.
     
    Sloganımız ve dileğimiz “doğal döngü öze dönüş”tür.

    www.eskod.org.tr    

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu