YUKARI

Enerji

Yazar: Aynur Hacıfettahoğlu | Eklenme Tarihi: 10 Temmuz 2009

Bitkisel Atık Yağların Geri Dönüşümü ve Biyodizel

  • Çevre en önemli zenginlik ve genç nesillere bırakacağımız en değerli mirastır. Buna karşılık son yıllarda sanayileşme ile birlikte havamız, suyumuz, toprağımız kısaca çevremiz tahrip edilmekte, geleceğimiz yok olmaktadır.

    Günlük hayatı kolaylaştırmak için kullanılan ürünlerin üretimi ve tüketimi esnasında oluşan atıklar (endüstriyel atıklar, bitkisel yağlar, plastik, kağıt, pil, akü, cam, motor yağları v.b.) bilinçsiz şekilde doğaya bırakılmaktadır. Bütün bu olumsuzlukların önüne geçebilmek ve bu atıkları sağlıklı bir şekilde yönetebilmek için T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yönetmelikler çıkartılmakta ve uygulanmaktadır. Bu amaçla Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği 19 Nisan 2005 tarihinde 25791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

    Bitkisel atık yağların, çöpe, yüzeysel sulara, toprağa, kanalizasyona dökülmesi yasaktır. Kullanılmış kızartmalık yağların doğrudan veya dolaylı olarak yemeklik yağlara, ham yağlara, mineral yağlara karıştırılması ve doğrudan yakıt olarak kullanılması da yasaktır. Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği gereği işyeri, lokanta, catering, cafe, askeri yemekhaneler, okullar, hastane ve cezaevleri ile evlerde ortaya çıkan bitkisel atık yağlar toplanmakta ve geri kazanılmaktadır. Ancak atık yağlar, toplama lisanslı firmalar dışında gerçek ve tüzel kişiler tarafından toplanamaz, alınıp satılamaz.

    Çevre ve Orman Bakanlığı’nın resmi verilerine göre Türkiye’de yılda 1.700.000 ton bitkisel yağ kullanılmaktadır. Bu bitkisel yağdan yılda yaklaşık 350.000 ton atık yağ oluştuğu öngörülmektedir. Mevcut bitkisel atık yağ potansiyelinin 2005 yılında 1858 tonu, 2006 yılında 1700 tonu, 2007 yılında 2852 tonu ve 2008 yılında 6300 tonu toplanabilmiştir. Bu kayıtlara bakılarak atık yağ toplama işleminde daha yolun başında olduğumuz anlaşılmaktadır.

    Atık yağlar ekotoksik özelliğe sahiptir. 1 lt bitkisel atık yağ bir milyon litre içme suyunu kirletmektedir. Evsel atık su kirliliğinin %25 oranında kaynağını kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağlar oluşturmaktadır. Bitkisel atık yağlar su yüzeyini kaplayarak havadan suya oksijen transferini önlemektedir. Denize, akarsuya ve göle ulaşan bitkisel atık yağlar, kuşlara, balıklara ve diğer canlı türlerine zarar vermektedir. Bu şekilde kirlenme devam ederse 20 yıl içerisinde deniz, akarsu ve göllerde yaşamın tükenebileceği öngörülmektedir. Ayrıca bu yağlar lavabolardan döküldüğü zaman dren sistemine sıvanmakta, kanalizasyon borusu içindeki atıkların tutulmasına ve zamanla borunun daralarak, kanalizasyon sisteminin kullanılmaz hale gelmesine neden olmaktadır. Böylece atık su arıtma tesislerine zarar vermekte ve işletme maliyetini arttırmaktadır.

    Nüfus artışı ve su kaynaklarının mevcut potansiyeli dikkate alındığında, ülkemizin yakın gelecekte önemli derecede içme ve kullanma suyu sorunu ile karşı karşıya kalacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Birleşmiş Milletler Raporu’nda 2025 yılında dünya nüfusunun üçte birinin temiz içme suyu sıkıntısı çekeceği belirtilmekte ve bu bildirge su kaynaklarımızı özenle korumamız gerektiğini göstermektedir.

  • Bitkisel atık yağ toplama işini kimi zaman lisanslı olmayan ve yasa dışı çalışan şahıslar da yapmaktadırlar. Bu şahıslar yasa dışı topladıkları kanserojen olan bu yağları gıda sanayine geri döndürerek insan sağlığını tehdit etmektedirler. Ayrıca ilgili bakanlıklar tarafından çıkartılan tebliğlere göre; kullanılmış kızartmalık atık yağların yemlik yağ üretiminde ve sabun üretiminde kullanılması yasaklanmıştır. Bu yasal düzenlemelerin sonucunda gelinen noktada kullanılmış kızartmalık atık yağların geri kazanılmasının sadece biyodizele dönüştürülmesi şartı ile mümkün kılındığı görülmektedir. Yurt dışında bu bitkisel atık yağların yakılarak elektrik enerjisine dönüştürüldüğü yeni enerji üretim yöntemleri geliştirilmiş ve uygulanmaya başlanmıştır.

    Bilişim ve teknolojinin de gelişmesiyle günlük yaşamda enerjiyi kullandığımız alan sayısı ve dolayısıyla enerji ihtiyacımız artmıştır. Fosil enerji kaynaklarının hızla azalması ve küresel ısınmanın kendini her geçen gün daha fazla hissettirmesi tüm dünyada dikkatlerin yenilenebilir temiz enerji kaynakları üzerinde yoğunlaşmasında etken olmuştur. Biyodizel de bu kapsamda yenilenebilir bir enerji kaynağıdır.

    Biyodizel, bitkisel ve hayvansal yağlardan türetilen yağ asidi zincirinin mono alkil esteri olarak tanımlanmaktadır. Biyodizel, hayvansal ve bitkisel yağlar gibi trigliseridlerin alkol ve katalizör varlığındaki transesterifikasyonuyla üretilir.

    Bitkisel atık yağların biyodizel üretiminde kullanılması; çevreye ve insan sağlığına büyük zararları bulunan bir atığın toplatılmasını ve geri dönüşümünü sağladığından son derece önemlidir. Biyodizelin ozon tabakasına olan olumsuz etkileri dizel yakıtlara göre daha azdır. Biyodizel kullanımı ile başta karbon monoksit, hidro karbon, partiküler madde ve hava toksin emisyonlarında önemli oranda azalmalar, çok zararlı olan PAH emisyonunda çok önemli düşüşler olmaktadır. Sülfat emisyonu sıfırlanmaktadır.

  • Biyodizel biyolojik olarak yenilenebilir ve biyolojik olarak bozunabilir yapıda bir yakıttır. Toksik, kanser ve alerji yapıcı değildir. Yağlayıcılık özelliği çok iyidir. Her türlü dizel motorlu araçlarda kullanılabileceği gibi ısınma amaçlı olarak da tercih edilebilir.

    Sonuç olarak çevreye ve insan sağlığına zararlı bir atığı çevreci bir yakıta çevirerek;
    • Fosil yakıtların tükenmeye başladığı dünyamızda enerjide dışa bağımlılığımız azaltılabilir,
    • Su kaynaklarının azaldığı dünyamızda su kaynaklarımız korunabilir,
    • Geri kazanım ile ülke ekonomisine katkı sağlanabilir,
    • Atık yağların çevreye verdiği zararların önüne geçilebilir,
    • Küresel ısınmanın etkileri bu yolla azaltılabilir.

    Yasal sorumluluklarımızın yanı sıra bitkisel atık yağların toplanmasındaki en etken unsur “bilinçlenme ve duyarlılık” düzeyimizin artması ve “gönüllülük” esasının benimsenmesiyle gerçekleşecektir.

    Ezici Yağ San. ve Biodizel, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen Bitkisel Atık Yağ Toplama Lisansı’na ve EPDK tarafından verilen Biyodizel İşleme Lisansı’na sahip bir bitkisel atık yağ geri kazanım tesisidir. Türkiye genelinde çeşitli illerde geçici depolama alanları ile atık yağların toplanması konusunda ülke geneline hizmet vermektedir. Belediyeler ile bitkisel atık yağların hanelerden toplanması konusunda protokol imzalanmakta ve bu protokole uygun olarak halkın bilinçlenmesi için gerekli tanıtımların yapılması, atık yağ toplama sisteminin kurulması ve bu yağların düzenli ve denetimli toplanması konusunda ortak çalışılmaktadır.

    Aynur Hacıfettahoğlu
    Ezici Yağ Sanayi ve Biodizel Çevre Yüksek Mühendisi

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu