YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 17 Ağustos 2010

"Unutmak Kolayımıza Geliyor"

  • 16.08.2010 NTVMSNBC

    Deniz biyologu Hakan Kabasakal soruyor "Acaba denizin hafızası var mı? Ona yapılan iyilikleri ve kötülükleri zamanla unutur mu?"...
     
    Acaba denizin hafızası var mı? Ona yapılan iyilikleri ve kötülükleri zamanla unutur mu? Ya da ona karşı yapılanları - iyi ya da kötü - içinde biriktirerek, zamanı geldiğinde karşılığını vermek için sabırla bekler mi?

    Denizin hafızası olmadığını, ona yapılanları unuttuğunu düşünmüyorum. Başına gelen - çoğu insan elinden çıkma - felaketlerin ardından hemen karşılık vermemesi, denizin 'unutkan' olduğu gibi tehlikeli bir yanılgıya zemin hazırlıyor. Denize boşalttığımız çöplerin, arkası kesilmeyen kanalizasyon sellerinin nedeni hep bu yanılgıydı. Deniz biter mi be? Deniz dolar mı be? Korkma canım, deniz kendisini temizler! Ne atarsan at, göz açıp kapayana kadar yutar, yok eder...

    Düşünmeden kaldırıp attığımız milyon kere milyon ton atığı hemen yuttu, ama yok edemedi deniz. Pisliğimiz midesine çok fena oturdu.

    Yaptıklarımızı unutmadı ama hemen karşılık vermedi, bekledi. Çünkü 'kindar' değildi! Kökleri kendisine kadar uzanan bir yaşam biçiminin - insanın - kendi varlığının kaynağına karşı takındığı tahripkâr, acımasız, vurdumduymaz ve duygusuz tavrın değişmesini umutla bekleyecek kadar sabırlı ve insaflıydı...

    Denizin sabrını daha ne kadar zorlayabiliriz? Bu engin hoşgörü daha ne kadar devam edebilir? Belki de sınırı çoktan aştık ve açgözlülüğün karattığı gözlerimiz, derindeki 'sabır taşı'nın çatladığını görmezden geliyor.

    Evet, denizin 'ekolojik' bir hafızası var! Yeryüzünün dörtte üçünü kaplayan, en küçük koylardan uçsuz bucaksız okyanuslara kadar tüm dünyaya yayılan bu hafıza, herşeyi hatırlıyor. Elli yıl önce boşaltılan zehirli atıklara maruz kalmış deniz canlıları, genetik kusurlar taşıyan sakatlanmış nesilleri geleceğe miras bırakabiliyor. 1950'lerde ve 60'larda Mariana Çukuru'na atılan 'sinir gazı' dolu varillerin, tam 10.000 yıl boyunca parçalanmadan kalacağı iddia edilmişti. Peki ya 10.000 yıl sonra ne olacak? Bir damlası bile onlarca canlıyı kolayca öldürebilen bu zehirli mirası hak etmek için, henüz yaşamaya başlamamış - üstelik bu gidişle yaşayıp yaşamayacağı bile belli olmayan - nesiller ne yapmış olabilirler ki? Örnekleri çoğaltmak zor değil. Çünkü doymak bilmeyen açgözlülüğümüz her an bir yenisini yaratıyor.

    Meksika Körfezi'ni petrole bulayan sondaj kazasının denizin hafızasından silinmesi sizce ne kadar sürer? Bana kalırsa o kaza denizin belleğinden kolayca silinmeyecek izler bıraktı. Buna rağmen unutmaya hazırız. Çünkü unutmaya alışkınız! Denize çektirdiğimiz acıları geçmişte kolayca unuttuk. Çünkü unutmak kolayımıza geliyor.

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu