200 Milyon Yaşındaki Karadenizliye Veda...

• 08.08.2010 Radikal

  Karadeniz'de yaşayan ve dinozorlarla aynı dönemden gelen mersin balıkları yok olmamak için yaşam mücadelesi veriyor

  Karadeniz ’de yaşadığı bilinen beş mersin balığı türünden ikisi yok olmak üzere. Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, “Dinozorlarla aynı dönemden gelen mersin balıkları yok olmamak için yaşam mücadelesi veriyor” dedi.

  Tırıl’ın mersin balıklarıyla ilgili toplantıda verdiği bilgilere göre: Mersin balıkları, dünya yüzünde 200 milyon yıldır varlar ve bu nedenle yaşayan fosil olarak görülüyorlar. Mersin balığı türleri, kuzey yarımküredeki bütün sularda doğal olarak varlar. Mersin balıklarının Türkiye’deki en önemli yaşam yeri Karadeniz. Araştırmalar Karadeniz’de yaşadığı bilinen beş mersin türünden ikisinin, ‘Alman mersini’ ve ‘Şip’ denilen türlerin yok olduğunu gösterdi.

  2006’da yapılan araştırmalarda Karadeniz’de artık sadece ‘Rus mersini’, ‘Mersin morinası’ ve ‘Sivrişka’ diye adlandırılan türlerin kaldığı belirlendi. Yrd. Doç. Dr. Tırıl’a göre yok oluşta barajlar etkili oldu:

  “Bu balıklar dinozorlarla aynı dönemde yaşıyorlardı. Günümüze kadar direnerek geldiler. Dinozorlar yok oldular ama mersin balıkları yaşıyor. Mersin balıklarının en büyük dezavantajlarından biri üremek için nehirlere ihtiyacı olmasıdır. Tatlı suda üremesini sağlıyor. Denizde gelişmesini ve büyümesini tamamlıyor. Ama üremek için yumurtadan çıktığı nehire geri dönmesi gerekiyor. Ülkemizde Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya gibi nehirlerde ürüyorlar. Bu nehirler üzerine 1960’lı yıllardan itibaren kurulan barajlar, taşkın kontrolü amacıyla yapılan taş setler bu balıklarını üreme noktalarını çıkışlarını engelledi.”

  Mersin balıklarının havyarı değerli. Yok oluşlata aşırı avlanma da etkili. 2006’dan bu yana Türkiye sularında mersin balığı avcılığı yasak, ağa takıldıklarında geri bırakılmaları gerekiyor. Artık kimse mersin balığı yemeyecek mi? Tırıl’a göre çare var: “Havyarı nedeniyle bu balığın 150 yıldır dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştiriciliği yapılıyor. Artık bizim de yetiştiricilik yapmamız gerekiyor. Bu balığı yaşatmak istiyorsak yetiştiricilik yapmamız lazım.”

  Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın