YUKARI

Çevre Koruma

Yazar: Sibel Sesigür | Eklenme Tarihi: 05 Mart 2009

Atmak ya da At(a)mamak?

  • Atıkların toplanması, taşınması, işleme konulması ve bertaraf edilmesi işlemlerinin toplamına Atık Yönetimi adı veriliyor. Her türlü insan etkinliği sonucu ortaya çıkan atıklar, sağlık, doğa ve çevre güzelliği açısından birçok soruna neden olmakta. Oluşan her türlü evsel ve endüstriyel atığın bertaraf edilmesi için artık pek çok yerel yönetim de önemli çalışmalar yapmaya başladı. Ancak bu konuda biz bireylere de oldukça önemli görevler düşüyor.

    Öncelikle, belediyelerin kapımızdan “çöp” diyerek topladığı atıkların pek çoğunun yeniden değerlendirilebilir maddeler olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu konuda hiç bilgisi olmayanlar bile en azından kağıt, cam ve bazı plastiklerin geri kazanılabilen maddeler olduğunu tahmin edebilirler. Bu konuda yapılan ulusal televizyon yayınları, büyük şehirlerdeki yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları, hatta bazı küçük şehirlerdeki gönüllü ve özverili geri kazanım faaliyetleri eskiye oranla biraz olsun bilinç yaratılmasına olanak sağlıyor. Ama yine de kat edecek çok yol var. Özellikle artan tüketim sonucu işimize yarasın yaramasın pek çok ürüne çok daha kolay ulaşıyor, bunların bitmez tükenmez ambalajlarıyla kuşatılıyor, kullanım süresini geçirdiğimiz pek çoğunu tüketemeden atıyor, hatta bir köşede unutup sonra toplu halde atık dağlarına katkıda bulunmalarını sağlıyoruz.

    Deli gibi çalışıp, aynı hızla tüketip / tüketemeyip, koşuşturup dururken hiçbir şeye vaktimiz yok. Bir de evsel atıklarımızı mı düzenleyeceğiz? “Yok kağıdı ayrıştır, yok şişeyi kumbaraya at, bir benim şampuan şişemden mi atıklar artıyor” derken herkes çöpünü kapıya koyup konudan hemen uzaklaşabiliyor. Aslında herkes az da olsa özen göstererek bu konuda bir yere varılmasını sağlayabilir.

    Bu konudaki en basit örnekten başlayalım: Sizler de ülkemiz vatandaşlarının birer alışveriş poşeti canavarı olduğunu düşünmüyor musunuz? Herkes delicesine her türlü poşeti ediniyor (hatta boş yedeklerini alıyor), bunlar için bir maliyet ödemeyi şiddetle reddediyor ve sonra evde ne kadar gereksiz poşet var diye yakınmıyor mu? Alışveriş torbalarının üzerlerindeki markaların birer statü göstergesi olduğunu düşünenlerden, evde çöp koyacağı için dörder beşer market poşeti edinen ve bu konuda kasiyerlerle tartışanlara, eczanelerin hasta çekmek amacıyla yarattığı ve bilhassa emekliler arasında “çok moda” olan, sonradan örgü poşetine dönüşen özel yapım torbaların meraklılarından, bol miktarda kötü üretim semt pazarı poşetlerini edinenlere kadar pek çok alışveriş torbası fanatiği bulunuyor. Kimseye “nostaljik alışveriş filesi” ya da “ekolojik koton torba” kullandırmanın kolay kolay mümkün olmadığını kabul etsek bile, gereksiz poşet almayı reddeden az sayıda insanın uzaylı muamelesi görmesini de anlamak mümkün değil.

  • Örneğin ben “çantama koyarım”, “elimde taşırım” ya da “elimdeki torbaya koyarım” gibi cümlelerim karşısında satıcıların %99’unun donuk bakışlarıyla karşılaşıyorum. Hatta beni dinlemeyip ısrarla malı poşete koymak en yaygın davranış. Malı çıkarıp boş poşeti bıraktığımda ise tam bir zırdeli olduğum düşünülüyor. Satıcıların %1’lik kısmı bu davranış karşısında teşekkür ediyor ve hatta bazıları “size maliyet, bize kalabalık, doğaya da zarar, değil mi?” dediğimde bana anlayışlı gözlerle bakabiliyorlar. “Bu konuda çok bilinçliyim, hayatta poşet almam” diye bir derdim olduğu sanılmasın. Taşıyamayacağım ürünlerde elbette ki bu kadar katı değilim. Ama ellerinde her bir ürün için 8 ayrı alışveriş poşeti taşıyanlar (1 çift çorap dahil) hakikaten asap bozabiliyorlar. Zaten bu kişiler güney sahillerinde denizde yüzerken burnunuza yapışıveren naylon poşeti de elleriyle savurup yüzmeye devam edebilen insan türünü oluşturuyorlar.

    Ekoloji, doğa katliamı, çocuklarımızın geleceği gibi dillere pelesenk olmuş kavramlara hiç girmeyeceğim. Bunların belli yaşa gelmiş insanlarda çok fazla bir etki yaratmadığını anlamış bulunuyoruz. Çevre konularında eğitimi 4-12 yaş arası almamış bireylerin bu tür duyarlılıklar göstermesi kolay olmuyor. “Zaten birileri bir şeyler yapıyor, bir benimle mi olacak?”, “Benden sonra tufan”, “Bak yağışlar da arttı, susuzluk bitti bu yaz” gibi yaklaşımlar ülkemizde oldukça yaygın.

    Oldukça büyük dağlara dönüşen şu atıklar meselesi için ne yapacağız derseniz, sadece “yapma” demekle olmayacağını, yaptırımların da gerekli olduğunun altını çizmek gerek. Yerel yönetimlerin ve konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının düzenli çalışmaları yanında, konuya meraklı bir avuç insanın ve kimselerin hoşlanmadığı sokak toplayıcılarının çabalarıyla inanılmaz oranda atık geri dönüşümü yaşanıyor. Ancak bu çalışmaların çoğunluğu büyük şehirlerle sınırlı kalıyor ve gönüllü olarak atık toplanılan konteynerlerde içine konulması beklenen maddenin dışındaki pek çok atık toplanabiliyor. Örneğin ben bugüne kadar belediyelerin kullanılmış piller için tahsis ettiği hiçbir kutuda pil göremedim. Çünkü atılan diğer çöplerden yer kalmamıştı.

    Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kağıt, cam, plastik gibi belli başlı atıkların ayrıştırılıp geri kazanılması için çalışmalar özellikle büyük şehirlerde uzun yıllar önce başladı. Ama bunun bireylerde bir alışkanlık haline geldiğini söylemek hala mümkün değil. Küçük yaşlarda bu konuda bilinç geliştirilemeyen ama bugün atıklarını ayrıştırması için gönüllü katılımı beklenen bireylerden verim alınması oldukça zor. Bu nedenle bazı atıkların ayrıştırılmaması halinde yaptırım uygulanması bir süreliğine çözüm olabilecek gibi gözüküyor. Dünyanın pek çok ülkesinde de benzer süreçlerden geçilerek bireylerin bu konuda katılımının sağlandığına dair örnekler var. Bunun yanı sıra, gönüllü katılımlar için özellikle farklı atıklar konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yabana atmamak gerek. Gerek oturduğumuz konut gerekse çalıştığımız işyerinde oluşan atıklar için belediyelerin rutin çöp toplama işleri dışında da yapabileceğimiz şeyler var. Atıkların ayrıştırılması konusunda bireylerin çabalarıyla başlayan hareket oldukça önemli noktalara ulaşabiliyor. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını takip ederek birkaç telefon ya da e-postayla atıklarınızı nasıl dönüştürebileceğinizi öğrenmeniz çok da zor olmasa gerek.

  • Örnek olarak; İstanbul gibi bir metropolde yaşanan sorunun büyüklüğünü göz önüne alırsak atık bertarafı işinin de çapının ne denli büyük olduğunu tahmin etmek mümkün. Yazımıza İstanbul’da atıkların ayrıştırılması amacıyla kurulan İstaç A.Ş.’nin çalışmalarına başlıklar halinde bir göz gezdirerek son verelim ve çöp deyip geçtiğimiz atıkların aslında nelere dönüşebileceğine daha yakından bakalım:

    Düzenli depolama
    Atık yönetimi hiyerarşisinde son aşama olan, geri kazanılamayan ve geri dönüştürülemeyen atıkların depolanması suretiyle insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek uygun metotlar ile bertarafıdır. İstanbul’da günlük ortalama 14.000 ton evsel atık 7 adet aktarma istasyonu üzerinden bertaraf edilmektedir.

    Organik atıkların kompostlaştırılması ve geri kazanım
    Kompost ve geri kazanım tesisinde organik içerikli evsel atıkların, mikroorganizmalar vasıtasıyla yeterli nem, ısı ve hava ile reaksiyona girerek çözülmesi gibi fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçerek, toprağı ıslah edici, organik değeri ve su tutma kabiliyeti yüksek kompost üretilmektedir. Elde edilen kompost, Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde, ağaçlandırma ve peyzaj çalışmalarında kullanılmak üzere değerlendirilmektedir.

    RDF (Atıktan Türetilmiş Yakıt)
    Teknolojinin artan hızına paralel olarak gerek ambalaj malzemeleri gerekse diğer kullanımları açısından üretimlerinde büyük artış olan plastiklerin bertarafında kullanılan yöntemdir. Ayırma ünitesinden çıkan ve geri dönüştürülemeyen (mevcut sistemde depolama alanlarına gönderilen atıklar) atıklardan RDF (Atıktan Türetilmiş Yakıt) malzeme üretilmesi ve bu malzemenin çimento fırınlarında ek yakıt (fosil yakıtlar yerine) olarak kullanılması amacıyla RDF (Atıktan Türetilmiş Yakıt) Tesisi kurulmuştur.

    Plastik geri dönüşümü (Granül)
    Kompost ve geri kazanım tesisi ayırma ünitesinde ayrılan geri dönüşümlü plastik atıkların ekonomik değerinin arttırılması amacıyla PE, PP ve PET türü atıkların temizleme, kırma, öğütme, eritme aşamalarından sonra granül haline getirilmesi işlemidir.

  • Çöp sızıntı suyu arıtma tesisleri
    Katı atıkların içinden süzülerek bir takım kimyasal, biyolojik ve fiziksel olaylara maruz kalarak oluşan çöp sızıntı suyu önce ön çöktürmeye tabi tutulmakta, sonrasında biyolojik arıtım için biyoreaktör ünitesine iletilmektedir. Biyoreaktör ünitesinde KOİ, BOİ ve azotlu bileşiklerin giderimi gerçekleşmektedir. Sızıntı suyu biyolojik arıtımdan sonra, biyoreaktörün dışına yerleştirilmiş ultrafiltrasyon membran sistemine iletilmektedir. Çapraz akış sistemine sahip UF membranlarında, çamur, askıda katı madde ve bir miktar KOİ giderimi gerçekleşmektedir. Çamur ayrışımı sonrasında sızıntı suyu, nanofiltrasyon membranlarına iletilmektedir. Nanofiltrasyon membranlarında, geriye kalan KOİ’nin büyük bir kısmı, organik mikro kirleticiler, ağır metaller ve diğer bileşikler (hümik asitler, renk) giderilmektedir.

    Kaynağında ayrı toplama
    Proje kapsamında konutlara mavi çöp torbaları dağıtılmakta ve belirlenen gün ve saatlerde toplanmaktadır. Bu amaçla belediyeler ve lisanslı firmalar arasında koordinasyon sağlanarak protokoller imzalanmıştır. Şu ana kadar protokol imzalanan ilçe sayısı 22’ye ulaşmıştır. Haftanın belirli günlerinde toplanan atıklar ayırma tesislerine getirilmektedir. Ayırma tesislerinde türlerine göre ayrılan ambalaj atıkları geri dönüşüm tesislerine sevk edilerek geri dönüşüm zinciri tamamlanmaktadır.

    • Kağıt: 1 ton kullanılmış kağıt atığının geri dönüşümü sonucunda 16 adet yetişmiş çam ağacı kesilmesi önlenmektedir.
    • Plastik: 1 ton plastik ambalajın üretilmesinde yaklaşık 14.000KWh enerji tüketildiğinden plastik atıklarının geri dönüşümü elektrik enerjisi tasarrufu sağlamaktadır.
    • Metal: 1 ton metal atığın geri dönüştürülmesi sonucu 1.300 kg hammadde tasarrufu sağlanmaktadır.
    • Cam: 1 ton cam ambalajın üretilmesinde yaklaşık 100 litre yakıt tüketildiğinden cam atıklarının geri dönüşümü yakıt tasarrufu sağlamaktadır.

    Depo gazından elektrik üretimi
    Düzenli depolama standartlarına göre depolanan evsel atıklar oksijensiz ortamda zamana bağlı olarak fermente olmakta ve kalorifik değeri yüksek %50-60 oranında metan CH4 içeren çöp gazı (LFG-depo gazı) üretmektedir. Bu gaz toplanarak ve şartlandırılarak gaz motorlarında yakılmakta ve elektrik enerjisine dönüştürülmektedir.

    Sibel Sesigür
    Projeevi Kooperatifi

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu