26.06.2009 Birgün Abdullah Tunç
Prometeus, Hefaistos ve Atena’dan ateşi ve tekniği çalarak insana armağan ederken en önemli olanı atlamıştı. Bunu fark eden Zeus araya girerek insanlara adalet duygusunu götürmesi için Hermes’i görevlendirdi. O da politik erdemin sitede (kentte) herkese ait olduğunu ve ancak bu şekilde bir yaşamın mümkün olabileceğini gösterdi. Tiran ya da despota boyun eğmek yerini kısmen de olsa adalet duygusuna bıraktı ve kararlarda çoğunluk aranmaya başlandı. Zamanla tanrıların yerini insanlar aldı. İstedikleri kadar adalet, istedikleri kadar demokrasiyi kömürle dağıtmaya başlayan siyasal iktidar, bazen tümden despotik kararlar alarak insanlığa hizmet anlamında bir akıl tutulması yarattı.
Kapitalist birikim süreci kendine özgü bir mekân düzenlemesi kurarken beraberinde kendi iktidar anlayışını da getirir. İktidarların amacı da, mekânı ele geçirmek ve kendi lehine dönüştürmekle ilişkilenir. Bu açıdan, İstanbul’da yapılan veya yapılmak istenen Boğaz köprülerinin iktidarların bu yöndeki girişimlerinin önemli birer sembolü olduğunu ortaya koyabiliriz.
Yeşili betona çevirmek...
Nüfusu her geçen gün artan İstanbul, kontrolsüz ve plansız büyümesi, artan yolculuk talebi ve özel otomobil sayısı ile ulaşım alanında sürekli büyüyen sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlar gözle görülürken ve bütün uzmanlar aksini söylerken merkezi ve yerel idare yeni spekülatif rantlar yaratmak üzere karayolu üzerinde yoğunlaşarak, sözde çözümler üretmeyi sürdürmektedir. Hem pratik ve sembolik olarak mekânı ele geçirme, hem de yeni kentsel rantlara olanak sağlamak amacıyla 3. köprüye başvurmaktan da kaçınmamaktadır. Bu kararla İstanbul’un en yeşil iki semtinin (Rumeli Kavağı-Beykoz) ve çeperlerinin beton yığınına dönüşecek olmasıyla ise hiç ilgilenmemektedir.
İstanbul’da yürütülen ulaşım politikalarıyla yol genişlikleri artırılmakta, kentin en önemli meydanları kavşaklara feda edilmektedir. İnsan-merkezli bir kent yaklaşımından kopup otomobile bağımlı bir kentin temelleri çoktan atılmıştır. Ulaşım politikaları özel otomobil sahipliğini desteklemiş, kentlileri değil, araçları bir yerden bir yere ulaştırmaya öncelik vermiş ve bunu yaparken motorlu taşıtların kent içinde daha hızlı hareket etmesinin kentlilerin hareketi anlamına geleceği varsayımına dayanmıştır.
Bu bağlamda yapılması istenilen 3. köprü kendi trafiğini oluşturacaktır. Bu da trafiği rahatlatmak yerine, trafikte sorunların daha da artmasına sebep olacaktır. Bağlantı yolları ile birlikte kent, araçlarla kaplanmaya devam edecektir. Yüksek oranda egzoz gazı salınımıyla gelen hava kirliliği, sağlık sorunlarını artıracaktır. Köprü güzergâhında yer alan insanların gelip dinlendikleri, eğlendikleri, temiz havadan yararlandıkları, içinde çeşitli hayvanları barındıran yeşil alanlar yok olacaktır. Zaten gürültünün yüksek olduğu bu kentte gürültüsüz bölgeler de bundan nasibini alacak, gürültü kirliliği kentin her tarafına yayılacaktır. Yeni rant alanlarının açılmasıyla kapitalist sermaye kendine özel mekânsal kurgusunu geliştirerek sürdürecektir.
Sermayeye hizmet edecek bu köprünün ekonomik maliyeti dışındaki toplumsal ve çevresel dışsal maliyetleri; oraya veya oradan başka yerlere olacak göçler, oradaki sosyal hayatın değişmesi, trafiğin artmasıyla birlikte hastaneye yetişememe sonucu gelebilecek can kayıpları, eğitimdeki aksamalar, işe geç kalmalar, meydana gelecek çevresel tahribatın ne olacağı hesaplanmamıştır. Köprünün yapılacağı alanın su toplama havzası olması, yakın çevresinde geniş orman alanlarının bulunması ve bunların köprüyle birlikte yok olma ihtimali hiç hesaba katılmamaktadır. Diğer yandan büyük sermaye gruplarının bu bölgede yıllardır arazi kapattıkları herkes tarafından bilinen bir gerçektir.Son söz: Üçüncü köprü sermaye için yapılmaktadır!
Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın
COP28’de 60'tan fazla ülke, soğutma sektörünün iklim etkisini azaltmaya yönelik taahhütün altına...
COP28, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 28. Taraflar Konferansı’nın ilk...
Dünya, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olması beklenen COP28 İklim Konferansı'na bu...
Konya'da 2.5 milyon yıl öncesine ait 'sirk buzulu' bulundu
Avrupalı çiftçilerin geniş çaplı protestolarına ve bu eylemlerin altında yatan nedenlere kısa bir...
Okyanus ısısı, deniz seviyesi ve buzul kaybı: WMO raporu, 2023'ün iklim rekorlarını nasıl kırdığını...
NASA'nın PACE görevi, mikroskobik bitki yaşamını ve partikülleri uzaydan izleyerek, Dünya'nın iklim...
Atlantik Körfezi Akıntısı, dünya iklim sisteminde ısıyı dağıtan önemli bir akıntı ve şu anda 1600...
Türkiye'de bir ilk olan "İklim Değişikliği Raporlaması Genel Görünüm...
TSKB, 2021’de İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) ilk...
Çevre için 5 basit öneri
Çevreci yaklaşımlar sayesinde dünyanın daha iyi bir yer halini alması mümkün.
Daha iyi bir dünya için yapay zekâ
Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakabilmek için teknolojiden nasıl yararlanırız?
Enerji Verimliliği
Enerji verimliliği projelerini destekleyerek dünyanın geleceğine yatırım yapıyoruz.
Kutup ayılarının nesli tükeniyor mu?
Kuzey Kutbu'nda deniz buzlarının hızla erimesi, kutup ayılarının neslinin 80 yıl içinde tükenmesine yol açabilir.
"cevreciyiz.com Türkiye’nin sürdürülebilir bankası TSKB tarafından desteklenmektedir. "
Copyright © 2013