YUKARI

Çevre Koruma

Eklenme Tarihi: 13 Ağustos 2025

Okyanus muhasebesi nedir? Neden şimdi gündemde?

  • Okyanus muhasebesi, doğayla ekonomiyi ortak bir çerçevede buluşturarak sürdürülebilir deniz politikalarının kapısını aralıyor.

    Küresel iklim krizi, deniz kirliliği ve aşırı avlanma gibi sorunlar okyanusların taşıma kapasitesini zorlarken, denizlerin ekonomik, ekolojik ve sosyal değerini bütüncül biçimde ölçen yeni bir yaklaşım dünya genelinde yaygınlaşıyor: Okyanus muhasebesi. Geleneksel ekonomik göstergeler, özellikle gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH), bir ülkenin refah düzeyini ölçerken çevresel bozulmaları göz ardı edebiliyor. Okyanus muhasebesi ise yalnızca balıkçılık gelirini değil, mercan resiflerinin sağlığından kıyı topluluklarının geçim kaynaklarına kadar uzanan geniş bir yelpazede veri toplayarak daha sürdürülebilir politikaların geliştirilmesini mümkün kılıyor.

    Okyanus muhasebesi nedir ve nasıl çalışır?
    Okyanus muhasebesi, deniz ve kıyı ekosistemlerini ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarıyla birlikte değerlendiren entegre bir veri sistemi sunar. Bu yaklaşım, geleneksel ekonomik muhasebe sistemlerinin denizel alanlara uyarlanmış halidir ve doğal sermayenin izlenmesini mümkün kılar. Sistem, şu beş ana bileşeni kapsar:

    Okyanus varlıkları (Doğal sermaye): Balık stokları, mercan resifleri, mangrov ormanları gibi denizel kaynakların miktarı, durumu ve değeri kayıt altına alınır.
    Ekonomiye okyanus akışı: Denizlerin sunduğu hizmetlerin (balıkçılık, turizm, enerji vb.) ekonomik katkısı ölçülür.
    Çevreye akış (İnsan kaynaklı etkiler): Kirlilik, atık, karbon salımı gibi insan faaliyetlerinin okyanus sağlığına etkisi belgelenir.
    Okyanus ekonomisi: Balıkçılık, deniz taşımacılığı, kıyı turizmi gibi deniz bağlantılı sektörlerdeki istihdam, gelir ve üretim verileri toplanır.
    Yönetişim ve toplumsal boyut: Kıyı toplumlarının geçim kaynakları, hakları ve okyanusla ilişkileri analiz edilir. Aynı zamanda deniz yönetimi politikaları da bu çerçevede değerlendirilir.
    Bu sistem, yalnızca çevresel veriyi değil, ekonomik ve toplumsal veriyi de harmanlayarak daha gerçekçi ve sürdürülebilir karar mekanizmaları kurulmasına olanak tanır.

    İşte okyanus muhasebesinin getirdiği faydalar…
    Okyanuslar, dünyadaki yaşamın temel dayanaklarından biridir. İklimin düzenlenmesi, oksijen üretimi, karbonun yutulması, gıda ve geçim kaynakları sağlanması gibi hayati işlevlere sahip. Ancak bu katkılar, geleneksel ekonomik göstergelerle (örneğin GSYH-Gayri safi yurtiçi hasıla) yeterince ölçülememekte, bu da deniz ekosistemlerinin değerini göz ardı eden politikalara yol açmaktadır.

    Okyanus muhasebesi sayesinde;
    Görünmeyen değerler görünür hale gelir: Mangrov ormanlarının fırtına dalgalarını kırma kapasitesi, mercan resiflerinin turizme katkısı ya da sağladığı biyolojik çeşitlilik gibi unsurlar sayısal verilere dökülerek politika yapıcılara güçlü argümanlar sunar.
    Doğa tahribatı hesaba katılır: Okyanusa salınan atıklar, aşırı avlanma, kıyıların betonlaşması gibi faaliyetlerin ekonomik ve çevresel maliyetleri daha net ortaya konur.
    Kaynak yönetimi iyileşir: Balıkçılık kotalarından turizm planlamasına kadar birçok karar, daha sağlıklı ve sürdürülebilir verilere dayandırılır.
    Yatırım ve kalkınma stratejilerine dönüşür: Mavi ekonomi odaklı yatırımların yönü, yalnızca ekonomik getiri değil, ekolojik sürdürülebilirlik temelinde şekillenir. Bu kapsamda okyanus muhasebesi yalnızca çevre koruma aracı değil, aynı zamanda uzun vadeli refahı güvence altına alacak stratejik bir kalkınma yaklaşımı olarak öne çıkıyor.

    Dünya genelinde 50 ülkenin gündeminde
    Okyanus muhasebesi hâlihazırda dünya genelinde yaklaşık 50 ülkenin gündeminde. Bu ülkelerden bazıları uygulamayı ilerletmişken bazıları ise henüz pilot çalışmalar yürütüyor.
    • Avustralya, okyanus muhasebesi konusunda öncü ülkelerden biri. Mavi ekonomi stratejileriyle uyumlu şekilde deniz varlıklarını ekonomik planlamaya entegre eden kapsamlı sistemler geliştirdi.
    • Norveç, balıkçılık ve deniz enerjisi gibi sektörlerde elde edilen gelirleri doğal kaynak tahribatıyla birlikte izleyerek kaynak yönetimini optimize ediyor.
    • Endonezya, kıyı ekosistemlerinin sağlığını izlemek ve geçim kaynaklarıyla bağlantılarını kurmak için pilot projeler başlattı.
    • Maldivler, Kenya, Kosta Rika gibi kıyı ve ada ülkeleri, mavi ekonomi politikalarını güçlendirmek amacıyla uluslararası iş birlikleriyle okyanus muhasebesi sistemlerini kurma yolunda ilerliyor.
    Bu ülkeler, okyanus muhasebesini yalnızca çevresel sürdürülebilirliğin değil, ekonomik kalkınmanın da ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiriyor.

    Gelecek kuşakların haklarını da gözeten bir yönetim anlayışı
    Okyanus muhasebesi, yalnızca verilerin toplanıp sınıflandırılması değil; aynı zamanda denizle ilişkili tüm yaşam biçimlerinin, ekonomilerin ve kültürel değerlerin sürdürülebilir bir çerçevede ele alınması anlamına geliyor. Özellikle iklim krizinin etkileri arttıkça, denizel ekosistemleri doğru anlamak ve bu bilgiler ışığında politika üretmek daha da hayati hâle geliyor. Geleneksel ekonomik göstergelerin ötesine geçen bu yaklaşım, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını değil, gelecek kuşakların haklarını da gözeten bir yönetim anlayışına kapı aralıyor. Okyanus muhasebesi, mavi gezegenimizin geleceğini güvence altına alacak bütüncül bir veri haritası sunuyor. Bu veri haritası doğru uygulanır ve karar alma mekanizmalarına entegre edilirse, okyanuslar yalnızca sürdürülebilir değil, aynı zamanda adil bir gelecek için de anahtar rol oynayabilir.


Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu