YUKARI

İklim Değişikliği

Eklenme Tarihi: 29 Ekim 2017

İklim değişikliği günlük havaları nasıl etkiliyor?

  • Bu aralar herkes "ne zaman gelecek bu kış?" sorusunu soruyor. Havalar sürekli ısınıyor, soğumak bilmiyor, kış gelmiyor. Peki neden?

    Son birkaç yıldır aşırı sıcak geçen yazların ardından alışmaya başladığımız bir gerçek de, bir türlü gelmek bilmeyen kış. Yaz aylarında sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok noktasında rekor sıcaklıklar kaydedilirken, bunaltıcı hava can kayıplarına da sebep oluyor. Zorlayıcı iklim şartları sadece sıcak havayla sınırlı kalmıyor, yazın görülen aşırı yağışlar Türkiye dahil dünyanın pek çok ülkesinde hayatı zorlaştırıyor.
     
    Araştırmalar, havaların bu kadar değişmesinin sebebi olarak iklim değişikliğini gösteriyor. Hava ısınıyor, karlar eriyor, sular yükseliyor, yağışlar dengesizleşiyor, toprak kuraklaşıyor, su kaynakları kuruyor, ormanlar yanıyor, karbon açığa çıkıyor ve hava tekrar ısınıyor... Özetle, iklim değişiyor. 
     
    Dünya Bankası’nın tahminlerine göre, 2030 yılındaki küresel sıcaklık, sanayileşme öncesi döneme göre 1,5°C daha yüksek olacak. 1,5°C denince belki çok yüksek gelmeyebilir, bir de şöyle deneyelim: Bu tahmin gerçekleşirse, 2100’e kadar dünya genelinde deniz seviyesi yaklaşık 30 cm yükselirken, kuraklık çok daha şiddetli yaşanacak ve birkaç gün süren bunaltıcı yaz sıcakları neredeyse tüm mevsime yayılacak. Bu durum da aşağıdaki zincirleme reaksiyonun tekrar tekrar yaşanmasına neden olacak:

    - Isınan havayla eriyen kar ve buzullar sellere yol açıyor, deniz seviyeleri yükseliyor.
    - Deniz seviyesindeki değişiklikler ve okyanuslardaki asitlenme, sahillerdeki yaşamı ve gıda güvenliğini tehdit ediyor.
    - Su akıntılarında görülen değişiklikler iklimi olumsuz etkiliyor .
    - Yağış dengesizlikleri ve mevsimlik kar örtüsünün kapladığı alanların azalması, toprağın kalitesini ve dolayısıyla verimini düşürüyor.
    - Kuraklık, tarım üretimini olumsuz etkiliyor. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra, kıtlık da büyük bir tehlike olarak ortaya çıkıyor.
    - Yağış azlığıyla ortaya çıkan susuzluk, salgın hastalık tehdidi doğuruyor.
    - Aşırı sıcaklar orman yangınlarını tetikliyor. Hem ormanlar yok oluyor hem de yanan ormanlar karbon salgıladığı için atmosferdeki karbon miktarı artıyor.
    - Donmuş toprakta hapsolan metan ve karbon, topraklar eriyince yeniden atmosfere salınıyor. 
     
    Gezegenimizin yeni iklim düzeninde, önceki yıllarda üç yılda bir görülen sıcak hava dalgaları, 200 günde bir görülmeye başlandı. Beş aşırı yağıştan birinin sebebi olarak da Sanayi Devrimi’nden bu yana hava sıcaklıklarında görülen 0,85°C’lik artış gösteriliyor. En kritik nokta da burada devreye giriyor: Karbon ayak izi.

    WWF’e göre, fosil yakıtların yanmasıyla açığa çıkan karbon, yarım yüzyılı aşkın bir süreden bu yana insanlığın Ekolojik Ayak İzi’ndeki en büyük bileşeni oluşturuyor. 1961’de toplam ayak izi içinde %36 olan karbon oranı 2010’da %53’e çıktı. Oysa, şu anda neredeyse 400’lerde seyreden atmosferdeki karbon miktarını bir milyonda 350 birim derecesinde tutmamız gerekiyor. Bunun yolu da fosil yakıt kullanımını azaltıp yenilenebilir enerji devrimini hızlandırmaktan geçiyor. 
     
    İyi haberlere gelirsek, yenilenebilir enerjinin dünya enerji üretimindeki payı her geçen gün artıyor. Burada hükümetlere, yerel yönetimlere, özel sektöre ve uluslararası kuruluşlara büyük rol düşüyor. Örneğin, yerel yönetimler toplu ulaşım ağlarını daha düşük karbonlu hale getirirken, şehirlerde yeşil enerji kullanımını ve geri dönüşüm fırsatlarını artırmalılar. Şirketlere düşense, ürünlerin üretilmesinden tüketiciye ulaşmasına kadar her aşamayı enerji ve kaynak verimliliğine göre organize ederek su ve karbon ayak izlerini azaltmak ve tabii ki çevreyi korumak. Tüm bunlar sadece karbon ayak izimizi azaltmıyor, zamanlar kârlı birer yatırım halini de alıyor: Uluslararası Enerji Ajansı’nın paylaştığı rakamlara göre, dünya çapında enerji verimliliğine odaklanılması halinde, 2030 yılına kadar global enerji talebinde %10 azalma görülürken yaklaşık 560 milyar dolarlık tasarruf yaratmak da mümkün olacak.
     
    Büyük çaplı değişiklikler çok önemli fakat kendi hayatımızda atacağımız küçük adımları unutmamakta da fayda var: Ev ve ofislerimizde enerji ve su tasarrufu, geri dönüşüm, yeşil hayat, daha çok hareket, daha az tüketim gibi kavramları hayatımızın merkezine oturtmak önemli farklar yaratabilir. Karbon ayak izinizi azaltmak için özellikle enerji tasarrufuna ve ulaşım konusunda odaklanmak işe yarayabilir. Sizinle aynı güzergaha giden komşularınızla otomobil paylaşabilir, bu amaçla geliştirilen pek çok farklı aplikasyonu kullanabilir veya yol durumu uygunsa bisikleti tercih ederek formunuzu da koruyabilirsiniz. 

    Özetle, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda hepimize bir sorumluluk düşüyor. Çünkü kötü senaryoların gerçekleşmesi halinde kaybedeceğimiz şey, romantik beyaz bir kış hayalinden çok daha fazlası.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu