YUKARI

İklim Değişikliği

Eklenme Tarihi: 27 Nisan 2018

Karbon fiyatlandırması nedir?

  • Fiyatlandırma politikası, karbon piyasasının en önemli unsurları arasında yer alıyor. Şu anda ağırlıklı olarak uygulanan doğrudan karbon fiyatlandırma seçeneleri arasında karbon vergisi ve karbon emisyon ticaret sistemi bulunuyor.

    Karbon fiyatlandırması, iklim değişikliğiyle mücadelede büyük rolü olan sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda en önemli enstrümanlar arasında yer alıyor. Karbon fiyatlandırmasının, karbon emisyonu gerçekleştiren kurumların düşük karbon ekonomisine geçişini özendirmek için önemli bir işlevi var. 
    Karbon piyasaları, zorunlu ve gönüllü olmak üzere iki ana grupta inceleniyor:
     
    Zorunlu Karbon Piyasaları: Bu mekanizma, Kyoto Protokolünde tanımlanan esneklik mekanizmaları ile ülkelerin düşük maliyetle karbon salımı azaltımı yapabilmelerine olanak sağlıyor.
    Gönüllü Karbon Piyasaları: Bu düzenleme, bireylerin, kurum ve kuruluşların, firmaların, sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri sonucu oluşan sera gazı salımlarının gönüllü olarak azaltma ve dengeleyebilmesini kolaylaştırmayı amaçlıyor. 

    Karbon fiyatlandırması nedir?

    Fiyatlandırma politikası, karbon piyasasının en önemli unsurları arasında yer alıyor. Şu anda ağırlıklı olarak uygulanan doğrudan karbon fiyatlandırma seçeneleri arasında karbon vergisi ve karbon emisyon ticaret sistemi bulunuyor.
    Karbon Vergisi: Bu sistemde, karbon emisyonlarının üzerine karbon miktarına göre belirlenen doğrudan bir maliyet ekleniyor. Karbon vergisi uygulamasında, emisyonlar için doğrudan bir fiyat belirlenir.

    Emisyon Ticaret Sistemi (ETS): Bu sistemde emisyonlar için bir üst tavan belirlenir ve bu tavanı geçenlere önceden belirlenen bir ceza uygulanır. Emisyon Ticaret Sisteminde emisyon miktarı önceden belirlenir, sistem, bu tavanın aşılmaması esasına dayanır.

    Karbon fiyatlandırma eğilimleri


    Karbon ticareti piyasası günden güne büyüyor. 2005 yılında 10 milyar dolar büyüklüğünde olan karbon piyasası, geçtiğimiz yıl 150 milyar dolar seviyesini aşmış durumda. Türkiye’de ise hali hazırda herhangi bir karbon fiyatlandırma politikası uygulanmıyor. 

    Fransa’da iklim finansmanı politikaları üzerine çalışan I4CE - İklim Ekonomisi Enstitüsü’nün yayınladığı Küresel Karbon Hesabı 2018 analizi, karbon fiyatlandırması alanındaki 5 temel eğilimi paylaşıyor:

    1. 1 Nisan 2018 itibarıyla, 46 ülke ve 26 eyalet ya da şehir karbon vergisi ve Emisyon Ticaret Sistemi içeren karbon fiyatlandırma politikalarını benimsemiş durumda. Bu yetki alanları, küresel GSYİH’nın yaklaşık% 60’ını oluşturuyor. Bununla beraber, açık karbon fiyatı uygulayan idare bölge sayısının az olduğunun altını çizmek gerekiyor.
    2. Yine de karbon fiyatlandırma politikalarının benimseyenlerin sayısı giderek arttığını da belirtmek gerekiyor. 2017 yılında, 3 Emisyon Ticaret Sistemi ve 3 karbon vergisi uygulanmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda 25’ten fazla yeni karbon aracı politikasının uygulanacağı açıklandı. Nisan 2018 itibaryla küresel emisyonların yüzde 20 ila 25’i açık karbon fiyatlarına tabii durumda. 2016 yılında sadece yüzde 13 olan bu miktarın artmasındaki en büyük neden ise Aralık 2017’de yürürlüğe giren Çin ETS rejimi.
    3. Karbon gelirleri hem çevre hem de ekonomi için giderek daha önemli hale gelen bir finansman aracı olarak karşımıza çıkıyor. 2016 yılında, 22 milyar dolar gelir getiren karbon fiyatlandırma girişimlerinin gelirleri, 2017 yılında 32 Milyar dolara ulaştı. Bu gelirlerin yüzde 65’i karbon vergisinden oluştu.
    4. Karbon fiyatları halen düşük kalıyor. Bölgeden bölgeye değişmekle birlikte, 2018 yılında ton başına karbon fiyatı 1 ABD Doları ile 119 ABD Doları arasında değişiyor. Bununla birlikte, karbon fiyatlandırmasıyla düzenlenen emisyonların %75’inden fazlası, 10 ABD Doları (8 Euro) altındagerçekleşiyor. Bu fiyat, hem kamu hem de özel sektörde düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek için çok düşük bir seviye olarak kabul ediliyor.
    5. 2018’de karbon fiyatları, 2 derece hedefi ile uyumlu bir düzeyde değil. Ünlü ekonomistler Stern ve Stiglitz liderliğindeki Yüksek Düzeyli Karbon Fiyatlandırma Komisyonu, uluslararası toplumun, sürdürülebilir bir biçimde büyümeyi sağlarken, iklim değişikliğine yönelik hedeflerine de ulaşılabilmesi için, karbon fiyatlarının 2020 yılında, ton başına 40 ile 80 dolar arasında, 2030 yılında ise 50 ile 100 dolar arasında olması gerektiğini vurguluyor.
    I4CE tarafından yayınlanan raporun tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.
     

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu