YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 21 Ağustos 2009

Bu Güzergâh Doğayı Bitirir

  • 20.08.2009 Milliyet

    Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, 3. köprünün güzergâhının kesinleşmediğini, çevre ve ormana zararı minimum düzeye indirecek imkânlar bulunduğunu söylese de uzmanlara göre, bu güzergâh, 3. köprünün bağlantı yollarıyla çevreyi tahrip edecek ve imarlaşmayı hızlandıracak. Ayrıca ormanlar da strese girecek

    CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in açıkladığı ve İstanbul’a yapılacak üçüncü köprüye ait olduğunu iddia ettiği güzergâh, uzmanların tepkisini çekti. Uzmanlar, açıklanan güzergâha göre, üçüncü köprünün bağlantı yollarıyla çevreyi tahrip edeceğini ve imarlaşmayı hızlandıracağını savunuyor. Uzmanlara göre, köprünün vereceği zararı en aza indirecek olan transit geçişin uygulanması pek mümkün görünmüyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise, güzergâhın henüz netleşmediğini, çevre ve ormana zararı minimum düzeye indirecek imkânlar bulunduğunu söyledi.

    Tekin, güzergâhı sır gibi saklanan üçüncü köprünün denizi Tarabya-Beykoz koridorundan geçeceğini, Kınalı’dan başlayan yolun Topçular’a kadar uzanacağını iddia etmişti.

    Sertok: Tarlalar da tahrip olur

    Üçüncü köprü çalışmaları hakkında araştırma yürüten Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok, kendi tahmin ettikleri güzergâhın, Tekin’in açıklamasıyla örtüştüğünü söyledi. Sertok, bu güzergâhın İstanbul’un her iki yakasında ormanlık alan, su havzaları, doğal alan ve tarlalarda ciddi tahribatlara yol açacağını söyledi. Köprünün transit geçişle çevreye zarar vermeyeceği ve imarlaşmaya zemin oluşturmayacağı iddialarını hatırlatan Sertok, bunun teknik ve finansal olarak mümkün olmayacağını belirterek, şöyle konuştu: “Proje transit geçişi öngörse bile bir süre sonra yeni bağlantı yolları yapılır. İkinci köprü yapıldığında da köprünün hemen çıkışında Etiler girişi yoktu. Birçok yeni bağlantı yolları yapılıyor. Biz bağnaz bir şekilde doğa korumacılığı yapmıyoruz. Proje çok yararlı olsa belki bazı değerlerden taviz verilebilir. Ancak bu geçiş İstanbul trafiğine hizmet etmeyecek. Bu yüzden neden doğadan taviz verilsin? Bu güzergâha göre, Belgrad Ormanları, Alibeyköy, Ömerli su havzaları, hatta tarlalar diğer doğal alanlar ciddi ölçüde tahrip olacak.”

    ‘Trafiğe bir faydası olmayacak’

    İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Gerçek de projeye karşı çıkarak, şu görüşleri savundu:

    “Bu projenin kendi yaratacağı trafik dışında, mevcut köprülerdeki trafik tıkanıklığına fazla bir faydası olmayacak. Bu köprü de bir süre sonra mevcut iki köprü gibi tıkanacak. 2-3 yıl içinde maksimum kapasitesine gelecek. Çünkü bu köprüler ve çevre yolları bir süre sonra kendi trafiklerini yaratıyorlar. Etrafında yapılaşmalar oluşuyor.

    Ayrıca kuzeydeki bir köprü, yeni yapılaşmalarla İstanbul’un elindeki son orman alanlarının ve su havzalarının da tahribatına yol açacak. Yani İstanbul akciğerleri de yakında elden gidecek. Transit trafiğe hizmet edecek deniliyordu; transit trafiğin toplam trafik içindeki payı yüzde 3’ün bile altında. Dolayısıyla bu tamamen bir rant köprüsü olacak kanaatindeyim.”

    Büyük araziler el değiştiriyor

    Güzergâhı açıklayan Gürsel Tekin, özellikle Çavuşbaşı ve Kurtköy gibi bölgelerde büyük arsa alım satımları yapıldığı duyumunu aldıklarını, alımların Ak Parti’ye yakın isimler olduğunu tahmin ettiklerini ancak kesin bilgilere ulaşmanın zor olduğunu söyledi. Tekin, yetkililerden açıklama beklediğini söyledi.

    ‘Ormanlar strese girecek’

    İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Tayfun Kındap ve Doç. Dr. Alper Ünal, 3. köprü nedeniyle ağaçların strese gireceğini belirterek, şöyle konuştular: “Yerleşim ve endüstri bölgelerinden kaynaklanan kirleticiler, ormanlar tarafından atmosfere salınan karbonlar ile reaksiyona girerek tehlikeli ozon ve partikül madde oluşumuna neden oluyor. Strese giren ağaçlar, atmosfere çok daha fazla uçucu karbon yayıyorlar. İstanbul için yapılması planlanan ve İstanbul trafiğine katkısı yüzde 1 olacağı açıklanan üçüncü köprü, bir de bu açıdan düşünülmeli.”

    ‘Rant köprüsü’

    Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Erhan Demirdizen ise, köprünün sadece rant amaçlı olduğunu iddia etti. Demirdizen’in görüşleri şöyle:

    “Üçüncü köprüye tamamen karşıyız. İstanbul’un ulaşım ihtiyacı açısından üçüncü köprü nereye yapılırsa yapılsın ihtiyaca cevap vermiyor. Şu anda iki köprüyü ve deniz yollarını kullanarak iki yaka arasında günde 1.1 milyon yolculuk yapılıyor. Yeni köprü olursa bu en fazla 1.5 milyona çıkar. Şehir genelindeki yolculuk sayısı ise 21 milyon. Bu kadar fark için bu kadar pahalı yatırım yapılmamalı. Boğaz’ı raylı sistemle, tünelle geçmeliyiz. Üçüncü köprü hormonlu büyümeye, kuzey ormanları ve su havzalarının yapılaşmasına yol açar.”

    Uşatırma Bakanlığı: Doğal dokuya zarar verilmeyecek

    Ulaştırma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği yetkilileri, üçüncü köprünün güzergâhının, İstanbul’un transit trafiğini şehir içinden kurtarmak, kuzey hattının asgari düzeyde zarar görmesini sağlamak, kamulaştırma bedelinin çok ağır olmaması gibi faktörleri gözeterek belirlendiğini belirterek, “Öncelikle güzergâh üzerindeki belediyelerin yolun geçeceği yerleri planlarına işlemeleri ve meclislerinden geçirmeleri lazım. Planlar belirlendikten sonra güzergâh açıklanacak. Doğal va tarihi dokuya zarar vermeyecek proje öngörülüyor. Hangi inşaat tekniklerinin kullanılacağı, nerede viyadük, köprü ve tünellerin yapılacağı hakkında fizibilite çalışması yapılmış durumda. İddia edildiği gibi bir tahribat olmayacak” dediler.

    Eroğlu: Tahribatı en aza indireceğiz

    Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, üçüncü köprünün henüz netleşmediğini belirterek, şöyle dedi: “Güzergâhı kesin olarak belirlendiğinde bakanlığımız tarafından Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) mutlaka yapılacaktır. Güzergâh belli olduktan sonra çevre ve ormanlarımız açısından tahribatı asgari düzeye indirecek çözümler dünyada olduğu gibi ülkemizde de mevcuttur. Projenin örnekleri ilk defa ülkemizde yapılmamaktadır. Proje akıllıca yapıldığında çevreye zarar vermeden orman varlıklarımızı koruyarak, ülkemize bu güzel ve hayati yatırımı gerçekleştirmiş olacağız. Ulaştırma Bakanlığı ile bakanlığımız koordine halinde çalışmaktadır.”

    Belediye başkanıyken Erdoğan da karşıydı

    Yeni Boğaz Köprüsü’nün yapımından yana olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, bu projeye açık ve sert bir şekilde karşı çıkıyordu. 1997 yılında Erdoğan, üçüncü köprü için eleştirilerini, “Yeni köprü beraberinde çarpık yapılaşma ve yeşil katliamını getirecektir” diyerek dile getiriyordu. Erdoğan’ın belediye başkanlığı görevinde olduğu 1997 yılında basına yansıyan bir açıklaması şöyleydi:

    “Şehrin yeni bir köprüye değil, tüp geçide ihtiyacı var. Raylı sistemin geliştirilmesi ve iki yaka arasında bağlantının sağlanması, yolların araçlara göre bölünmesi için tüp geçit uygun bir seçenektir. Ancak yeni köprü beraberinde çarpık yapılaşma ve yeşil katliamını da getirecektir. Boğaz’a kaç köprü yapılırsa yapılsın, trafik bir gün sıkboğaz olmaya mahkûmdur. Raylı sistemle koordine edilecek tüp geçit ise, hem çevreyi koruyacak hem de ulaşıma köprünün getirebileceğinden kat kat fazla rahatlık getirecektir.”

    Başkan Topbaş, Tekin’i doğruladı

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in açıkladığı güzergâhı doğrulayarak, “Yeni köprü Tarabya Oteli ile Beykoz arasında olacak” dedi. Köprü yaklaşım yolları konusunda açıklama yapmaktan kaçınan Topbaş, “Çevre etkileşimi göz önüne alınarak bir güzergâh belirlenecek” demekle yetindi. Topbaş, arazi rantı iddialarıyla ilgili olarak ise, “Bu güzergâhta yer alan arsaları imara açmayacağız” dedi.

    Başkanlık Sarayı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Topbaş, Gürsel Tekin’in “Sayın başkan güzergâhı benden öğrensin” sözlerini hatırlatarak, “Onların bilgileri bizim unuttuklarımızdan fazla değil. Bu şehri yöneten, yıllardır içinde yaşayan birisi olarak bu kentin tüm gelişme süreçlerini ve bundan sonraki süreçlerini yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

    Topbaş, şunları söyledi: “4 yılı aşkın süredir sayın Başbakanımızla, ilgili bakanımız ve kurumlarla ilgili yaptığımız bir çalışma var. Sayın Başbakanımızın hassasiyeti havzaların etkilenmemesi, orman alanlarının en az etkilenecek ölçüde bir yer belirlenmesiydi. İkinci köprünün biraz kuzeyinde Tarabya bölgesinden bir iz belirlendi ve bir çalışma yapıldı.Çarşamba günü bu güzergâh üzerinde incelememizi yaptık. Bunlar planlara işlenecek. Güzergâhın üzerindeki etkileşimler dikkate alınacak. Buradaki kamulaştırma alanlarının getireceği maliyet nedeniyle bazı değişikliklerin yapılması ihtimali çok büyük. 6 ay önce sayın Başbakanımız, Ulaştırma Bakanımız ve benim helikopterle uçuş yaparak belirlediğimiz bir güzergâh. Güzergâhtaki bağlantı alanları, hatları ve yerinde ufak değişiklikler olabilir. Önümüzdeki eylül meclisine getirmeye çalışıyoruz.

    Tarabya Oteli’nin bulunduğu nokta ile karşısına gelen bir nokta arasında bir değerlendirme yapılmış. Ama tabii onu yerine yerleştirirken bölgenin kendi coğrafi durumu, yerleşim durumu da incelenecek.”

    ‘Kamu yararına aykırı’

    WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Filiz Demirayak, 3. köprü ile ilgili süreçlerin kapalı kapılar ardında gerçekleşmesini eleştirerek şöyle konuştu: “Beykoz ve Sarıyer ormanları büyük ölçüde parçalanacaktır. İklim değişikliğiyle mücadelede ve uyum sağlama sürecinde kentsel ormanlar, su temin, karbon tutma ve mikroklima özellikleriyle önemliyken, bugün 3. köprü ve onun bağlantılı yolları üzerinde yapılan konut projeleri ve arazilerin el değiştirmesi süreçlerine kurban edilmek istenmesi yine kamu yararına aykırıdır.

    Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, şehir plancıları ve mimarlarla beraber doğa korumacılar ve İstanbul’da yaşayan insanlar üçüncü köprüye dair endişelerini ve seslerini duyurmaya çalışırken, kamuya ait bir yatırımın, kamu iradesi ve uzmanlıklar hiçe sayılarak yapılmak istenmesi, 3. köprü güzergâhı üzerindeki arazilerin el değiştirme şekliyle beraber endişelerin artmasına neden oluyor.”

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu