YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 25 Mart 2009

İklim Değişikliği İle Mücadele Yönetimi Projesi

  • 24.03.2009 Cumhuriyet

    Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, KYOTO Protokolü ile ilgili konularda kamu ile özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti.

    Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), TÜSİAD ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının (UNDP) desteğiyle, UNDP yürütücülüğünde gerçekleştirilen ''Türkiye'de İklim Değişikliği ile Mücadelenin Yönetimi için Kapasitelerin Artırılması Projesi'' tanıtım toplantısı, Ankara Plaza Otel'de yapıldı.

    Toplantıda konuşan Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, Türkiye'nin Kyoto protokolüne taraf olduğunu hatırlatarak, bundan sonraki süreçte iklim değişiklikliği ile mücadelenin yönetimi için kapasite artırım projesinin taraflar açısından çok önemli olduğunu söyledi.

    Ülkelerin KYOTO ile ilgili bütün bilgi ve becerilerini sergilerken bir ekip halinde çalıştığına işaret eden Kadıoğlu, bu doğrultuda Türkiye'nin kamu ve özel sektör olarak birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

    İklim değişikliklerinden en çok etkilenecek kesimin özel sektör olduğunu belirten Kadıoğlu, kapasite ve finansal açıdan firmaların kendilerini yenilemesi gerektiğini söyledi.

    Bu kapsamda da bir strateji oluşturduktan sonra eylem planı hazırlanması gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, ''bu noktada özel sektörün projeye katılımı çok önemli'' dedi.

    UNDP Mukim Temsilci Yardımcısı Ulrika Richardson Colinski de, Türkiye'de özel sektörün iklim değişikliği ile mücadele yönetiminde öncü olması ve temiz teknolojilere yönelmesi gerektiğini belirtti.

    TÜSİAD Çevre Komisyonu Başkanı Musa Galip Eroğlu da, iklim değişiklikleri, çevre kirliliği, doğal kaynakların azalmasına karşı alınması gereken önlemlerin ülkelerin en çok tartıştığı konular olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin tarım ürünleri açısından iklim değişikliği etkenlerine karşı son derece kırılgan bir ülke olduğunu söyledi.

    Türkiye'de kişi başına düşen sera gazı emisyon oranının 1990-2006 yılları arasında yüzde 95 oranında artış gösterdiğine dikkati çeken Eroğlu, bunun büyük bir kısmının da enerji sektöründen kaynaklandığını ifade etti. Eroğlu, ''Türkiye, emisyon azaltım programını başarı ile uygulayacak bir ülke olmak durumundadır'' dedi.

    Türkiye'nin bir an önce, global, bölgesel ve ulusal gelişimleri dikkate alan kapsamlı bir çalışma başlatması gerektiğini anlatan Eroğlu, sanayi çevre dengesini koruyacak bir strateji oluşturması gerektiğini ve düşük karbon ekonomi modelini benimsemesi gerektiğini kaydetti.

    DPT Planlama Uzmanı Sema Beyazıt da, KYOTO protokolüne taraf olmanın birtakım sorumlulukları ve ev ödevleri bulunduğunu belirterek, bunların arasından adaptasyon, mücadele çalışmaları, emisyon azaltım programları, AR-GE ile bilinçlendirme çalışmalarının yer aldığını kaydetti.

    Haberin sayfasına ulaşmak için

     

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu