23.03.2010 NTVMSNBC
TEMA Vakfı, Maden Kanunu değişiklik tasarısı ile ilgili bir toplantı düzenledi. Toplantıda tasarının yasalaşması halinde Kazdağları, Kozak Yaylası, Artvin, Doğu Karadeniz Dağları, Çaldağı, kıyılar, nehirler, su havzalarının tehlike altına gireceğine dikkat çekildi.
TEMA Vakfı, Maden Kanunu ve Yönetmeliği’ne dair 2004 yılından bu yana sürdürdüğü mücadele, Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği ile ilgili kazanılan hukuki başarı ve Maden Kanunu’nda yapılmak istenen son değişiklikler konusundaki değerlendirmelerini açıkladı. Toplantıda TEMA Vakfı Hukuk Danışmanı Av. Ömer AYKUL “Maden Yasası’nın Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi”, Yüksek Jeoloji Mühendisi Tahir ÖNGÜR “Maden Yasası Değişikliği ve Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri”, İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail DUMAN da “Maden Yasası Çerçevesinde İnsan ve Çevre” İlişkisi konularında söz aldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TEMA Vakfı Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan DOĞAN, “Anayasa Mahkemesi’nce Madencilik İzin Yönetmeliği’nin yasal dayanağını oluşturan Madencilik Kanunu’nun 7’nci Maddesi’nin ilk fıkrası hakkında iptal kararı verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin aldığı bu karar doğrultusunda TEMA Vakfı’nın Çevre ve Orman Bakanlığı’na karşı Danıştay 8. Daire’de açtığı Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği hakkındaki davada da sözkonusu yönetmelik hakkında iptal kararı verildi. TEMA Vakfı, 2004 yılından bu yana Maden Kanunu’nu kapsamında doğanın aleyhine yapılan değişikliklerin takipçidir ve olmaya devam edecektir.” dedi.
TEMA Vakfı Hukuk Danışmanı Av. Ömer Aykul, Danıştay 8’nci Dairesi’nin, “Yönetmelikte yapılan dava konusu değişikliğin, yargı kararlarını berteraf etme amacına yönelik olduğu ve bu haliyle hukuka aykırı olduğu” gerekçesi ile yürütmeyi durdurduğunun altını çizdi. Maden Kanunu’nda yapılan son değişiklikler sonrasında 11 Maddelik Tasarı’nın incelendiğini belirten Av. Ömer Aykul, “Bu tasarının sihirli kelimesi “kazanılmış hak” dır. Temel ve çok önemli bir hukuki kavram olan “kazanılmış hak” kavramı, bu tasarıda Anayasa Mahkemesi kararını etkisiz hale getirmek için son derecede mükemmel olarak kullanılmıştır. Bu tasarı ile iptal kararları öncesi mevcut maden ruhsatlarının tamamı “Kazanılmış Hak” olarak kabul edilmiştir. Herkesçe çok iyi bilinmektedir ki Ülke topraklarında maden ruhsatı verilmemiş yer hemen hemen yok gibidir. Bunların tamamı bu tasarı yasalaşırsa iptal kararı öncesi hukuka tabi olacaklardır. Dolayısıyla elde iptal kararlarına uygun bir yasa olacak ama faaliyetler iptal öncesi hukuki rejime tabi olacaktır.” dedi.
Mart ayı başında Hükümetin TBMM’ne gönderdiği Maden Kanunun değişiklik tasarısının maden işletmecilerine sınırsız bir özgürlük getirdiğini belirten Yüksek Jeoloji Mühendisi Tahir ÖNGÜR, sözkonusu tasarıya göre bir yatırımda “Kamu Yararı” olup olmadığına atanmış bürokratlardan oluşan 5 kişilik bir Kurul karar verecek. Üstelik gerektiğinde bu Kurul’a yatırımcı da katılabilecek. Koruma alanları, su havzaları, ormanlar, yaban hayatı koruma ve gelişim alanları, milli parklar, muhafaza ormanları, sıradan izinlerle madencilik işletmelerine açılacak. Bir kere hak verilenler, işleri bitene kadar hak sahibi kalacak. Yasalaşması halinde Kazdağları, Kozak Yaylası, Artvin, Doğu Karadeniz Dağları, Çaldağı, kıyılar, nehirler, su havzaları hepsi bu değişiklikten doğrudan etkilenecek” dedi.
Maden Yasası Tasarısı her yönüyle ham cevher üretmek üzere madenciliği teşvik için yapılmıştır
Maden Yasası Çerçevesinde İnsan ve Çevre İlişkisi’ni değerlendiren İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail DUMAN, “Madencilik faaliyetlerinde hava, su, toprak, deniz, bitki örtüsü ve yaban hayatı varlıklarının değerleri doğru hesaplanmalı, tarım, hayvancılık, yöresel yaşam ve kültür üzerindeki olumsuz etkiler doğru belirlenmelidir. Ormanlarla örtülü alanlarda maden işletmeciliği esnasında kaybedilen ağaçlar değil, bir ekosistemdir.” dedi. Maden Kanunu’nda yapılan son değişiklikleri de değerlendiren Prof. Dr. İsmail DUMAN, “5177 sayılı yasa tasarısı her yönüyle ham cevher üretmek üzere madenciliği teşvik için yapılmıştır. Ham cevher ihracatının nakliye paralarının dahi devlet kasasından ödenmesi, kurumlar vergisinden 5 yıl süre ile bağışıklık, SSK işveren hissesinin devlet hakkından düşürülmesi, ucuz elektrik sağlanması, kamu kuruluşlarının elindeki ruhsatların bölünmesi ve özel kesime açılması, özel şirketler lehine arazilerin kamulaştırılması, kanunlar çatışması yaratarak, sosyal barışın tehdit edilmesi gibi sakıncaları bulunmaktadır. Kazancın yabancı şirketler ve onların yurtiçindeki temsilcileri adına bu denli özelleştirildiği; riskin-çevre tahribatının-zehirin bu denli kamulaştırıldığı bir yasa, ulusal bağımsızlığını dişiyle, tırnağıyla kazanmış bir ülkede değil, ilkel bir kabilede bile kabul görmezdi.” dedi.
Haberin sayfasıma ulaşmak için tıklayın
COP28’de 60'tan fazla ülke, soğutma sektörünün iklim etkisini azaltmaya yönelik taahhütün altına...
COP28, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 28. Taraflar Konferansı’nın ilk...
Dünya, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olması beklenen COP28 İklim Konferansı'na bu...
Konya'da 2.5 milyon yıl öncesine ait 'sirk buzulu' bulundu
Avrupalı çiftçilerin geniş çaplı protestolarına ve bu eylemlerin altında yatan nedenlere kısa bir...
Okyanus ısısı, deniz seviyesi ve buzul kaybı: WMO raporu, 2023'ün iklim rekorlarını nasıl kırdığını...
NASA'nın PACE görevi, mikroskobik bitki yaşamını ve partikülleri uzaydan izleyerek, Dünya'nın iklim...
Atlantik Körfezi Akıntısı, dünya iklim sisteminde ısıyı dağıtan önemli bir akıntı ve şu anda 1600...
Türkiye'de bir ilk olan "İklim Değişikliği Raporlaması Genel Görünüm...
TSKB, 2021’de İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) ilk...
Çevre için 5 basit öneri
Çevreci yaklaşımlar sayesinde dünyanın daha iyi bir yer halini alması mümkün.
Daha iyi bir dünya için yapay zekâ
Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakabilmek için teknolojiden nasıl yararlanırız?
Enerji Verimliliği
Enerji verimliliği projelerini destekleyerek dünyanın geleceğine yatırım yapıyoruz.
Kutup ayılarının nesli tükeniyor mu?
Kuzey Kutbu'nda deniz buzlarının hızla erimesi, kutup ayılarının neslinin 80 yıl içinde tükenmesine yol açabilir.
"cevreciyiz.com Türkiye’nin sürdürülebilir bankası TSKB tarafından desteklenmektedir. "
Copyright © 2013