YUKARI

İklim Değişikliği

Eklenme Tarihi: 06 Mayıs 2025

Yükseklerde iklimin izleri

  • İklim değişikliği, dağ ekosistemlerini görünenden daha hızlı ve derin biçimde dönüştürüyor.

    Küresel ısınma nedeniyle dağ çayırları ciddi tehdit altında. Erozyon, kuraklık, aşırı yağışlar ve otlatma baskısı, bu ekosistemleri hızla yok ediyor ve biyoçeşitlilikten yerel ekonomilere kadar çok yönlü sonuçlar doğuruyor. İtalya ve Çin’den bilim insanlarının yürüttüğü ve Catena dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, dağ çayırlarının iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğini ilk kez küresel ölçekte detaylı biçimde ortaya koydu. Uydu görüntüleri ve yapay zekâ destekli analizlerle yapılan çalışmada, bu hassas ekosistemlerin giderek daha fazla aşırı hava olaylarına ve toprak kayıplarına maruz kaldığı tespit edildi.

    İklim değişikliği toprakları yerinden oynatıyor
    Araştırmaya göre aşırı yağışlar, dağlık bölgelerde erozyon riskini büyük oranda artırıyor. Bu durum, hem toprağın verimliliğini azaltıyor hem de dağ tarımı ve hayvancılığı için büyük tehdit oluşturuyor. Öte yandan kuraklık, su kaynaklarının azalmasına ve topraktaki minerallerin yok olmasına yol açıyor. Bu iki etki, dağ çayırlarının uzun vadede yaşanmaz hâle gelmesine neden olabilir.

    Dağ çayırlarının çoğu Asya’da ama en riskli bölge Güney Amerika
    Çalışmada dağ çayırlarının dağılımına dair dikkat çekici veriler yer alıyor. Bu alanların yüzde 53.9’u Asya’da, yüzde 20.8’i Kuzey Amerika’da, yüzde 12.9’u ise Afrika’da bulunuyor. Ancak erozyon riski açısından en çok tehdit altında olan kıta, Güney Amerika. Özellikle And Dağları boyunca çayırların yüzde 53.2’si yüksek risk altında. Avrupa’da bu oran yüzde 9.6 iken, Afrika’da yüzde 17 seviyesinde.

    Çayırlar yalnızca doğa değil geçim kaynağı
    Dağ çayırları yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel işlevler de taşıyor. Et ve süt üretiminin yanı sıra tekstil sektöründe kullanılan hayvansal ürünlerin kaynağı olan bu alanlar, aynı zamanda karbon yutağı işlevi görüyor. Prof. Dr. Paolo Tarolli’ye göre, bu çayırların korunması iklim değişikliğine karşı küresel mücadelenin bir parçası olmalı.

    Gelecek projeksiyonları alarm veriyor
    Mevcut iklim politikalarının değişmemesi durumunda, 2070 yılına kadar Güney Amerika’da erozyonun yüzde 19.4, Afrika’da yüzde 10, Asya’da ise yüzde 2.6 artması bekleniyor. Bu tablo, yalnızca ekosistem değil, dağlık bölgelerde yaşayan toplumların da doğrudan tehdit altında olduğunu gösteriyor.

    Çözüm doğa temelli ve teknolojik olabilir
    Paolo Tarolli, çayırları korumak için korunmuş alanların artırılması, ekolojik koridorların desteklenmesi, yağmur suyu depolama sistemlerinin kurulması ve sürdürülebilir otlatmanın teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Araştırmanın diğer yazarı Eugenio Straffelini ise yapay zekânın bu süreçte büyük veri analizinde hayati rol oynadığını belirtiyor. Uydu görüntüleri ve yüksek çözünürlüklü haritalama yöntemleriyle bu hassas alanların korunmasına dair stratejiler geliştirilebileceği ifade ediliyor.

    Çayırların kaybı göç ve yok oluşu tetikleyebilir
    İklim değişikliği devam ettikçe, dağ çayırlarının bulunduğu bölgelerde biyoçeşitlilik kaybı yaşanacak ve bu da kırsal alanlardan göçü hızlandıracak. Toprak kaybı ve su kıtlığı nedeniyle geçim kaynaklarını yitiren topluluklar, ekosistemle birlikte sosyal yapılarında da dönüşüm yaşayacak.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu