YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 18 Mayıs 2010

Köprülü Kanyon'a HES Kıskacı

  • 17.05.2010 Atlas

    Rafting ve doğa tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden olan Antalya-Manavgat'taki Köprülü Kanyon HES kıskacında. Dünyaca ünlü kanyonu da bünyesinde barındıran Köprüçay'da yapımı planlanan hidroelektrik santrallerin, büyük bölümü milli park olan bölgenin biyolojik zenginliğini ve turizmi olumsuz etkileyeceği belirtildi.

    Manavgat Değirmenözü köyünde incelemelerde bulunan Antalya Isparta Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Çevre Platformu üyeleri, Köprülü Kanyon'da yapılacak HES'lerle ilgili bölgedeki yurttaşlarla bir araya geldiler. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şube Başkanı ve Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Hediye Gündüz ile Türkiye Ormancılar Kooperatifi Antalya Temsilcisi Hikmet Yılmaz, bölgedeki incelemelerini tamamladıktan sonra yaptıkları açıklamada, HES yapılmak istenen bölgenin durumunun kaygı verici olduğunu belirttiler. Köprüçay'ın çıkış kaynağı olan Isparta- Aksu bölgesinde de, Kartoz I. ve Kartoz II. olmak üzere iki ayrı HES yapıldığını anlatan Hediye Gündüz, projelerden birinin tamamlandığını, diğerinin de tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.
     
    Milli Park'a HES!

    Köprüçay'da yapılacak HES'lerden etkilenecek olan Çataltepe köyünün yüzde 98'inin, Değirmenözü'nün ise üçte birinin milli park sınırları içinde olduğunu belirten Gündüz, 'Çaltepe köyü civarında yapılacak olan hidroelektrik santrali, milli parkı besleyen ana kaynak olan Köprülü Kanyonun üst kısımlarına yapılacak ve bölge insanlarının verdiği bilgiler doğrultusunda derenin 18 km'lik  kısmı  kapalı tünelle taşınacaktır. Bu durumda inanılmaz güzellikte doğal bitki örtüsüne sahip bölge susuzluktan çok etkilenecek ve kuruyacaktır. Değirmenözü'ünde ise suyun ne kadar kısmının tünel alınacağı kesin olarak bilinmemekle beraber köylülerin verdiği bilgiler 20 ila 50 km'lik kısmın tünele alınacağı şeklinde duyum aldıkları yönündedir' dedi.
     
    Bölge, devlet eliyle eko turizme teşvik edilmişti

    Bölgede yaşayan insanlar ve yörenin muhtarlarına yetkililerin konuyla ilgili hiçbir bilgi vermediğinin ortaya çıktığını anlatan Gündüz, HES konusunda devletin tam anlamıyla halkın elinden yangından mal kaçırır gibi dereleri almak ve özel sektöre peşkeş çekmekle meşgul olduğunu öne sürdü.  2004 yılında yapılmış olan dere tahsisleri konusunda bölge muhtarlarına hala bilgi verilmemiş olduğunu söyleyen Gündüz, yörenin Köprülü kanyonu korumak üzere yürütülen GEF 2 projesinin de katkısıyla eko turizm yapılan bir bölge olduğunu belirtti. Devlet eliyle eko turizme teşvik edilen köyün, şimdi devlet eliyle HES'lerle boğuşacağını ve susuzlukla karşı karşıya  kalacağını  ifade  eden  Gündüz, Değirmenözü köyünün son derece yoksul ve kent merkezine oldukça uzak olduğunu vurgulayarak,  'devlet gözden ırak olan gönülden de ırak olur mantığıyla köyün içinden akan derenin üzerine HES koydurmakta sakınca görmemiş ve bir kez daha köyü kaderine teslim etmiştir' diye konuştu.
     
    Yöre köylülerinin, bölgedeki derenin 3-4 yıldır yaz aylarında kuruduğu bilgisini verdiğini anımsatan Gündüz, 'şirketlerin ancak yüzde 10'unu can suyu olarak bırakma yetkisi tanıyan sözleşme varken yazın köy susuz ne yapacaktır?' sorusunu yöneltti.
     
    Rafting turizmi büyük zarar görebilir

    Bölgede 1000'in üzerinde bitki çeşitliliğinin bulunduğunu da hatırlatan Gündüz, 'Milli park sınırlarında olan bölgede suyun kilometrelerce kapalı tünel içinden gitmesi büyük tahribata neden olacaktır. Susuz kalacak olan bölge daha az yağmur alacak ve doğal ekosistem küresel ısınmanın da etkisiyle büyük zarar görecektir. Bölgede yapılan rafting,  hem bölge insanlarının hem de turizmcilerin çok ciddi bir geçim kaynağıdır. Suyun kullanım hakkı HES yapan şirketlere ortalama 49 yıllığına devredilmektedir. Yani şirketler su ile ilgili kullanma kararlarına sahip olmaktadırlar.
     
    Bu durumda gelecekte suyun kullanımını devralan şirketler rafting yapan şirketlerden suyu aşağıya bırakma karşılığında para talep edilebileceklerdir. Etmeyeceklerine dair hiçbir garanti görünmemektedir. Su ile ilgili yapılan kullanım hakkı sözleşmelerinin hiç biri kamuoyuna açıklamamaktadır. Bu durum raftingçiler tarafından göz önünde bulundurulmalıdır. Şu anda dünyada suyun devri yapılan şirketlerde görülün uyguluma bu doğrultudadır ve suyun kullanım hakkını devralan şirketler suyu tarıma ve raftinge para ile satmaktadırlar. Örneğin Dalaman Çayından bu tip uygulamalardan duyumlar alınmaktadır' dedi.
     
    Yüzde 5'lik enerji derelerin tahrip edilmesine değmez

    Türkiye'nin bütün derelerinde yapılacak HES'lerin enerji üretiminin, ihtiyacın yalnızca yüzde 5'ini karşılayacağını öne süren Gündüz, bunun bu kadar dere ve köyün tahrip edilmesine değmeyeceğini söyledi. Hükümeti eleştiren Gündüz, bu santrallerin enerji üretmek amacıyla değil, küresel ısınma nedeniyle en kıymetli kaynak olan suyun kullanım hakkının özel şirketlere satışını yapmak olduğunu ifade etti. Gündüz, suların kullanım hakkının devredilmesiyle, Köprülü Kanyon ve diğer derelerin susuz kalmasını istemediklerini de sözlerine ekledi.
     
    Yaz aylarında günde yaklaşık 10 bin kişiyi ağırlayan Köprülü Kanyon, Isparta Aksu'daki Sorgun Yaylasından doğan kaynağın, Karacahisar köyünden çıkan kaynakla birleşmesiyle oluşuyor. Adını üzerindeki kemerli taş köprüden alan kanyon, Isparta-Sütçüler'in Kasımlar beldesinden, Antalya- Değirmenözü köyüne kadar yaklaşık 25 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en önemli kanyonlarından biri olarak biliniyor. 
     
    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu