YUKARI

İklim Değişikliği

Yazar: Tayfur Cinemre | Eklenme Tarihi: 17 Ağustos 2007

Küresel Sıcaklıkta 2-3 C Derece Artışın Getirecekleri

  • ABD Hükümetinin önde gelen İklim Bilimcisi James Hansen, küresel ısınmanın sanayi öncesi döneme göre 1.7 C artması halinde, düşünülen bütün senaryoların alt-üst olacağını söyledi. Hansen’e göre, bu artışı ya daha düşük tutmalıyız, ya da gezegenimizde olacak çok büyük değişikliklere hazırlanmalıyız.

    Hansen, 2-3 C lik bir artışın, Arktik denizindeki buzları (kuzey kutbu) yok edeceğini, deniz seviyesinde felaket boyutunda bir artışa sebep olacağını ve Batı Amerika, Güney Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da bir “süper kuraklığa” yol açacağını ifade etti.

    Böyle bir durum, aslında çok daha büyük bir felaketi tetikleyecektir, çünkü bunun yaratacağı pozitif geri besleme (positive feed-back, yani kendi kendini hızlandıran süreçlere verilen ad) sonucunda, Arktik denizinin altında depolanmış olan metanın eriyerek atmosfere karışması, 55 milyon yıl önce olduğu gibi gezegenimizde yaşayan türlerin % 90’ının sonunu getirecektir.

    Oysa dünyada bazı politikacılar, IPCC’nin (Inter-Governmental Panel for Climate Change – İklim Değişikliği için Hükümetler-Arası Panel) Mayıs 2007 raporunda ortaya konan 2 C lik artış hedefinin tutturulmasının mümkün olmadığı, bu yüzden hedefin 3 C’ye çıkarılması gerektiği konusunda lobi faaliyetlerine başlamış bulunuyorlar.

    Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki, önerilen bu 3 C lik artış, bir hedef olamaz; bu ancak, gezegenimizin mezar taşının yazısı olabilir.

    Nicholas Stern, IPCC’nin 2C’lik hedefinin, bugünkü koşullar altında “ulaşılamaz” olduğunu söylüyor. Bu hedef, önümüzdeki 5 yılda emisyonların artmaya devam edeceği, ondan sonra ise keskin bir şekilde düşeceği varsayımına dayanmakta ki bunun olabilmesi, bugünkü koşullarda ne ekonomik ne de politik olarak mümkün görünmüyor. Bu sürecin olduğu gibi devam etmesi halinde (business as usual), 3 C’lik artışın daha gerçekçi bir hedef olduğu söyleniyor. Avustralya Tarım ve Kaynak Ekonomi Bürosu (ABARE) eki başkanı Dr. Brian Fisher, “Şu anda küresel emisyonlar o kadar hızlı artıyor ki, 2 C’lik hedefin tutturulmasının imkansızlığı giderek ortaya çıkıyor. Mevcut gidişe göre, 2 C’nin üstünde bir artışı beklemek daha gerçekçi olur” diyor.

    Bugün, sanayi öncesine göre 0.6 C’lik bir artış bile, dünyanın iklimini kırılma noktasına yaklaştırmış gibi görünüyor. 1.0 C lik bir artışta ise, Grönland’ın bütün buzları geri döndürülemez bir şekilde eriyebilir.

  • IPCC’nin hedefi olan 2 C’lik artışta ise, şu anda yaşayan türlerin 1/3’ü yok olacaktır. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. 3C’lik bir artışta ise, tüm yağmur ormanları yok olacak ve bu, dünyanın karbon çevrimi tersine döndürerek toprak ve bitkilerin, karbon emicisi değil, tam tersine karbon salıcısı haline gelmesine yol açacaktır. Bu da atmosferi, öngörülen 3.0 C’nin üstünde, 1.5 C daha ısıtarak sıcaklığı 4.5 C’ye çıkaracaktır.

    İngiliz Çevre Bakanı (şimdiki Dış İşleri Bakanı) David Miliband, bu gidişi durdurmak için, 2050 yılına kadar, tarım dışındaki tüm faaliyet alanlarında karbon emisyonunun sıfıra çekilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyor.

    Thomas Homer-Dixon yeni yayınladığı Ters-Yüz (Upside Down) adlı kitabında, “emisyonlar korkunç bir hızla artıyor ve bugün, şimdiye kadar olduğundan da (business as usual) daha kötü durumdadır. Bu, IPCC’nin öngördüğü en kötü senaryodan bile daha kötüdür. Ve bunun durdurulması için gereken politik inisiyatif ne yazık ki bugün çok yetersizdir ve işin aslına bakılırsa bu konuda çok geç kalınmıştır. Emisyon artışının son yıllarda hızlandığının kesin kanıtları mevcuttur. Eğer ekonomi bir 10 yıl daha “bugüne kadar olduğu gibi” (business as usual) devam ederse, sıcaklık artışını 2 C’de durdurabilmek için artık çok geç olacaktır.

    Bugün çok acil ve dramatik önlemler alınması şarttır.

    Dünyamız, tarihinde şimdiye kadar görülmemiş bir acil durumla karşı karşıyadır ve bu gidişi durdurmak ancak ve ancak tüm dünyada bir acil durum seferberliği başlatılmasıyla mümkün olabilir.

    Bunun ise, bugüne kadarki politikalarla ve bugüne kadarki neo-liberal pazar ekonomisiyle sağlanabilmesi mümkün değildir. Karbon pazarı oluşturarak bu işin altından kalkılabileceğini, ya da düşük karbon teknolojisine süreç içinde yavaş bir geçişin yeterli olacağını sanmak kelimenin tam anlamıyla saf dillik olur.

    Bu özet, 15 Ağustos, 2007 günü Avustralya Melbourne Üniversitesi’nde yapılan bir münazaradan alınmıştır.
    Tayfur Cinemre; 16.08.2007

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu