2.01.2008 ESKOD Basın Açıklaması
Sulak alanlar tanımı, işlev ve değerleri bakımından ülkemiz kamuoyu ve ilgili kamu çalışanlarınca pek bilinmemektedir. "Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan bütün sular, bataklıklar, sulak çayırlar, sazlıklar ve turbiyerler" sulak alandır. Uluslararası düzeyde de kabul görmüş olan Ramsar Sözleşmesi’nde yer alan bu tanımıyla Konya Ereğli’mizin sahip olduğu Ereğli Sazlıkları ve Akgöl tam bir sulak alandır. Türkiye sulak alanlar bakımından Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan sonra Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin sulak alanlarına sahiptir. Ülkemizde 71’i uluslararası düzeyde, 250 civarında sulak alan mevcuttur. Kuzeyden Güneye dört önemli kuş göç yolundan ikisi Türkiye üzerinden geçmektedir. Bu yönüyle ülkemiz sulak alanları diğer ülkelerin sulak alanlarından daha önemli bir konumdadır. Ülkemizde 1.300.000 hektar sulak alan habitat kurutma, ıslah, sulama ve baraj gibi proje uygulamaları ile tahrip edilmiştir. Ancak, bugüne kadar yapılan kurutmalar neticesinde elde edilen arazilerden istenilen verim alınamamış, tuzlanma ve rüzgar erozyonu gibi nedenlerle toprak verimsizleşmiştir. Yörenin su rejiminin bozulmasının yanı sıra, iklimsel değişiklikler olmuş, bir çok canlı türünün neslinin tehlikeye düşmesi, hatta neslinin yok olması gibi ileride telafisi mümkün olmayacak şekilde ekolojik denge bozulmuştur. 2025 yılında dünya nüfusunun üçte ikisi su kıtlığı ile karşı karşıya gelecektir. Bugün dünyanın % 30’u susuzluk çekiyor. Bu oran 1970’li yıllardan iki kat daha fazla. 2050’ye kadar dünya nüfusunun 8’de biri iklim mültecisi olacak. Dünyamızdaki 2 milyar insan içilebilir kalitede sudan yoksun ve her yıl 1.5 milyon civarında insan suya bağlı hastalıklardan ölmektedir. Türkiye su zengini bir ülke değildir ve 2030 yılında 80 milyon olacağımızı varsayarsak kişi başı tüketim 1000 m³ ün altına düşecektir, bu bir felakettir. Toz bulutları, kuraklık, vahşi hayatın bitmesi, yağışların azalması, yerüstü ve yeraltı sularının çekilmesi ve hayati tehlike boyutlarına ulaşması şu anda Ereğli’de yaşadığımız problemlerdir. Hayat, önce suda başladı. İlk kentler, su kenarlarında kuruldu. Su, hayat verdi, can verdi. Maalesef bugün, derelerimizden su değil, kimyasal atık ve kanalizasyon akmaktadır. Toplumun bütün kesimlerini tehlikenin farkında olmaya ve önlem almaya çağırıyoruz. Sloganımız ve dileğimiz “doğal döngü öze dönüş”tür.
www.eskod.org.tr
COP29, iklim krizine karşı verilen sözlerin ötesine geçip, bu taahhütlerin nasıl finanse ve için...
Kara Rapor 2024’e göre, Türkiye’de nüfusun %92’sinden fazlası Dünya Sağlık Örgütü standartlarının...
2040'a kadar sera gazı emisyonlarını %90 azaltmayı hedefleyen AB, iklim değişikliğiyle küresel öncü...
Erasmus AI, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamak amacıyla geliştirilen ve bu alanda ilk...
İklim dengesi için okyanus akıntısının çöküş riskini azaltmak adına karbon salımını azaltmalı,...
Japonya'nın en yüksek zirvesi Fuji Dağı, iklim değişikliğinin etkisiyle bu yıl karla kaplanmadan en...
Araştırmalara göre, 2023’te kara ekosistemleri neredeyse hiç karbon emmedi ve bu çöküş, küresel çok...
TSKB, depremden etkilenen firmaların yeşil yatırımlarını desteklemek...
TSKB, Hollanda merkezli bağımsız veri şirketi Equileap tarafından yer...
Çevre için 5 basit öneri
Çevreci yaklaşımlar sayesinde dünyanın daha iyi bir yer halini alması mümkün.
Daha iyi bir dünya için yapay zekâ
Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakabilmek için teknolojiden nasıl yararlanırız?
Enerji Verimliliği
Enerji verimliliği projelerini destekleyerek dünyanın geleceğine yatırım yapıyoruz.
Kutup ayılarının nesli tükeniyor mu?
Kuzey Kutbu'nda deniz buzlarının hızla erimesi, kutup ayılarının neslinin 80 yıl içinde tükenmesine yol açabilir.
"cevreciyiz.com Türkiye’nin sürdürülebilir bankası TSKB tarafından desteklenmektedir. "
Copyright © 2013