Çevre İçin Gönüllü Girişimler Yetmiyor - Meral Tamer

• Köşe Yazısı 27.08.2008 Milliyet

  Karikatürcüler Derneği, bu yıl 28’incisini düzenlediği Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması’nda büyük ödülü, çok isabetli bir kararla çevreye vermiş. Eriyen buzulların 2 parçaya ayırdığı Eskimo evindeki çocuklu bir ailenin birbirlerinden mecburi kopuşunun altında, Endonezyalı karikatür sanatçısı Arif Sutristanto’nun imzası var.
  Dünyamızın durumu maalesef budur.

  Worldwatch Enstitüsü’nün Dünyanın Durumu 2008 Raporu’nda, gönüllü olarak çevreye duyarlı yaşam biçimini seçen topluluklardan ilginç örnekler verilmiş.

  Los Angeles’ın göbeğinde

  Mesela tamamen otomobillere göre kurulmuş Los Angeles’ta, dev alışveriş merkezlerinin ortasında, şehrin göbeğinde, 55 kişinin yaşadığı 2 küçük apartman bloğundan oluşan bir eko-köy var. Bu köy, 1993’te bir topluluğun kendi çevresini ne denli dö-nüştürebileceğini göstermeye yönelik bir proje olarak kurulmuş.

  15 yıl içinde güneş panelleri ve organik gübre tesisleri kurmuşlar. Otomobil kullanmayanların kiralarında indirim yapılmış. Bisiklet tamiri yapan ve mahalledeki çocuklara bisiklet bakımı eğitimi veren Bisiklet Mutfağı gibi şirketler bile kurulmuş.

  Amerika’nın batısından doğusuna geçersek... New York’un lüks Solaire binalarında atık suları yeniden kullanmaya yönelik bir sistem, suları filtreden geçiriyor ve hem sifonlarda, hem de binanın soğutma kulesinde kullanıyor. Bu sistemle binanın su ihtiyacı üçte bir azalmış.

  Güney Amerika’dan bir örnek ise Porto Allegre’deki eko-topluluk. 28 aileden oluşan Ecovila, atık suları sazlıklarla arıtan biyolojik bir sistem kullanıyor. Bu suyla topluluğun bahçeleri sulanıyor.

  Eko-kahvehaneler

  Geçelim Avrupa’ya... Stockholm’ün Sjöstad bölgesindeki 1000 kişi, yemek pişirmekte kullandıkları gazı, bölgenin atık sularından elde edilen biyogazdan alıyor. Almanya’daki Deneysel Çevre Tasarım Merkezi’nin 80 sakini, ısınma ihtiyaçlarını bölgedeki ormanlardan elde edilen odunların talaşlarıyla çalışan bir ısıtma tesisiyle karşılıyor.

  Eko-köyler ya da konut topluluklarından başka bir de insanların ev ve iş dışında vakit geçirdikleri 3. mekânlar var. Mesela günümüzün popüler mekânları olan kafeler. Tarih boyunca çayhane ve kahvehaneler, devrimsel hareketlerin tartışılıp filizlendiği mekânlar olmuş. Bugün ise kimi çevreci örgütler, her gün milyonlarca kişinin uğradığı kafeleri, daha yeşil yaşamanın yollarının öğretilebileceği mekânlar olarak görüyor.

  Biyobozunur plastikler

  Bu arada e-posta gönderen Yıldız Holding Ambalaj ve Bilişim Grubu Başkanı Dr. Cahit Paksoy, Türkiye’de bir ilke imza atarak, doğada 2 yılda bozunabilen plastik ambalaj malzemeleri ürettiklerini duyuruyor. Doğayla uyumlu ürünlerin kullanımı konusunda Türkiye’de henüz yeterli bilince ulaşılmadığından yakınan Paksoy, dünyada bu yönde atılan adımları da hatırlatıyor:

  “Yurtdışına baktığımızda, bunun bir devlet politikası haline geldiğini görüyoruz. Örneğin Fransa ve diğer AB ülkelerinde, biyobozunur ürünlerin kullanımını şart koşan kanunlar yürürlüğe girmeye başladı. Plastik poşetlerin kullanımı Tayvan’da bile yasaklandı.”

  Gönüllü girişimlerin, çevreyi korumada yeterli olmayacağı aşikâr; hükümetimizin ise bu konuda harekete geçmeye pek niyeti yok.

  http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=983193&AuthorID=55&Date=27.08.2008&b=Cevre%20icin%20gonullu%20girisimler%20yetmiyor&a=Meral%20Tamer&ver=88