YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 18 Şubat 2012

"Beşikten Beşiğe"

  • 16 Şubat 2012 Ntvmsnbc
    "Beşikten Beşiğe" konsepti “yeni bir atık bakış açısı” getiriyor. Bu düşünce şekli daha az zararlıyı değil faydalıyı/yararlıyı gerçekleştirmeyi esas alıyor.

    Environmental Protection Encouragement Agency (EPEA) Türkiye ofisi faaliyete geçti. Prof. Dr. Michael Braungart tarafından Almanya’da 1987 yılında kurulan EPEA, uluslararası bir araştırma ve danışmanlık enstitüsü olarak, dünyanın her yanında yeni proseslerin, ürünlerin ve hizmetlerin tasarımında cradle to cradle (beşikten beşiğe)  metodolojisinin uygulanması için çalışıyor.

    Beşikten Beşiğe konsepti “yeni bir atık bakış açısı” getiriyor. Bu düşünce şekli daha az zararlıyı değil faydalıyı/yararlıyı gerçekleştirmeyi esas alıyor. Bu nedenle yaşadığımız bu yıllarda ağırlık verilmeye çalışılan sürdürülebilirlik, atık azaltımı, ayakizinin küçültülmesi, ürünlerde bazı zararlı maddelerin bulunmaması gibi “ Beşikten Mezara “ kavramlarına eleştirel yaklaşıyor. Kendisi upcycling, teknik çevrim gibi yeni kavramlar getiriyor.   Beşikten Beşiğe konseptinde yeni, güzel ve akıllı ürünler üretiliyor. Bu ürünler daha baştan, kullanımlarının sonunda ya biyolojik çevrime girebilecek en azından kompost olabilecek ya da teknik çevrimlere girebilecek şekilde dizayn ediliyorlar. Kısacası atık oluşmuyor. Düşünce sistemi gereği Beşikten Beşiğe konseptine göre dizayn edilip üretilen ürünler yüksek bir kaliteye sahip oluyorlar.

    EPEA Türkiye Ofisi Direktör’ü  Prof. Dr. Hulusi Barlas, Beşikten Beşiğe tasarım konseptinin üç esasını şöyle sıralıyor: “ İlki “atık=besin”. Yani atık kavramı ortadan kalkıyor. İkincisi esas olarak güneş enerjisinin (direkt ya da depolanmış /dönüşmüş şekillerinin) kullanılıyor olması ve üçüncüsü de başta biyolojik ve kültürel olmak üzere çeşitliliğin desteklenmesi.

    Beşikten Beşiğe dizayn konseptine göre dünyada bugüne kadar yaklaşık 600 civarında ürün üretildi.Kompost olabilen , yani biyolojik çevrime giren tişörtlerden teknik çevrime giren büro koltuklarına, havayı temizleyen halılardan spor ayakkabılara ve mimari yapılara kadar her alanda uygulamalar gerçekleştirilmeye devam ediliyor.

    Tüketiciye, Beşikten Beşiğe konseptine göre üretilen ürünlerin mülkü değil “kullanım hakkı” satılıyor. Tüketici daha ürünü alırken sonunda ürünü (çevrime girmek üzere) geri vereceği ile ilgili bir sözleşme yapılıyor. Böylelikle malzemelerin sürekli çevrimlere girmesi de garanti altına alınmış oluyor.

    Prof. Dr. Hulusi Barlas, özellikle Avrupa’da ve hatta Çin’de bir çok firmanın rekabet üstünlüğünü ele geçirmek için Beşikten Beşiğe konseptine göre ürünlerini yeniden tasarladıklarını belirtiyor ve ülkemizin “2. Endüstri Devrimi”ni tam zamanında yakalayabilmesı için bu konsepte ciddi bir şekilde eğilinmesi gerektiğini vurguluyor.

    EPEA Türkiye, şu anda özellikle Türkiye’nin önemli Holdingleri bünyesinde üretilen bazı ürünlerin Cradle to Cradle konseptine göre yeniden tasarımlarının yapılmasına çalışıyor.

    Varolan ürünlerin yeni bir anlayışla yeniden oluşturulması, böylelikle de biyolojik ve teknik çevrimlere sokulmaları planlanıyor.

    Haberin detayına ulaşmak için tıklayınız

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu