YUKARI

İklim Değişikliği

Eklenme Tarihi: 11 Haziran 2025

‘2040 iklim hedeflerinden ayrılmayın'

  • 2040 iklim hedefini belirlemeye hazırlanan Avrupa’ya, bilim insanlarından net bir çağrı var: Fosil yakıtlardan vazgeçin, bilime kulak verin.

    Avrupa İklim Değişikliği Bilimsel Danışma Kurulu (ESABCC), Brüksel’in 2040 hedefini zayıflatma yönündeki beklentilerine sert bir karşı çıkışla yayımladığı raporda, Avrupa Birliği’ni (AB) uluslararası karbon kredilerini iklim hedeflerine ulaşmak için kullanmaması konusunda uyardı. Uzmanlar, AB’nin 1990 seviyelerine kıyasla 2040 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 90-95 oranında yerli yollarla azaltması gerektiğini ve bu hedefin uygulanabilir olduğu kadar Avrupa’nın stratejik çıkarına da hizmet ettiğini vurguladı. Danışma Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Jette Bredahl Jacobsen, “2040 için yüzde 90-95’lik yerli emisyon azaltım hedefi hem uygulanabilir hem de Avrupa’nın stratejik çıkarına uygun. Fosil yakıtlara bağımlılığımızı azaltmalıyız ve bunun için gereken teknolojiler büyük ölçüde mevcut” dedi. “Yerli” vurgusunun önemine dikkat çeken uzmanlar, emisyon azaltımını başka ülkelere devretmek karbon kredileri yoluyla mümkün olsa da, bu yaklaşım bilim insanlarına ve iklim savunucularına göre birçok açıdan yanlış olacağının altını çiziyor.

    AB’nin 2040 iklim planı nedir?
    AB, 2050 yılına kadar iklim nötr olmayı taahhüt etti ve 2030 için emisyonları yüzde 55 azaltma hedefinde büyük oranda ilerleme kaydetti. Ancak 2040 yılı için ara hedef henüz yasal olarak belirlenmiş değil. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, iklimden sorumlu yetkililer Wopke Hoekstra ve Teresa Ribera ile birlikte daha önce 2040 yılı için yüzde 90’lık bir azaltım hedefini dile getirmişti. Bu oran, ESABCC’nin 2023’te tavsiye ettiği aralığın alt sınırında yer alıyor. Ancak bazı hükümetlerden gelen itirazlar üzerine Hoekstra, Avrupa İklim Yasası'nın revizyonunu 2 Temmuz tarihine erteledi. Şimdi ise 2040 hedefini daha esnek hale getirecek yolları, örneğin karbon kredilerinin kullanımını değerlendirdiği bildiriliyor.

    Karbon kredileriyle ilgili sorun ne?
    Geçen yılki COP29 iklim zirvesinde kabul edilen Birleşmiş Milletler (BM) destekli bir çerçeve kapsamında, karbon kredileri ülkelerin başka ülkelerdeki emisyon azaltım projelerine finansman sağlayarak bu kazanımları kendi adına saymasına olanak tanıyor. Destekçiler, bu sistemin yerli çözümlerden daha maliyet etkin olduğunu ve yoksul ülkelere iklim finansmanı sağladığını savunuyor. Ancak Danışma Kurulu’ndaki bilim insanları ve eleştirmenler, bu sistemin kaynakları yerli yatırımlardan uzaklaştırabileceğini ve çevresel bütünlüğü zayıflatabileceğini söylüyor. Prof. Jacobsen, “Eylemi ertelemek ya da uluslararası karbon kredilerine güvenmek, AB ekonomisini modernleştirme, kaliteli işler yaratma ve temiz teknoloji liderliğinde Avrupa'nın konumunu güçlendirme fırsatlarını kaçırma riski taşır” dedi. Bağımsız ve yasal olarak iklim politikalarına tavsiye sunmakla görevli bir organ olan ESABCC, daha önce siyasi bir tartışma devam ederken bu şekilde bir müdahalede bulunmamıştı. Kurulun 60 sayfalık raporunda, bugüne kadar farklı karbon kredi programları altında verilen kredilerin yalnızca yüzde 16’sının gerçek emisyon azaltımı sağladığına dair araştırmalar yer alıyor.

    Yeşil STK’lar kurulun bu çıkışını memnuniyetle karşıladı.
    WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Avrupa’dan Michael Sicaud-Clyet, başka ülkelerdeki projelere para vererek kendi emisyonunu azaltmış saymanın ‘vergi verenlerin parasını boşa harcamak’ anlamına geldiğini belirterek; “Başka ülkeleri okula gönderip, onların diplomasını ve başarısını kendi hanene yazdırmaya çalışmak gibi” dedi.

    Bilim insanları daha güçlü bir uyum planı da istiyor
    Raporda ayrıca uluslararası karbon kredilerine gerek olmadığı açıkça belirtiliyor. Yüzde 90 ile yüzde 95 arasında net yerli emisyon azaltımı hem bilimsel olarak mümkün hem de AB’nin küresel adalete katkısını daha adil hale getiriyor. Sadece azaltım değil, uyum politikaları da güçlendirilmeli. Danışma Kurulu, Avrupa vatandaşlarını artan iklim risklerinden koruyacak daha güçlü önlemler çağrısında bulundu. Artan sera gazı emisyonları, küresel sıcaklıkları hali hazırda 1.3-1.4°C seviyesine yükseltti ve bu durum Avrupa'da ve dünyada aşırı hava olaylarını artırdı. Ancak raporun yazarlarına göre, AB'nin mevcut uyum politikası ölçülebilir hedeflerden ve sağlam bir yasal temelden yoksun. Kurul Başkan Yardımcısı Prof. Laura Diaz Anadon, “İklim değişikliğinden kaynaklanan riskler artıyor ve ihtiyaç duyulan ile mevcut olan arasındaki uçurum büyüyor. AB, iklim direncine dair vizyonunu netleştirmeli ve bunu yönetişim, yasal araçlar ve ölçülebilir hedeflerle desteklemelidir. Daha güçlü bir uyum politikası olmadan, Avrupa iklim değişikliğinin etkileri karşısında geride kalma riskiyle karşı karşıya.”

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu