YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 20 Nisan 2010

Köylünün HES Tepkisi: Canımı Veririm Suyumu Vermem

  • 19.04.2010 Radikal

    Antalya'nın Finike ilçesi Gökbük köyünden geçen Akçay Deresi üzerine hidroelektrik santrali (HES) yapılmasına karşı çıkan köy halkı örgütlendi.

    Finike’nin Gökbük köyünde kurulması planlanan iki HES ve sulama suyu projesine karşı toplantı düzenleyen köylüler, köy meydanında düzenledikleri toplantıda, nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini masaya yatırdılar.

    Toplantıya Antalya Isparta Burdur Dereler Gönlünce Aksın Platformu üyeleri de destek verdi. Gökbük köyünde inceleme yapan platform üyeleri, Muhtar İsmail Altıntaş’tan da bölge hakkında bilgi aldılar.

    Altıntaş, HES planlanırken kendilerinden görüş alınmadığını ve proje hakkında bilgi verilmediğini öne sürdü. Çalışmalar sırasında çok sayıda ağacın kesildiğini gördüğünü belirten Altıntaş, "42 yıl önce, 13 yaşındayken 35 kuruş yevmiyeyle o ağaçları dikenlerden biri de bendim. Bugün o ağaçların kesildiğini gördüm. O manzara karşısında gözlerimden yaş geldi" dedi.

    Toplantıya katılan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şubesi Başkanı ve Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Hediye Gündüz de, geçen yıl İstanbul’da düzenlenen Dünya Su Forumu’nun ardından küresel kartellerin su kaynaklarına sahip olmak için yarışır hale geldiğini söyledi.

    Türkiye’nin su kaynaklarının özel şirketlere satılması konusunda ciddi bir kamuoyu oluşturulduğunu belirten Gündüz, hükümetin küresel şirketlerin baskısıyla Türkiye’nin bütün derelerini HES’lere tahsis ettiğini öne sürdü. Gündüz, DSİ’nin, halkın suyla ilgili sıkıntılarını gidermek için kurulan anayasal bir kurum olduğunu hatırlatarak, hükümetin, DSİ’nin elindeki projeleri çok uluslu şirketlere sunmak istediğini iddia etti. Gündüz, "Topluma enerji ihtiyacını gerekçe gösteriyorlar. Oysa bu toprakların yaşam enerjisi zaten bu sulardan geliyor. Hem biyolojik çeşitlilik, hem de tarımsal üretimin kaynağı olan suyun önemini gündeme almadan yalnızca elektrik enerjisi üretilmesi için suları gündeme getirdiler" diye konuştu.

    Dünyanın alternatif enerji kaynaklarına yöneldiğini anlatan Gündüz, bu yönde hazırlanmış yasa taslağı olmasına rağmen hükümetin 7 yıldır bu süreci engellediğini öne sürdü.

    Toplantıda söz alan Orman Kooperatifleri Birliği Başkanı Hikmet Yılmaz da, HES’lerin ÇED kapsamı dışına alınmasıyla halkın su kaynaklarına yapılan projelerden haberdar olmasının önüne geçildiğini öne sürdü. Hükümetin köylünün ekonomik yaşam alanlarını daralttığını belirten Yılmaz, "Taşımız, toprağımız, suyumuz ne varsa satıldı" dedi.

    Ormancılar Derneği Antalya Şubesi Başkanı Gürel Şirin de, ülkenin enerji ihtiyacını gidermesine kimsenin karşı olmadığını, ancak HES’lerden elde edilecek enerjinin toplam enerji üretimindeki payının "devede kulak" olduğunu öne sürdü. HES’lerin gerçek amacının enerji üretmek değil, ülkenin sularına el koymak olduğunu savunan Şirin, "Bu projelerin ülke çıkarları doğrultusunda yapıldığı yolundaki söylemi kesinlikle kabul etmiyoruz" diye konuştu.

    "Canımı veririm, suumu vermem"
     
    Gökbüklü kadınlardan Elif Köleoğlu, HES’e karşı olduklarını belirterek, buradaki derenin nesli tükenmekte olan canlıların yaşam alanı olduğuna dikkati çekti. Köleoğlu, "Ben sabah kalktığımda buradaki kanaryaların, bülbüllerin sesleriyle uyanmak istiyorum" dedi.

    72 yaşındaki Meryem Urtepe ise, şöyle konuştu:

    "Canımı veririm suyumu vermem. Bu su olmazsa köyümüz ölür. Eriği var, koruğu var, narı var, kayısısı var. Her şeyimizi kendimiz yetiştiriyoruz, kimseye muhtaç değiliz. Su verilir mi hiç?"

    Urtepe’nin yaşıtı Feride Kavas da, Akçay Deresi’nin kıyısında evi olduğunu belirterek, "Suyumuzu alırlarsa bu ağaçlar kurur. En az insan kadar değerlidir bizim için bu ağaçlar. Suyumuz kurursa yılanlar bizi yer burada" diyerek tepkisini dile getirdi. (aa)

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu