COP29: Dördüncü günden kalanlar

• COP29’un dördüncü gününde iklim finansmanı ve sıcaklık hedefleri üzerindeki anlaşmazlıklar derinleşirken, Türkiye nükleer enerji kapasitesini artırma hedefiyle dikkat çekti.

  Azerbaycan'ın başkenti Bakü’de düzenlenen COP29 (İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29’uncu Taraflar Konferansı), 169 ülkeden 72 bin kişinin katılımıyla dünyanın dört bir yanından iklim eylemi destekçilerini buluşturuyor. Bakü Olimpiyat Stadyumu’nda kurulan geçici alanlarda gerçekleşen konferans, çevre sorunlarına çözüm arayışlarını sürdürüyor. Mavi Bölge’de BM (Birleşmiş Milletler) yetkisindeki toplantılarda hükümetler arası müzakereler devam ederken, Yeşil Bölge’de kamu ve sivil toplum kuruluşları projelerini sergiliyor. Azerbaycan kültürüyle renklendirilen etkinliklerde, katılımcılar yerel müzikler ve geleneksel kıyafetler eşliğinde karşılanıyor. Konferansı 3 binden fazla gazeteci takip ederken, stadyum alanında iklim aktivistlerinin açtığı pankartlar da dikkat çekiyor.
  
  İklim finansmanı metni üzerinde anlaşmazlıklar sürüyor
  COP29 Başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev, iklim finansmanına ilişkin üç yıllık hazırlık sürecinin ardından tartışmaya açılan metni ‘uygulanabilir bir temel’ olarak tanımladı. Ancak gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinin artan etkileriyle başa çıkmak için çok daha yüksek bir finansman miktarına ihtiyaç duyduklarını belirterek metni yeterli bulmuyor. Finansmanın miktarı ve kaynağı konularında anlaşmazlıklar sürerken, Rafiyev metnin revizyonlarla bir başlangıç noktası oluşturabileceğine inandığını ifade etti.
  
  “Gecikmelerin maliyeti katlanarak artıyor”
  Önde gelen ekonomistlerden oluşan İklim Finansmanı Bağımsız Üst Düzey Uzman Grubu tarafından yapılan bir çalışmaya göre, yoksul ülkelerin 2030 yılına kadar yıllık 1 trilyon dolarlık iklim finansmanına ihtiyacı var. Bu finansman seragazı emisyonlarını azaltmak ve iklim krizinin etkileriyle başa çıkmak için hayati önem taşıyor. G77 Grubu, yıllık 1.3 trilyon dolarlık bir hedef belirlenmesi gerektiğini savunurken, zengin ülkelerin özel sektör fonlarına ve yeni vergilere dayalı bir finansman yaklaşımını tercih etmeleri tartışmalara neden oluyor. Ekonomist Lord Stern, “Gecikmelerin maliyeti katlanarak artıyor” diyerek hızlı bir taahhüt çağrısında bulundu.
  
  İklim politikaları 2.7 derece ısınmaya yol açabilir
  Climate Action Tracker tarafından yapılan yeni bir analiz, mevcut iklim politikalarının devam etmesi halinde yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklık artışının 2.7 dereceye ulaşabileceği uyarısında bulundu. Paris Anlaşması’nın hedeflediği 1.5 derece eşiğinden oldukça uzak olan bu öngörü, dünyayı ciddi iklim riskleriyle karşı karşıya bırakıyor. Yenilenebilir enerjideki hızlı büyümeye rağmen fosil yakıt kullanımındaki artış nedeniyle emisyonlar yükseliyor ve iklim felaketlerinin şiddeti de giderek artıyor.
  
  Türkiye nükleer enerji kapasitesini artırma deklarasyonuna katıldı
  Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin 2050 yılına kadar nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefiyle hazırlanan deklarasyona imza attığını açıkladı. El Salvador, Kazakistan ve Kenya gibi ülkelerin de destek verdiği deklarasyon, nükleer enerjinin iklim krizinde bir çözüm olup olmadığı tartışmalarını gündeme getirdi. Çevreci kuruluşlar, nükleer enerjinin maliyetli, riskli ve zaman alıcı olduğunu belirterek yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine yatırım yapılması gerektiğini savunuyor.