YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 28 Haziran 2019

2020’de limit aşımımızı telafi edelim!

  • 27 Haziran 2019 tarihinden itibaren tükettiğimiz kaynaklar 2020 rezervlerinden olacak. Şimdi odak noktamız, 2020 kaynaklarını doğru kullanmak ve hep birlikte limitlerimizi kontrol altına almak olmalı.

    WWF’nin açıklamasına göre, gezegendeki yenilenebilir kaynaklarla, insanların bu kaynaklara yönelik talebini karşılaştıran Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) analizleri, Türkiye’nin 29 Temmuz olarak belirlenen Limit Aşım Günü’ne 32 gün erken ulaştığını gösteriyor. 27 Haziran 2019 tarihinden itibaren tükettiğimiz kaynaklar 2020 rezervlerinden olacak. Şimdi odak noktamız, 2020 kaynaklarını doğru kullanmak ve hep birlikte limitlerimizi kontrol altına almak olmalı.

    WWF’nin açıklamasına göre, Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) analizlerine göre Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl Türkiye için 27 Haziran olarak belirlenmişti. Yani, doğanın bize 2019 boyunca kullanmamız için sunduğu kaynakları, 6’ncı ayın sonunda tüketmiş durumdayız ve kalan 6 ayda 2020’den borç alacağız.

    Tüm dünya ülkelerinin ve insanlarının doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda yerine koyabileceği kapasiteyi aştığı gün olan Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl 29 Temmuz olarak saptandı. Bu tarih bir dünya ortalamasını ortaya koyuyor. Bazı ülkeler limit aşım gününe çok erken ulaşırken, bazıları yılın sonuna kadar rezervlerini doğru kullanıyor. Türkiye yıllık limit aşım gününe 27 Haziran tarihinde ulaştı fakat bir çok gelişmiş ülkenin rezervlerini çok daha erken tüketmiş olduğunu da unutmayalım. Katar ve Lüxemburg sıralamanın alarm veren ülkeleri durumundalar. BEA, ABD, Kanada, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Norveç, Rusya gibi ülkelerin, rezervlerini ilk 4 ayda tükettiklerini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Az gelişmiş ekonomilere sahip, Kırgızistan, Endonezya, Küba, Irak gibi ülkelerde limit aşım tarihleri Aralık ayı sonuna kadar ulaşıyor.

    Ülkemize odaklanalım!

    Gelişmiş ülkelerin limitleri bu kadar erken tüketmeleri veya az gelişmiş ülkelerin limit aşım günü ortalamasını yükselten rezerv kullanım hızları, okumamız gereken analizler olmalı fakat önceliğimiz Türkiye’nin 2020 kaynaklarına odaklanmak ve adım adım çözüm üretebilmek.

    WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli’nin yaptığı değerlendirmeye göre,  “Türkiye’nin Ulusal Limit Aşım Günü, rekor bir sıçrama ile 14 gün öne gelerek, yılın ilk altı ayına kaymış durumda. Bu durum dünyamızın ekolojik çöküşünde bizlerin de rolü olduğunu gözler önüne seren ciddi bir gösterge. Doğa sorunları genelde çok karışık, devletlerin çözmesi gereken sorunlar olarak algılanıyor. Devletlere iş düştüğü muhakkak, ancak bireylerin, kurumların, STK’ların da sorumlulukları büyük. Ve bu sorumluluğu, rekabet üstü, politika üstü bir ruh haliyle, çok daha samimi olarak, daha radikal kararlarla ve iş yapış şekilleriyle sahiplenmemiz gerekiyor. Unutmamalıyız ki, gezegenimizin felaketi üzerine saadet kurmaya çalıştığımız bir yaşam modelinin kazananı olamaz.”

    Küçük adımlarla büyük farklar

    Pasinli; bireylerin, kurumların üzerine düşen sorumluluklar üzerine ise şunları söyledi: “Bireyler olarak atığımızı azaltarak işe başlayabiliriz. Eskisi gibi pazara file ile gitmek, evden çıkarken yanımıza matara almak, pipet kullanımından vazgeçmek, daha fazla bisiklete binmek, taşıt kullanmak yerine yürümek veya toplu taşıma kullanmak gibi günlük hayatımızda yapacağımız ufak değişikliklerin toplamda etkisi tahminimizden çok daha büyük. Kurumlar olarak, her sektörün ‘sosyal sorumluluğu’ bir proje olarak görmek yerine ‘iş yapış şeklini dönüştürmek’ olarak benimsemesini önemsiyoruz. Finans sektörünün çevre dostu olmayan yatırımları reddetmesi bu iş yapış şekline bir örnek. Devletler açısından ise bir enerji devrimi yaşanması gerekiyor. Birçok ülke kömür santrallerini kapatma kararı aldı. Ülkemizde, bundan sonra yapılacak yatırımların güneş ve rüzgâr odaklı olması, teşviklerin de kömürden bu alana kaydırılması çok önemli adımlar.”

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu