26 Nisan 2011 Cumhuriyet
Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, Doğu Karadeniz'in hemen her evinde Çernobil'in etkileriyle yaşanan kanserden ölümler devam ederken insanların Çernobil'i unutmalarının mümkün olmadığını savundu.
Rize-İzmir- Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, yaptığı yazılı açıklamada, 26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna'nın Çernobil kentindeki nükleer enerji reaktörünün patlamasıyla büyük bir nükleer facia yaşandığına, adına radyasyon denen ölüm bulutlarının insan yaşamını ve gelecek nesilleri, doğal yaşam koşullarını tehdit ederek ölümcül sonuçlar doğurduğuna dikkati çekti.
Doğu Karadeniz'in hemen her evinde Çernobil'in etkileriyle yaşanan kanserden ölümler devam ederken insanların Çernobil'i unutmalarının mümkün olmadığını ifade eden Şan, şunları kaydetti:
''Ama asıl unutulmaması gereken Çernobil'le birlikte insan yaşamını umursamadan gerçekleri saklayarak bilimi dahi baskı altına almaya çalışan siyasetçiler, kamu yöneticileri, hatta bilim adamları değil midir? Biz, onları da unutmadık. Ancak ne yazıktır ki bugün de aynı anlayış, aynı vurdumduymazlık devam etmektedir. Bugün hala Çernobil'in bu etkilerini saklamak, adeta Çernobil'i aklamak için oluşturulan komisyonlarda, ülkemiz ve bölgemizdeki kanser vakalarındaki artış ve çeşitliliğin psikolojik sonuçlara bağlanması, aynı aldatmacanın devam ettiğinin göstergesidir.''
Mart ayında Japonya'da yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrası Fukuşima'daki nükleer santrallerde meydana gelen patlama ve radyoaktif sızıntının etkilerinin devam ettiğini, dünyada nükleer karşıtlığının hız kazanıp nükleer projelerden vazgeçilirken, Türkiye'de nükleer dayatma konusunda yaşanan gelişmelerin vurdumduymazlığın en açık göstergesi olduğunu ileri süren Şan, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:
''Bu dayatmacı zihniyet, nükleer santralleri evdeki tüp gaz boyutuna indirgeyerek Sinop'tan Mersin'e, Trakya'ya kadar doğal yaşam alanlarımıza nükleer santral yapmayı planlamakta ve savunmaktadır. Bütün bu yaşananlar devam ederken hemen yanı başımızda, Çernobil'in bir benzeri olan Erivan'daki Metsamor Nükleer Santrali'nde de aynı tehlike bizleri beklemektedir. Metsamor santralinde yaşanan sızıntılar, özellikle Doğu bölgelerimizde etkisini göstermiş ve bu yönde tehlike boyutunda ölçümler yapılmıştır. Hemen başımızın ucundaki bu tehlike göz ardı edilerek, neredeyse hiçbir önlem alınmamaktadır. ''
Başta Doğu Karadeniz olmak üzere yurdun bütün bölgelerindeki doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar vererek, insan yaşamını ve doğal yaşamı tehdit eden hidroelektrik santrallerinin (HES) de kendileri için bir başka Çernobil vakası olduğunu savunan Şan, şunları kaydetti:
''Temiz ve çevreci enerji gözü ile bakılmakta olan HES projeleri, bugün ne yargı kararlarını, ne halk tepkisini, ne bilimsel raporları ve uyarıları dikkate almaktadır. Her aşamasında verdiği geri dönüşümsüz zararların yanında, üretime geçtiklerinde kurulması planlanan iletim hatları ile de insan yaşamını ve doğal yaşamı olumsuz yönde etkileyecek olan bu projelerin etkileri Çernobil'in etkilerini aratmayacaktır. Bu projelere imza atanları unutmayacağız.''
"Böylesi tehlikeli bir enerjiye ihtiyacımız yoktur''
İzmir Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Talat Canpolat, ''Nükleer enerji hem tehlikeli, hem de insan ve çevre sağlığı açısından zararlı'' dedi.
Platform üyeleri, Çernobil faciasının 25. yılı dolayısıyla ellerinde ''Nükleere hayır'' döviz ve balonlarla Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı.
Grup adına açıklama yapan Canpolat, Çernobil kazasının etkilerinin binlerce kilometre uzakta bile görüldüğünü, bugün de Japonya-Fukuşima'da yüzyılın en büyük felaketinin yaşandığını belirterek, çok sayıda ülkenin nükleer programlarını gözden geçirdiğini anlattı.
Sinop ve İğneada'da nükleer enerji santralleri kurulmasının planlandığına dikkati çeken Canpolat, ''Etkisi binlerce kilometre alana yayılan, binlerce yıl sürebilecek hastalıklara, ölümlere, sakatlıklara neden olma riski bulunan bir nükleer enerji santralinin yöre, ülke ve yakın ülkeler insanlarını da tedirgin etmesi kaçınılmazdır. Nükleer enerjinin güvenilir olmadığı açıkken, ucuz enerji olmadığı da ortadadır. Ayrıca nükleer atıkların ne olacağı da bir sorundur. Sonuç olarak nükleer enerji hem tehlikeli, hem de insan ve çevre sağlığı açısından zararlıdır. Böylesi tehlikeli bir enerjiye ihtiyacımız yoktur'' diye konuştu.
Açıklamanın ardından grup, ellerindeki balonları uçurdu. Haberin detayına ulaşmak için tıklayınız
COP29, iklim krizine karşı verilen sözlerin ötesine geçip, bu taahhütlerin nasıl finanse ve için...
Kara Rapor 2024’e göre, Türkiye’de nüfusun %92’sinden fazlası Dünya Sağlık Örgütü standartlarının...
2040'a kadar sera gazı emisyonlarını %90 azaltmayı hedefleyen AB, iklim değişikliğiyle küresel öncü...
Erasmus AI, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamak amacıyla geliştirilen ve bu alanda ilk...
İklim dengesi için okyanus akıntısının çöküş riskini azaltmak adına karbon salımını azaltmalı,...
Japonya'nın en yüksek zirvesi Fuji Dağı, iklim değişikliğinin etkisiyle bu yıl karla kaplanmadan en...
Araştırmalara göre, 2023’te kara ekosistemleri neredeyse hiç karbon emmedi ve bu çöküş, küresel çok...
TSKB, depremden etkilenen firmaların yeşil yatırımlarını desteklemek...
TSKB, Hollanda merkezli bağımsız veri şirketi Equileap tarafından yer...
Çevre için 5 basit öneri
Çevreci yaklaşımlar sayesinde dünyanın daha iyi bir yer halini alması mümkün.
Daha iyi bir dünya için yapay zekâ
Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakabilmek için teknolojiden nasıl yararlanırız?
Enerji Verimliliği
Enerji verimliliği projelerini destekleyerek dünyanın geleceğine yatırım yapıyoruz.
Kutup ayılarının nesli tükeniyor mu?
Kuzey Kutbu'nda deniz buzlarının hızla erimesi, kutup ayılarının neslinin 80 yıl içinde tükenmesine yol açabilir.
"cevreciyiz.com Türkiye’nin sürdürülebilir bankası TSKB tarafından desteklenmektedir. "
Copyright © 2013