YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 14 Haziran 2012

Sürdürülemeyen çevrecilik

  • 13 Haziran 2012 Ntvmsnbc
    1992'de Rio’da gerçekleşen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın 20. yıl dönümünde hükümetler, şirketler ve sivil toplum örgütleri yine Rio’da bir araya geliyor. Peki 20 yılda ne değişti?

    Brezilya'da düzenlenen BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'nı Doğa Derneği Nehir Programı Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç ve Yönetim Kurulu Başkanı Güven Eken takip ediyor. Bu önemli konferansla ilgili tuttukları günlükleri paylaşıyorlar. Bakın ilk günlükte neler yazılı:

    Brezilya’daki Doğa Derneği çalışmalarıyla ilgili bu ilk yazıya ise Rio+20’nin geçmişi ve bugününü ele alarak başlamak istedik.Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı bu yıl 20-22 Haziran’da Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde gerçekleşecek. Bu ismin çekiciliğine(!) rağmen ona kısaca Rio+20 deniyor. Bugün artık pek çoğumuz için alışıldık hale gelen ‘Sürdürülebilir Kalkınma’ kavramı ilk defa bundan 20 yıl önce yine Rio’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda ortaya atılmıştı. 1992’de gerçekleşen bu konferansın ardından pek çok devlet ‘çevre’ye karşı sorumlu politikalar izleme sözü vermiş, özel sektör temsilcileri ‘yeşil’ yatırımlar yapacağını açıklamış, sivil toplum örgütleri de sürecin takipçisi olacaklarını bildirmişlerdi. Büyük sözlerin verildiği bu konferansın 20. yıl dönümünde hükümetler, şirketler ve sivil toplum örgütleri yine Rio’da bir araya geliyor.

    Rio+20, üç açıdan önemli. Bu buluşma herşeyden önce 20 yıllık sürecin bir değerlendirmesi olacak. İkinci olarak bugün hükümetlerin ve şirketlerin doğa ile ilgili duyarlılıklarının ne noktada olduğunu görmemize imkan tanıyacak. Fakat belki de en önemlisi dünyanın farklı yerlerinden sivil hareketleri bir araya getirerek ortak bir vizyon oluşturmalarını sağlayacak.

    Herşey anlatıldığı kadar ‘yeşil’ mi?
    23 Mayıs 2012 tarihli New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon çıtayı yükseltti ve “Artık yavaş yavaş yeni bir çağa adım attığımızı fark ediyoruz. Bazıları buna, insanların Dünya’nın kendi devinimini kökten değiştirdiği yeni bir jeolojik devir bile diyor” ifadesini kullandı. Oysa bilimsel veriler Güney Koreli Moon kadar iyimser değil. Ne hükümetler tarafından 20 yıl önce verilmiş sözler tutuldu ne de ‘sürdürülebilir kalkınma’ gezegeni kurtaracak bir toplumsal dönüşüm yarattı. Göstergeler öyle gösteriyor ki Rio+20 buluşmasından da bu anlamda bir şey beklememek gerekiyor. Giderek sürdürülebilir kalkınma toplantıları devletlerin imaj yarışına dönüşüyor. Rio+20 gündemine ise gittikçe itibar kaybeden “sürdürülebilirlik” kelimesi yerine yeni bir “yeşil ekonomi” trendi oluşturma çabası damgasını vuracak gibi gözüküyor.

    Dünyaca ünlü Hintli aktivist Vandana Shiva Rio+20’nin resmi gündeminin bir sonuç getirmeyeceğinden emin. Shiva, Rio+20 ile ilgili son yazısında Avrupa’nın iflas eden ekonomisiyle beraber hakim ekonomik sistemin kendi içinde de bir çöküşe girdiğini ifade ediyor. Yaşamımızın her anını dünyanın geleceğini düşünen bir zirveymiş gibi yaşamamız gerektiğini savunuyor ve Rio’da tüm akvisitleri gezegen için ayağa kalkmaya çağırıyor.

    Türkiye hükümeti de Rio+20 öncesi yürüttüğü ‘Türkiye’nin 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’na (Rio+20) Hazırlıklarının Desteklenmesi’ projesi kapsamında ülke çapında hayata geçirilmiş en iyi ‘Yeşil’ projeleri topladı. Bunları bulmak öyle zordu ki bunun için TC Kalkınma Bakanlığı 450.250 ABD Doları ayırdı. Ve anlaşılan o ki HES projeleri ile darmadağın olan Anadolu nehirlerinden, sular altında bıraktıkları Allianoi’den, kuracakları termik ve nükleer santrallerden, Hasankeyf’ten, doğayı katleden ‘tabiat’ kanunundan ve diğer ‘yeşil’ projelerinden bahsetmeyecekler. Üstelik bu tavır Türkiye’ye has değil, bütün hükümetler Rio+20’ye bu şekilde hazırlanıyor.

    Haberin detayına ulaşmak için tıklayınız.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu