Karadeniz İçin Bilimsel Ağ

• 09.03.2010 Radikal

  Kirlilik ile erozyon tehdidi altında olan Karadeniz için bugüne kadar yapılan tüm çalışmalar, Black Sea Scene projesi altında toplanıp, sağlıklı yönetim stratejisi geliştirilecek

  Kirlilik ve erozyon tehdidi altında olan Karadeniz için bugüne kadar yapılan tüm çalışmaların bir arada toplanıp, daha sağlıklı yönetim stratejisi geliştirebilmek için ortak veri bankası oluşturulması çalışması yürütülüyor.

  Karadeniz için umut ışığı nitelemesi yapılan Black Sea Scene Projesi’nin Türkiye Koordinatörlerinden Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Seyhan, ilk etabı 2005-2008 yıllarında gerçekleştirilen projede, Türkiye’nin dışında Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya, Gürcistan ve Yunanistan da dahil Karadeniz’i çevreleyen ülkelerdeki 51 araştırma merkezi, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerden bilim adamlarının çalıştığını belirtti.

  Projenin amacının Karadeniz’de bugüne kadar yapılan tüm çalışmaların bir arada toplanıp, daha sağlıklı yönetim stratejisi geliştirebilmek için ortak veri bankası oluşturulması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Seyhan, "Bu doğrultuda ilk etap çalışmalarına AB FP7 kapsamında 3 milyon avro bütçe ayrıldı. Projenin ilk bölümünün tamamlanmasının ardından ikinci etabının da hayata geçirilmesi için tekrar 3.5 milyon avro bütçe temin edildi" dedi.

  Başlangıçta Türkiye’den KTÜ, ODTÜ ve Sinop Üniversitesi’nin yer aldığı çalışmalara daha sonra İstanbul, Ankara ve 9 Eylül Üniversitesi’nin de katıldığını anlatan Prof. Dr. Seyhan, "Böylece projenin Türkiye ayağını daha da sağlamlaştırdık. Projeyle yıllardan beri kirlilik, erozyon ve balıkçılıkla ilgili yapılmış tüm çalışmaları, toplanmış bilgi ve oşinografik verileri ortak amaç doğrultusunda en iyi kullanımını sağlamak için Uluslararası Karadeniz Bilimsel Ağını kuracağız. Bu doğrultudaki çalışmalara başladı" diye konuştu.

  "Karadeniz 160 milyon insanı ilgilendiren bir coğrafya"

  Karadeniz’de kıyısı olan eski Sovyet ülkelerinin 1989 yılında kirliliğe karşı uluslararası protokol imzalamasıyla başlayan sürecin AB’nin de katkılarıyla bugün belli bir düzeye geldiğini ifade eden Prof. Dr. Kadir Seyhan, şöyle devam etti:

  "Zira Karadeniz 13 başkenti ve 160 milyon insanı ilgilendiren bir coğrafya. Bu denizin yüzde 90’ı oksijensiz, özellikle toksik madde birikimi, ağır metal vesaire ile ölü deniz olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Böylece yaşanan ekolojik sorun anında özellikle boğazlar vasıtası ile Kuzey Ege denizini ve de Akdenizi etkisi altına alabilir. Geçmişteki ekolojik sorunlar, özellikle Tuna Nehri ağızlarında balıkçılığın dramatik şekilde azalmasına sebep oldu."

  Bütün bunlara bir de petrol taşımacılığı ve olası tehlikeler eklendiğinde tehlike boyutlarını insanın düşünmek bile istemediğine dikkati çeken Prof. Dr. Seyhan, şunları kaydetti:

  "Keza erozyon da had safhada. Bu olumsuzluklar bir araya gelince bölgede turizmde yıllık en az 800, balıkçılıkta ise 500 milyon dolarlık kayba neden oldu. Yapılan bir çalışmada 1950’lerde 1 milyon yunustan bugünlerde zorla 15 bin civarında olduğu söylenmekte. Tam da burada yapılan bu Black Sea Scene Upgrade Projesi, bir umut penceresi olarak önümüze açılıyor. Bu coğrafyadaki tüm çalışmalar bu network ile tüm kullanıcıların hizmetinde olacak ve ortak strateji geliştirmede Karadeniz ekosisteminin yönetimine büyük katkı sağlayacaktır."(aa)

  Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın