YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 15 Eylül 2009

"Afet Değil Cinayet"

  • 14.09.2009 NTVMSNBC

    Doğa Derneği Başkanı Güven Eken anlatıyor: "Ayamama Deresi neden taştı ve insanların ölümüne neden oldu? Bu sorunun yanıtına dair gazetelerde yazanlarla yetinmedim ve pek çok tır şoförünün hayatını kaybettiği İkitelli tır otogarına gittim. Otogarı, yüksekte hakim bir noktadan izledim."

    İstanbul son günlerde tarihin gördüğü en büyük felaketlerden birini yaşıyor.

    Nedeni: Çatalca Yarımadası'ndan doğup Bakırköy'den Marmara Denizi'ne dökülen Ayamama Deresi'nin taşması ve etrafındaki yerleşim alanlarını su altında bırakması.

    Dereler, var oluşları gereği düzensiz akan doğal oluşumlar. Türkiye coğrafyasındaki derelerin çoğu yazın kurumaya yüz tutuyor ve sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında yeniden canlanıyor.

    Dereler olmasa ve akmasa, ne içecek su bulabilirdik, ne tarım yapacak toprak, ne de denizde balık. Çünkü dereler, tüm yer küreyi vücudumuzu saran kılcal damarlar gibi sarar ve içlerinden akan suyla birlikte alüvyonlu toprağı, besini ve oksijeni dünyanın dört bir köşesine taşır. Bu, doğanın değişmez kuralıdır ve derelerin durması aslında yaşamın durması anlamına gelir.

    Durum böyleyken, Ayamama Deresi neden taştı ve insanların ölümüne neden oldu?

    Bu sorunun yanıtına dair gazetelerde yazanlarla yetinmedim ve pek çok tır şoförünün hayatını kaybettiği İkitelli tır otogarına gittim.

    Otogarı, yüksekte hakim bir noktadan izledim. Tırların park alanı, üç tarafın kapalı bir çukurdu. Çukurun tek açık yanı derenin geldiği yöndü. Dere, otogarın kuzeyinden gelerek tırların park ettiği alanı ikiye bölüyordu. Ayamama Deresi, taşkınları önlemek amacıyla her iki taraftan da islah edilmişti, yani beton setler arasına alınmıştı. Ancak görünen manzarada bir terslik vardı...

    Derenin tır otogarını terk etmesi gereken noktanın üzerinde 15-20 metre yükseklikte bir set inşa edilmişti. Bu setin üzerinden TEM'den ayrılan arabalar geçiyordu. Yani set, TEM'in bir yan yolunu oluşturmak için yapılmıştı. Ayamama Deresi ise setin altından açılan dar bir menfezle otogarın bulunduğu çukurdan dışarı akıyordu. Menfezin kapanması halinde, setin bir baraj vazifesi görmesi ve tüm otogar alanını suyla doldurması an meselesiydi...

    Nitekim, iki gün önce sabaha karşı öyle oldu. Yoğun yağışla beraber Ayamama Deresi "islah edilen" yeni yatağına sığmadı, yağışla beraber gelen hafriyat setin altından geçen menfezi tıkadı ve arkasındaki çukuru doldurdu. Fatura, tüm bu teknik ayrıntılardan habersiz, kaderine terk edilen insanlara kesildi. Sekiz kişi, hayatını kaybetti.

    Üst üste yığılmış ve iskambilller gibi birbirinin üzerine yıkılmış tırları izlerken şunu düşünmeden edemedim. Bu insanlar için derenin kenarını otopark ilan eden insanlar, bu akşam nasıl uyuyacak? Ortadaki tabloya, doğanın hikmeti demeyi nasıl sürdürecek?

    Ayamama Deresi islah edilmiş bir dere olmasına rağmen Başbakan konuyla ilgili açıklamasında şöyle demiş: "Dereleri islah edeceğiz".

    Oysa hepimiz biliyoruz ki, asıl islah edilmesi gereken dereler değil, ülkenin suyunu yanlış yönetenler.

    İnsanların canını alan ise sel değil, dere yataklarını o insanlara tahsis edenler.

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu