Sera gazı salımı rekor seviyede

• BM Çevre Programı’nın yayınladığı 2023 Emisyon Açığı Raporu, iklim kriziyle başa çıkmak için daha güçlü ve hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.

  Birleşmiş Milletler (BM), 2023 Emisyon Açığı Raporu’nu yayımlayarak iklim krizinin boyutlarına dair çarpıcı veriler sundu. Rapora göre, dünya genelinde bu yıl salınan sera gazı miktarı şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşarak 57.1 gigaton olarak kaydedildi. Bu oran, geçen yıla göre yüzde 1.3’lük bir artış gösteriyor ve küresel ısınma üzerindeki baskıyı giderek artırıyor.
  
  Karbondioksit emisyonlarının kaynağı: Büyük ekonomiler
  Rapor, emisyonların yaklaşık üçte ikisinin yalnızca altı ülke veya bölgeden (ABD, Çin, Hindistan, Avrupa Birliği, Rusya ve Brezilya) kaynaklandığını ortaya koyuyor. BM Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlanan rapor, bu ülkelerin karbon ayak izini düşürmek için daha sıkı politikalar uygulaması gerektiğini vurguluyor.
  
  ‘Artık Boş Laf Yok – Lütfen!’: Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlama çabası
  Raporda ‘Artık Boş Laf Yok – Lütfen!’ başlığı altında dünya liderlerine, iklim değişikliğine karşı daha ciddi ve hızlı eylemler için çağrı yapıldı. 2015’te imzalanan Paris İklim Anlaşması’na göre, ülkeler küresel ısınmayı sanayi öncesi döneme kıyasla 1.5 derece ile sınırlama ve en fazla 2 derecenin altında tutma taahhüdünde bulunmuştu. Ancak rapor, mevcut eğilimlerin sürmesi durumunda yüzyıl sonuna kadar dünyanın 3.1 derece ısınacağını ön görüyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, raporla ilgili olarak şunları kaydetti: “Rekor emisyonlar, okyanus sıcaklıklarında da rekor seviyelere ulaşmamıza yol açtı. Bu durum, güçlü kasırgaları tetikliyor, ormanları ateş topuna çeviriyor ve şehirleri neredeyse saunaya dönüştürüyor. Aşırı yağışlar artık kutsal kitaplarda anlatılan sel felaketlerini anımsatır hale geldi.” Guterres, küresel iklim krizinin günlük yaşantımız üzerindeki ciddi etkileri olduğunu vurguladı.
  
  BM: Emisyonları azaltmak için şimdiye kadarki en büyük çaba gerekli
  UNEP Başkanı Inger Andersen de raporu değerlendirirken, iklim krizi karşısında tüm ülkelerin seferber edilmesi gerektiğini belirtti. Andersen, “Kaçınabileceğimiz her bir derecelik ısınma, insan yaşamını korur, ekonomiyi istikrarlı tutar, çevresel yıkımı önler ve biyolojik çeşitliliği korur” dedi. Rapor, daha fazla rüzgâr ve güneş enerjisi kullanımının gerekli emisyon azaltımının dörtte birini sağlayabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca ormansızlaştırmanın durdurulması halinde sera gazı emisyonlarının beşte birlik kısmının engellenebileceği belirtiliyor. Bu gereklilikler, Kasım ayında Azerbaycan’ın Bakü kentinde yapılacak BM İklim Konferansı’nda bir kez daha gündeme getirilecek.
  
  Mevcut hedeflerle bile küresel ısınma 2.8 dereceye ulaşabilir
  Raporda, mevcut koşullarda tüm ülkeler iklim hedeflerine uysa bile küresel ısınmanın 2.6 ila 2.8 derece arasında olabileceği belirtiliyor. Bu seviyedeki bir ısınma, deniz seviyesinin ciddi ölçüde yükselmesine, aşırı sıcaklık ve doğa olaylarının artmasına ve bazı bölgelerin yaşanmaz hale gelmesi riskine yol açabilir. Bu da tarım, sağlık ve su kaynakları gibi hayati alanlarda derin krizlere sebep olabilir.
  
  Emisyon açığı nedir?
  BM Emisyon Açığı Raporu, her yıl yüzlerce bilim insanı tarafından hazırlanıyor ve bir önceki yılki sera gazı miktarını, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ne kadar yaklaşıldığını değerlendirmek için ‘emisyon açığı’ olarak tanımlanan farkı ortaya koyuyor. Emisyon açığı, olması gereken iklim eylemiyle mevcut eylemler arasındaki farkı ifade ediyor. 2023 yılına dair bu fark, ülkelerin vaatlerini daha hızlı eyleme geçirmelerinin şart olduğunu gösteriyor. Bu detaylar ışığında, 2023 yılı Emisyon Açığı Raporu, iklim kriziyle başa çıkmak için daha güçlü ve hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Dünya liderlerinin bu raporu dikkate alarak, iklim krizinin etkilerini azaltmak için yenilenebilir enerjiye geçiş gibi somut adımlar atmaları şart.