YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 17 Eylül 2007

Gelecek nesiller çölde yaşamasın

  • Türkiye topraklarının tamamına yakını erozyon ve buna bağlı çölleşme riskiyle karşı karşıya. Erozyon sonucu her yıl yaklaşık 1.5 milyar ton toprak kaybediyoruz. Ve bunların büyük kısmı tarım toprakları.    

    16 Eylül 2007 - Vatan

    Türkiye topraklarının tamamına yakını erozyon ve buna bağlı çölleşme riskiyle karşı karşıya. Erozyon sonucu her yıl yaklaşık 1.5 milyar ton toprak kaybediyoruz. Ve bunların büyük kısmı tarım toprakları. Yediğimiz gıdaların yüzde 78’ini doğrudan, gerisini de dolaylı sağlayan toprağın erozyona uğraması, tuzlanması ve bunların sonucunda çölleşmesi beraberinde açlık, susuzluk ve göç tehlikesini de getiriyor

    Büyüleyicidir çöl. Uçsuz bucaksız kum tepelerinde insan bir kum tanesi gibi ne kadar küçük olduğunu hisseder. Aynı anda o küçücük kum tanesinde evrenin sırrı gizlidir. O küçük kum taneleri topluca koca Sahra Çölü’nü yaratır. Çöl bir doğal ekosistemdir. Barındırdığı sıcağa ve kuraklığa dayanıklı kendine has bitki ve hayvan türleri ile gezegenimize zenginlik katar. Çölleri ve kumulları korumak gerek.
    O zaman niye TEMA Vakfı “Türkiye Çöl Olmasın” diyor? Çünkü Türkiye doğal olarak çöl değil ve biz de Sahra’da yaşamıyoruz. Türkiye’yi akılsızca çöl yapan, insanımız ve yanlış hükümet politikaları. Çölleşme dediğimiz olay insan eliyle verimli toprağın kaybedilmesi veya toprağın verimsizleştirilmesi. Ülkemizde çölleşme hızla ilerlerken, TEMA bunun için toprağına sahip çık, Türkiye çöl olmasın diyor.

    Madrid’in gündemi çölleşme
    Çölleşme ile mücadele konusunda uluslararası alanda çalışan en saygın kuruluşlardan biri TEMA Vakfı. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’ne akredite sivil toplum kuruluşu. Sözleşmeyi imzaya açıldığı Kasım 1994’ten bu yana çok yakından izliyor. Bütün toplantılarına katılıyor, dünyada olanları, bitmeden öğrenip vatana zamanında aktarıyor. Bu yazıyı size BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nın gerçekleştiği Palacio de Congresos de Madrid’de hazırlıyorum. Bu sene Türkiye devleti de çok daha geniş ve yetkin bir kadro ile temsil ediliyor. Küresel iklim değişikliğinin gündeme düşmesi mi, yoksa toprağa verilen önemin artması mı nedeni? Biz ikincisine bağlayalım. Taraflar toplantısında TEMA ile devlet el ele çalışıyor. Beraber geniş katılımlı, Türkiye’de işbirliklerini ve yaptığımız projelerin başarılarının anlatıldığı bir yan toplantı gerçekleştiriyoruz.
    Gelişmiş ülkeler kesenin ağızını açmıyor
    Ancak sözleşme iyi gitmiyor... Fakir ülkelerin sözleşmesi olarak da anılan çölleşme sözleşmesi iklim değişikliği sözleşmesinin gölgesinde kaldı. İklim değişikliği sözleşmesi daha çok enerji politikaları ve salımlar üzerinde duruyor. Halbuki iklim değişikliği sonunda bundan en fazla etkilenecek olan fakir ülkeler için kısa vadede uyumdan başka çözüm kalmamış durumda. Tayfunlar kıyıları vurduğunda ve ovalar kuraklıktan kavrulduğunda milyonlarca insan göçe başlayacak... Devletler bu problemlerle nasıl başa çıkacak? Sosyal kargaşa ve vahşet dünyayı sarmadan acilen bu koşullarla baş edecek uyum çalışmalarının başlaması ve toprakların korunması gerek. Bu ise yatırım, teknoloji ve bilgi gerektiriyor. Bilgi yerelde var. Ancak teknoloji ve yatırım için “gelişmiş” ülkeler kesenin ağzını açmıyor. Sözleşmenin on yıllık stratejik planı yapılıyor ama etkinliklerin bütçesi muallak. Kapıda sivil toplum kuruluşları pankart açmış: “Etkisiz sözleşme / Sonucu çölleşme.” Biz şanslıyız. Türkiye artık TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı) ile 22 ayrı ülkeye yardım edecek konuma geldi. Kendi vatanımızı da çölleşme kıskacından kurtaracak bilgiye, teknolojiye ve yatırım gücüne de sahibiz. Şimdi geç kalmadan bunları harekete geçirme zamanı. Hızlı ve doğru yatırımla dağlarımızı taşlarımızı teraslayalım, rüzgar perdeleri kuralım, yamaçları ağaçlandıralım, meralarımızı doğru yönetelim, tarım alanlarımızı ve topraklarımızı koruyalım, iklim değişirse değişsin, Türkiye çöl olmasın!

    Tarım arazileri yok oluyor
    İklim değişikliği ve yanlış arazi kullanımı nedeniyle tarım topraklarımızı hızla kaybediyoruz. Sadece buğday ekilen tarlalarda oluşan toprak kaybı tanesi 250 gram ekmeklerden yılda 100 milyon adete karşılık geliyor.
    Peki Türkiye neden çöl oluyor?
    Türkiye’de köy, yayla gibi küçük yerleşim yerlerinin büyük bir kısmı engebeli ve dağlık arazilerde yer alıyor. Tarıma uygun olmayan alanlar da kullanılıyor.

    Orman ve meralarda taşıma kapasitesinin üzerinde otlatma yapılması, ormanlardan yakacak ve hammadde temini için aşırı kesim yapılması da erozyonu tetikleyen nedenler arasında.

    Dağlar gibi yüksek, yüksek eğime sahip yamaçlar erozyonu artırıyor. Türkiye’nin yüzde 83’ü orta ve daha çok eğimli arazilerden oluşuyor.

    Yağış, sıcaklık, rüzgar, rutubet gibi iklim koşulları erozyonun oluşmasında önemli ekenler arasında. Sağanak yağmurlar da ani sellerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Yağışlar, özellikle bitki örtüsünden yoksun alanlarda toprakların neredeyse tamamen süpürülmesine neden oluyor.

    İklim değişikliğine bağlı kuraklık ve seller de gün geçtikçe bütün nedenlerin şiddetini daha çok artıyor.

    BM Çölleşme Toplantısı 2008’de Türkiye’de
    3-15 Eylül tarihlerinde yapılan Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Toplantısı 8’de Türk heyeti, 2008 yılında yapılacak olan, 191 ülke, bu ülkelerden sivil toplum kuruluşlarının ve BM kurumlarından temsilcilerin katılacağı “CRIC- 7 İzleme ve Değerlendirme Toplantısı”nın Türkiye’de yapılmasını sağladı.

    http://www4.gazetevatan.com/root.vatan?exec=pazarvatan_detay&hkat=1&hid=11588    

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu