YUKARI

Çevre Koruma

Yazar: Kim. Müh. Onursal Yakaboylu | Eklenme Tarihi: 05 Mart 2009

Atık Taşıt Lastikleri ve Değerlendirme Yöntemleri

  • Otomotiv sektörünün, Dünya ve Türkiye için üretim ve satış değerleri göz önüne alındığında, ülkelerin sanayileri için ne kadar itici bir güç olduğu kolayca anlaşılabilmektedir. Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) 2007 yılında yayınladığı rapora göre, Türkiye’de 2007 yılında bir milyondan daha fazla ticari araç üretilmiştir.

    Artan nüfus sayısı ile birlikte üretilen ticari araçların da her geçen yıl artacağı beklenmektedir. Bu durumda, üretilen araçlarla beraber taşıt lastiklerinin kullanımının da artacağından şüphe yoktur.

    Ancak, lastiklerin belirli bir ömrü vardır. Bu ömürlerinin dolmasıyla beraber, lastik atık lastiğe dönüşmektedir. Lastikler araç altından söküldükten sonra ya "kullanılmış lastik" ya da "ömrünü tamamlamış lastik" olurlar. Lastiklerin diş derinliği belirli bir milimetreye (binek araç lastikleri için 1.6 mm) düştüğü zaman lastiklerin araç altında kullanımı tehlikelidir. Fakat bazı lastikler, özellikle otobüs-kamyon lastikleri araç altından söküldükten sonra kaplanarak yeniden araç altında kullanıma uygun hale getirilebilir. Bu şekilde lastiklerin bir nevi geri dönüşümü sağlanmış olur. Kaplamaya uygun olmayan ve “ömrünü tamamlamış lastik” statüsünde değerlendirilebilen lastikler, enerji ve/veya malzeme geri kazanımı için kullanılırlar. Atık taşıt lastikleri kesinlikle doğal yaşama zarar verecek şekilde bırakılmamalı, toprağa gömülmemeli ve yakılmamalıdır. Atık lastik depolama taşıdığı yangın riski ve kemirgenler ve sivrisinekler için beslenme alanı oluşturması nedeniyle çevre ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca, hurda lastiklerin yeraltısuyu ile temas ettiği birçok durumda, toprağın pH durumuna bağlı olarak içme suyu standartları zorlanabilmektedir.

    Atık lastikler önemli bir çevresel sorun teşkil etmektedir. Lastik Sanayicileri Derneği (LASDER) verilerine göre her yıl Türkiye'de yaklaşık 180.000 ton ömrünü tamamlamış lastik ortaya çıkmaktadır. Bu lastikler geri kazanım için önemli bir kaynaktır. Lastiğin yapısında büyük çoğunlukla yenilenemeyen kaynaklar bulunmakla beraber, doğal kauçuk (%14), sentetik kauçuk (%27), karbon siyahı (%28), çelik (%14-15), yağlar ve çeşitli kimyasallar (%16-17) lastiğin bileşenlerini oluşturmaktadır.

  • T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, 25 Kasım 2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış 26357 sayılı “Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği” ile birlikte ömrünü tamamlamış atık lastiklerin;

    • çevreye zarar verecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesi
    • geri kazanım veya bertarafı için toplama ve taşıma sisteminin kurulması, yönetim planının oluşturulması ve ömrünü tamamlamış lastiklerin yönetiminde gerekli düzenlemelerin ve standartların sağlanması

    amaçlanmıştır. Bu yönetmeliğin hazırlanması ile birlikte LASDER, bu sene piyasaya sürülen lastiklerin tonaj bazında % 40’ı oranında ömrünü tamamlamış lastiği geri toplamakla yükümlüdür. Bu rakam önümüzdeki sene % 45’e, ondan sonraki sene % 50’ye, daha sonraki seneler ise T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ortalama lastik aşınma oranını dikkate alarak belirleyeceği orana çıkacaktır. LASDER, topladığı ömrünü tamamlamış lastikleri bertaraf edilmek üzere çeşitli kuruluşlara vereceğini tahahhüt etmektedir.

    Günümüzde atık lastikleri bertaraf yönetiminin büyük çoğunluğu yeniden kaplama, geri kazanma, enerji elde edilmesi ve atık deposunda biriktirme şeklindedir. Ülkemizde de çoğu çimento fabrikası olmak üzere, atık lastiklerin enerji ihtiyacı için yakılması konusunda lisans alan firmalar mevcuttur.

    Geri kazanma, atık lastiklerin yönetimi konusunda çevreci ve ekonomik yönden ilgi çekici olmasıyla öne çıkan yöntemdir.

    Atık lastiklerin geri kazanımı;
    • otomobil endüstrisinde
    • inşaatlarda ve inşaat malzemesi üretiminde
    • termoplastik elastomerik ürünler olarak
    • zemin ve asfalt uygulamalarında

    kullanılması şeklinde sağlanabilmektedir. Bunlara ek olarak; ısıl işlemler sunduğu değerli ara ve ana kimyasallar ile önemli bir atık lastik geri kazanımı yöntemidir. Isıl işlemler; karbonizasyon, piroliz ve gazlaştırma ile gerçekleştirilebilir ve bu yöntemlerle katı, sıvı ve gaz ürünler elde edilebilir. Karbonizasyon işlemi ile katı ürün, piroliz işlemi ile sıvı ürün, gazlaştırma işlemi ile de gaz ürün daha fazla elde edilmektedir.

  • Atık lastiklerin ısıl işlemlerle geri kazanımında en fazla tercih edilen yöntem piroliz işlemidir. Sunduğu alternatiflerle, piroliz işlemi atık lastiklerle ilgili en umut vaadeden geri kazanım yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Piroliz yöntemi ile atık lastikler piroliz yağına, çeşitli gazlara, hurda çeliğe ve karbon siyahına dönüştürülebilmektedir. Piroliz işleminin bir diğer avantajı ise işlem sonucunda ortaya çıkan gaz ürünlerin piroliz reaktörünü ısıtmakta kullanılabilmesidir. Böylece piroliz işlemi ekonomik açıdan da verimli olabilmektedir. Karbon siyahı ülkemizde belirli bir pazar payına sahip iken piroliz yağı doğrudan kullanılabildiği gibi çeşitli işlemler ile değerli kimyasallara da dönüştürülebilmektedir.

    Görüldüğü gibi atık lastikler, doğrudan doğal alanlara bırakıldığında çevreye ciddi anlamda zararlar verebilmektedir. Halbuki atık lastikler, içeriğindeki maddeler nedeniyle “atık”tan ziyade “hammadde” olarak endüstride kullanılabilirler. Böylece hem geri kazanım yapılarak çevreye vereceği zararların önüne geçilmiş olur, hem de son ürünlerin maddi değerinin yüksek olması nedeniyle de ülke ekonomisine katkı sağlar.

    Kim. Müh. Onursal Yakaboylu
    Birleşik Enerji Teknolojileri Ltd. Şti.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu