YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 28 Nisan 2010

Su'suzluk

  • 27.04.2010 Cumhuriyet

    Cumhuriyet- Türkiye'de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı, 4 bin metreküpten 1430 metreküpe gerilemiş durumda... 2030 yılına kadar Türkiye nüfusunun 100 milyona çıkacağı ve kişi başına düşen suyun 1100 metreküpe düşeceği yapılan varsayımlar arasında... İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösterilen Türkiye, son hızla su fakiri olma yolunda ilerliyor. Türkiye’de su kaynaklarına yönelik ana sorun suyun plansız kullanımından doğuyor. En çok su tüketen sektör yüzde 72'lik oranla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de tarım... Ardından yüzde 18 ile bireysel kullanım ve yüzde 10'luk dilimle endüstriyel alanlar tarımı izliyor. Ancak mevcut su kaynaklarının kullanımında en ciddi problemler kaçak kullanım, şebeke sularındaki sızıntılardan doğan aşırı tüketim ve kirlilik gibi görünüyor.
     
    Şebekelerden su sızıyor

    Tarımda su kullanımının bu seviyelere ulaşmasının temel nedeni suyun plansızca ve gelişmemiş sulama teknikleriyle kullanımından doğuyor. Kentlerde şebeke suyundaki sızıntılar, 2004 tarihli 'Belediye İçme ve Kullanma Suyu Göstergeleri'ne göre, şebeke tarafından sağlanan ve son kullanıcıya ulaşan su miktarının farkı alınarak hesaplanan içme ve kullanma suyunun yüzde 55’ine işaret ediyor. Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı 16 büyük şehirde ortalama şebeke kaybı hemen hemen yüzde 50 civarında...

    Tüm bunlara ek olarak kontrolsüz yeraltı suyu kullanımının yaygınlaşması da su sorununun yeni halkası... Bu nedenle her geçen gün daha fazla göl kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Özellikle tarımsal sulamanın ve endüstrinin yoğun olduğu İç Anadolu, Marmara, Ege ve Trakya bölgelerinde yeraltı suyu kullanımı sürekli yükselmekte...

    Örneğin Konya Kapalı Havzası’nın yaşam kaynağı olan yeraltı sularının verimli kullanımı yalnızca tarımsal üretim açısından değil Havza’nın geleceği sulak alanlar için de kritik öneme sahip... Bölgede aşırı yeraltı suyu kullanımının önüne geçilmesi, en önemli öncelik...
     
    Köylüler suyuna sahip çıkıyor

    HES projelerinin hayata geçmesiyle köylüler de örgütlenmeye ve haklarını aramaya başladılar. Şu anda Rize'de, Muğla Yuvarlakçay'da, Erzurum Tortum'da, Gümüşhane Torul'da, Kumluca Alakır'da, Loç Vadisi'nde yöre insanları ayakta ve herkes HES'lere karşı mücadele veriyor:

    Antalya'nın Korkuteli ilçesine bağlı Sülekler köyünde yaşayanlar, 'Antalya, Isparta, Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Platformu' üyeleriyle birlikte toplantılar ve bilinçlendirme kampanyaları yürütüyorlar. Köyün tek su kaynağı olan çay toplam nüfusu 40 bine yaklaşan Korkuteli ve köylerinde binlerce dönüm meyve bahçesi ve tarım alanını suluyor.HES protestolarının sembolü olan Yuvarlakçay'da da durum farklı değil. Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde Yuvarlakçay Irmağı üzerine kurulacak HES yapımına karşı açılan davada, 'yürütmeyi durdurma' kararı verildi. Santralin yapılmasına tepki gösteren köylüler, 12 Aralık 2009'da başlattıkları ''çevre nöbeti''ne büyük bir kararlılıkla devam ediyorlar. Yapımı tamamlandığında Boyabat Barajı gölünün suları içinde kalacak olan Samsun'un Vezirköprü ilçesine bağlı sadece yaşlıların kaldığı 72 haneli Susuz köyünde 50 yıldır yeni ev ve başka yatırım yapılamıyor. Yapımına 1958 yılında başlanan baraj 52 yıldır tamamlanamadığı için köylüler de 52 yıldır arazileri ve köyleri göl suları altında kalacağından köylerini terk edecekleri günü bekliyorlar. Boyabat Barajı ve HES projesi, Doğuş İnşaat'ın ihaleyi almasıyla 2002 yılında yeniden hayata geçirilmeye başlandı. Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak olan Boyabat Barajı ve HES projesinin, yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımla tamamlanması bekleniyor.

    Rize İdare Mahkemesi, Artvin Macahel Vadisi'nde yapılmakta olan Düzenli HES Projesi için bilirkişi incelemesi yapılabilmesi amacıyla yürütmeyi durdurma kararı vererek iptali gündeme gelen projelere bir yenisi eklendi.

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu