YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 09 Ekim 2008

Göller Bölgesi de Kuruyor

  • 08.10.2008 NTVMSNBC

    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) tarafından Göller Bölgesi'ne yönelik yapılan ''Meteorolojik Kuraklık Analiz Projesi'' sonuçlarının, Göller Bölgesi'nde kuraklık tehlikesinin her geçen gün arttığını ortaya koydu.

    SDÜ Rektör Yardımcısı ve Proje Sorumlusu Prof. Dr. M. Erol Keskin, Göller Bölgesi'nin kuraklık analizinin dijital haritasını çıkardıklarını belirtti. Haritanın hiç de iç açıcı olmadığını vurgulayan Keskin, bir an önce suyun bilinçli kullanılmaya başlanması gerektiğini bildirdi.Proje kapsamında 3, 6, 9 ve 12 aylık periyotlar halinde Isparta merkez başta olmak üzere Eğirdir, Senirkent, Uluborlu, Yalvaç, Aksu, Ağlasun ve Sütçüler istasyonlarında analiz çalışmaları yaptıklarını belirten Keskin, yağış verileri ve standartlara göre bir analiz çıkardıklarını söyledi. Raporun sonucunu açıklayan Prof. Dr. Keskin, şu bilgileri verdi: ''Göller Bölgesi'ne ait yapılan şu ana kadarki bilimsel çalışmalar sonunda bölgenin, kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bir gerçektir. Bölgedeki mevcut irili ufaklı göllerin her geçen gün kurumakta ve yok olmakta olduğu belirledik. Tehlike sınırları içerisindeyiz. Uluslararası çalışmalara göre bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen su miktarının yıllık 8-10 bin metreküp olması gerekir. Ancak ülkemizde bu miktar bin 700 metreküptür. Bu verilere ülkemiz su açısından zengin ülke konumunda değilken bile mevcut kaynaklarımızı etkili olarak kullanamamaktayız.''

    "Su kaynaklarını koruyamıyoruz"

    Yağan karın, yağmur ve yer altı sularının zengin kaynaklar oluşturduğunu ifade eden Keskin, ancak bu kaynakların kullanıma yönelik herhangi bir su kullanım stratejisi bulunmadığını anlattı. Keskin, gelecekte ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların başında, suya sahip olma ve yönetme çabalarının söz konusu olacağının altını çizdi. Keskin, şöyle konuştu:''Yapılan kuraklık analizi sonucunda, genel olarak, temmuz ve ağustos aylarında normale yakın kuraklık oluşumu gözlenmekle birlikte, orta şiddetli kuraklık oluşumu ise 6 aylık periyot için Ocak ayında ve 12 aylık periyot için ağustos ve eylül aylarında gözlenmektedir. Bununla birlikte 2006 yılına ait tüm periyotlar için temmuz ve ağustos aylarında orta şiddetli kuraklık oluşumu mevcuttur. Genel olarak, orta şiddetli kuraklık oluşumları incelendiğinde, kısa periyotlarda kuraklık oluşum eğrilerinin daha çok bölgenin güneyine kaydığı, bölgenin doğusunun ise orta şiddetli kuraklık oluşumları açısından minimum değerler gösterdiği ortaya çıkmaktadır. Uzun periyotlarda kuraklık oluşumlarına bakıldığında, yine bölgenin güneyinde yıllık kuraklık bazında en yüksek oluşumlar görülmektedir. Bölgenin güneyi ve doğusu ise uzun periyotlu kuraklıklar açısından en yüksek değerlere sahip olmakla birlikte, bu bölgelerde daha çok normal kuraklık oluşumu gözlenmektedir. Bölge içerisinde en kurak döneme sahip olan istasyon ise güneyde yer alan Kızılkaya istasyonudur.'' Projenin analiz sonucuna göre hiç de iç açıcı bir tabloyla karşılaşmadıklarını ifade eden Keskin, küresel ısınmadan en fazla etkilenen bölgeler arasında Isparta ve çevresinin yer aldığını söyledi.Gelecek nesiller için endişeli olduğunu belirten Keskin, ''Şu anda su için alternatifler oluşturmamız gerekirken, mevcut su kaynaklarımızı bile koruyamaz durumdayız. Gelecek nesil endişelenmeli'' dedi.Keskin, ileride istenmeyen sonuçların doğmaması için bölgeye ait su kullanım politikalarının oluşturulması, geniş katılımlı olarak su sorunlarıyla ilgili yerel yönetimler, bilim insanları, iş adamaları, politikacılar takım halinde bir arada çalışmasının zorun olduğunu sözlerine ekledi.

    http://yesil.ntvmsnbc.com/Haberler/HaberDetay.aspx?HaberId=571

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu