YUKARI

Enerji

Yazar: Cem Sarvan | Eklenme Tarihi: 25 Nisan 2007

Maden ve Çevre / Bölüm 1

  • İnsanlar vardır, hayatlarını hobilerinden kazanırlar. Gıpta edilir onlara. O hobiler ne kadar tehlikeli olursa olsun, içinde ne kadar serüven taşırsa taşısınlar onlar hobilerdir. Kulağa hoş gelen bir yanı vardır bu sözcüğün. O hobiler; gizemle ve tehlikeyle birleşince farklı bir anlama bürünürler.

    Maceraya dönüşürler. Bir de bazı işler vardır; sadece para kazanıldığı halde bir süre sonra macera haline gelir. Hayatla sürekli bir alay halidir bu. Hayatın önemsenmez bir durumu. Zor, yorucu, karanlık, tehlikeli, anlaşılmaz ama bir tür serüven. Bu işi yapanların bile anlamadığı bir serüven. Hayat serüveni. İşin içindekiler için bir süre sonra ölümle burun buruna geldikleri bu iş, hem para kazandıkları hem de onca hayat serüvenleri arasında hobiye dönüşür. İşte bu işlerden biri, dünyada en zor mesleklerin başında gelen madencilik.

    Kesif bir karanlığın içinde hiç de tanıdık gelmeyen bir görüntü ve sesle karşılar sizi madencilik. Oysa mağaracılıktan aşina olacağınızı düşünmüşsünüzdür. Ama mağaracılık spor olmuştur; oysa madencilik bir yaşam biçimi ya da ekmek kavgası. Yer altı lafını duydukça, alışır, alıştıkça kullanırsınız. Sizden duyanlara garip gelen bir lafınız da olmuştur artık: Yer altı. Yerin altında neler yapılır? Çoğumuzun aklına ilk gelen ölüm orada da vardır ama bir farkla. Çok sık karşılaşabileceğiniz, daha çok hissedebileceğiniz ve bir süre sonra da soğuk yüzüyle aşina olmaya başlayacağınız bir olgu.

    Dünyadaki belli temel kullanım maddelerinden en önemlisi olan madenlere ulaşmak için bazen yüz metre aşağıya inersiniz, bazen de üç-dört bin metre. Şöyle bir çevrenize baktığınızda kaç değişik metal görüyorsunuz? Kaç değişik ısı kaynağı var? Bilmediğimiz kaç değişik metal endüstride kullanılıyor? Yanıtlar hep sizi bu gizemli ve tehlikeli mesleğe götürür. Yerüstü (açık işletme) ve yeraltı madenciliği olarak ikiye ayrılan bu iş kolunun özellikle yeraltı kısmında gizem ve tehlikeyi daha çok hissedersiniz. Yeraltında yapılan bir tür inşaattır ama dar, karanlık ve bilinmeyen faktörlerle. Bu da beraberinde riski getirmektedir.

    En sık düşünülen konudur aşağıda nefes alma zorluğu. Teknoloji yer üstünden aşağıya fanlarla bastığı temiz havayla ve bu temiz havayı ilettiği havalandırma borularıyla; düşünülen bu zorluğun üstesinden gelmiştir. Kimi zaman büyük şehir trafiğinin ortasındaki hava madenlerde içinde bulunduğunuz havanın çok daha zararlısıdır. Madenciliğin ilk yıllarında ve biraz teknolojiden, biraz bilgiden nasibini almamış madenlerde havadaki oksijenin azalmasına ve gazın artmasına yönelik kontrollerde fare ya da kanarya kullanılırmış. Bu minik hayvancıklar önden bırakılarak etkilenmelerine göre ilerlenirmiş. Şimdilerde artık mis gibi bir havaya sahip oluyorsunuz.

  • Yerüstünde ise bir inşaat, bir hafriyat görüntüsü vardır. Sürekli olarak delme, patlatma yaşanır ve üretimden elde edilen artı değer ekonomiye katkı olarak işlenir. Bu önemli çalışmanın sonunda madencilik bittiğinde geriye kötü bir çevre görüntüsü kalabilir. Milyonlarca ton malzeme alındıktan ve bitki örtüsü gittikten sonra bizi ne beklemektedir? Ya da neleri doğru yaparak gerek yer altında gerekse yer üstünde madencilik bittikten sonra gelecek kuşaklara nasıl temiz bir dünya, yaşanası bir çevre bırakabiliriz?

    Burada madenciliğin üretim tarzlarının çevreyle bağlantısını, karşımıza çıkardığı çevre sorunlarını ve nasıl giderilebileceklerini; dünyada yaşanmış deneyimlerden çıkan sonuçlarıyla ele alacağız.

    Hayatımızın bu kadar önemli bir parçasının üretildiği bu işkolu, yanlış işletim tarzlarıyla içinde yaşadığımız dünyayı bozabiliyor. Madenciliğin çevre ile beraber uyum içinde yaşaması artık günümüzün önem gösterilen unsurlarından biri oldu.
    Uygun şartlar ve kontrollerin sağlanması madenciliğin değil, bulunulan ülkenin sorunudur aslında. Çevremizdeki birçok malzemenin, maddenin madenden yapıldığını düşünürsek, bu kaynağı itmektense düzgün olarak işlemek olmalıdır amaç.

    Madencilik Metodu ve Çevre Bozulması
    Dünyada kullanılmakta olan maden çıkarma metotlarına bakılmaksızın, her türlü maden işletmesi yoğun olarak arazi bozulmalarına ve doğal çevrenin tahribine sebep olmaktadır. Madencilik işletmeleriyle, doğal kaynaklar olan madenler ve mineraller insan refahı için bir taraftan ekonomiye kazandırılırken, diğer taraftan ekolojik çevreye verilen büyük tahribat ve zararları çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Faaliyetlerin yapıldığı alanlarda ve özellikle açık işletme yöntemi ile çalışılan sahalarda, çalışmalar bittikten sonra topoğrafya, jeolojik yapı, rölyef, su rejimi, iklim ve peyzaj tamamen değişmekte ve bitki örtüsünün de tahrip olmasına neden olmaktadır. Madencilik faaliyetleri sonucu iki tür çevre bozulması söz konusudur.
    1. Doğrudan Bozulma: Maden ocakları çalışma sahalarındaki örtü ve atık yığınları ile madencilik binalarının inşa edildiği diğer alanlardaki toprak ve bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu meydana gelir.

    2. Dolaylı Bozulma: Eski maden hafriyat yerleri, örtü ve atık yığınları, maden binaları ile mineral zenginleştirme tesislerinin bulunduğu yerlerde toprak yapısı, su ilişkileri, kimyasal özellikler, toprak ve bitki örtüsü, yerel iklim, insan ve hayvan sağlığının değişime uğraması gibi olaylar görülebilir.

  • Yerüstü Madenciliğinin çevreye etkisi
    Jeolojik yapı, rölyef ve su rejimindeki doğrudan değişiklikler açık maden işletmelerinde çok daha belirgindir. Bu tür işletmelerde çok miktarda toprak çıkarılarak dış kısma yığılır. Hafriyat yerlerini çoğu zaman su basar ve dışarıya yığılan topraklar çok geniş alanları kaplar. Aynı zamanda tarım ve orman alanları da engellenmiş olur. Açık işletmelerin zararlı etkilerinin boyutu; jeolojik yapıya, hidrolojik özelliklere, ocak alanı ve derinliğine, mevcut toprak, bitki örtüsü ve iklim şartlarına bağlıdır. Dış kısımdaki yüksek yığınlar, toprak ve bitki örtüsünü önemli ölçüde bozarlar. Yığınlarda toplanan kayaçlar bozulmaya fazlasıyla direnç gösterirler ve bitki örtüsüne zehirli bileşikler verebilirler. İşletme sonrası hafriyat yerleri, derinlikleri, eğimlerin dikliği ve kayalık olması, su erozyonu ve su basması gibi sebeplerden dolayı, bu alanların yeniden kullanılmaları çok güçtür.

    Yeraltı Madenciliğinin çevreye etkisi
    Açık işletmelere göre yeraltı maden işletmeciliği çok daha pahalı ve zor olmasına rağmen, madenin cinsine ve bulunduğu derinliğe bağlı olarak uygulanan bir metot olup, bu tür metotla yapılan maden işletmeciliği büyük miktarlarda arazi bozulmalarına sebep olabilmektedir.

    Yeraltı madenciliğinin doğrudan değişiklikleri atık yığınları ve yeraltından çıkartılan maden ve maden dışı malzemelerle (pasalarla) olduğu gibi üretim ve işletme tesisleri tarafından da meydana gelmektedir. Rölyef, su rejimi, ekolojik ve ekonomik şartlardaki en büyük bozulmalar, çökmüş ocaklarda görülmektedir. Bu tür maden işletmelerinde kayaçların birkaç metreye varan yatay veya dikey hareketleri meydana gelebilir. Bu durum ise, sel basması veya toprağın dağılmasına neden olur. Etkilenen maden alanları tümüyle iyileştirilemez hale gelerek kullanım değeri düşer. Toprak çöküntüleri ve kaymalar ayrıca hizmet binaları, yer altı ve yerüstündeki tesislerin tamamı için tehlike kaynağı oluştururlar.

    Cevher Hazırlama ve Çevre
    Yeraltından çeşitli metotlarla çıkarılan madenler, mineral atıklarıyla beraber çıkarıldığı için mineral dokusuna ulaşıncaya kadar kırma, öğütme ve eleme işlemine tabi tutulurlar. Eleklerden geçirildikten sonra silolarda depolanır. Buraya kadar tüm madenlerde aynı işlemler uygulanır. Bundan sonra zenginleştirme işlemine geçilir. Cevherin yapısına göre önce sulu sistem zenginleştirme ile mineral atıkları temizlenir. Her değişik tür cevheri zenginleştirmek için farklı metotlar uygulanır. Örneğin, demir cevherinin zenginleştirilmesi yüksek ısıda olur. Sonuç olarak zenginleştirme; yeraltından çıkarılan maden cevherinin fiziksel, kimyasal ve minerolojik işlemlere tabi tutularak cevherin pasadan ayrılmasıdır.

  • Sulu sistem zenginleştirme sonucu ortaya çıkan sıvı atıklar ise sedimentasyon havuzlarında bekletilirler ve bu nedenle pasa barajlarında toplanırlar. Sıvı atıkların depolanması çoğu zaman su ilişkileri ve tuzlanmada etkili olurlar ve tarımsal zehirli metallerin veya maden cevherini işlemede kullanılan kimyasal atıkları bulundurabilirler.

    Aşırı dolu sedimentasyon havuzları oldukça zararlı ve tehlikelidir. Bunların etkileri ile hidrostatik basınç artar ve atık baraj duvarlarının çökmesi veya sızıntı olması durumunda çevrede doğrudan büyük tehlike oluşturabilirler. Genellikle yüksek düzeyde tuzun ve bitki örtüsü için zararlı diğer metallerin bulunması, atık barajındaki drenajla ilgili güçlükler nedeniyle, sulu pasa çamurunun iyileştirilmesi işleri oldukça sorunlu bir durum meydana getirilebilir.

    Madencilik Faaliyetleri Sonucu Bozulan Arazinin Sınıflandırılması
    Madencilikle ilgili arazi ve çevre bozulmalarını kapsayan sınıflandırmalar, uygulanan madencilik metotlarına bağlı olarak meydana gelen toprak ve çevre bozulması esas alınarak yapılmaktadır.

    1. Cevher hazırlama (zenginleştirme) sonucu, toprak ve çevrenin bozulup kirlenmesi,
    2. Yüzey madenciliği sonucu meydana gelen arazi bozulmaları,
    3. Sıyırma madenciliği sonucu oluşan arazi bozulması,
    4. Açık maden işletmeciliği sonucu meydana gelen toprak ve arazi bozulmaları,
    5. Yeraltı (kapalı) maden işletmeciliğine bağlı olarak ocak çökmeleri ve ocak ağızlarında biriken atıkların sebep olduğu arazi ve çevre bozulması olarak sayılabilir.

    Bir başka kritere göre, ıslahı gereken madencilik alanlarının sınıflandırılması şu şekilde yapılmaktadır:

    1. Maden ocaklarının işletme süreleri,
    2. Madencilikle ilgili arazi bozulma biçimleri,
    3. Madencilik sonrası, hafriyat yer ve atık yığınlarının şekilleri,
    4. Arazi ve toprağın iyileştirilmesi ve eski haline getirilme yöntemleri,
    5. Su rejimi olarak sıralanmaktadır.

  • Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Alanların İyileştirilmesinden Beklenen Yararlar
    İyileştirmedeki başlıca amaç, madenciliğe bağlı olarak bozulan ve etkilenen alanlara ekolojik ve ekonomik değerlerini mümkün olduğu ölçüde geri kazandırmak olmalıdır. Yeniden kazanma arazinin güzel bir peyzaj görünümüne sahip olması kadar, bu alanlardan ekonomik olarak yararlanmayı da hedefler. Bu maksatla sığ hafriyat yerleri suyla doldurulup balık yetiştirmeye uygun hale getirilebilir. Derin ocak alanları ise, su tutma yerleri olarak kullanılacağı gibi eğlence, dinlenme yerleri olarak da düzenlenebilir. Çok derin hafriyat yerleri dik eğimleri nedeni ile yalnızca su tutma yapıları olarak kullanılabilir.

    Taş yığınları, pasa barajları aynı zamanda kuru hafriyat yerleri ve çökmüş ocaklar, tarım ve ormancılık amaçları için iyileştirilebilir. Uygun amaçlar için iyileştirilmiş arazide tarımsal gelişme, gerekli rölyef, toprak ve su ilişkilerinin geliştirilmesi için, arazinin uygun biçimde düzenlenmesine, toprağın verimliliğinin eski haline getirilmesine eğimin azaltılmasına ve yol inşası gibi benzer faaliyetlere ihtiyaç gösterir.

    Ormancılık daha çok toprak besin maddesi zayıf ve fazla geçirgen topraklarda planlamalıdır. Zehirli ve termal yönden faal topraklarda iyileştirilmeden sonra tarım tercih edilmelidir. Çünkü bu tür topraklar üzerine 100-150 cm humuslu-gübreli toprak malzemenin örtülmesi ile ot ve tahıl ürünlerinin yetiştirilmesi sağlanabilir. Madencilik yapılmış bazı alanlar konut yerleri, spor alanları, kentsel yeşil alanlar ve benzeri amaçlar için geri kazanılabilir.

    Bozulan Araziyi Geri Kazanma Çalışmaları
    Madencilik faaliyetlerinin yol açtığı olumsuz sonuçları gidermek, bozulan araziler ile ekolojik ve ekonomik iyileştirmeler için geri kazanma çalışmaları yapılır. Geri kazanma çalışmalarıyla;

    • Ziraat (tarım, bahçe, çayır, mera v.s.)
    • Orman (ticari ve ticari olmayan)
    • Rekreasyon (eğlence ve dinlenme yerleri, parklar, halka açık alanlar),
    • Su kullanımı (balıkçılık, toplumsal ihtiyaçlar için),
    • İnşaat (hafif endüstriyel binalar, konut ve hizmet binaları),
    • Yaban hayatı (doğal koruma alanları olarak ayrılabilir) gibi faaliyetler için sahalar yeniden kazanılabilir.

    Madencilik faaliyetleri esnasında ve sonrasında sebep olunan çevresel olumsuzlukların giderilmesi veya yeniden kazanımına yönelik iyileştirme ve kullanım için planlar yapılmalı ve ocağın işletmeye açılmasıyla beraber bu plan programlı olarak uygulanmalıdır.

  • Unutulmaması gereken gerçek şudur ki; çevreyi koruma, kirliliği önleme ve ekolojik değerleri geri kazanmada en etkili ve maliyeti en ucuz olan yol, arazi ve çevre bozulmalarını önlemeye erken başlamaktır.

    Sonuç olarak, endüstride kullanılan hammaddelerin büyük bir kısmı yer altı kaynaklarından sağlanmaktadır ve giderek artan talepler, madencilik teknolojisindeki ilerlemeler madencilik alanlarının genişlemesini ve düşük tenörlü maden yataklarının da işletilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durum ise arazi ve çevre bozulmalarını daha da yaygınlaşmaktadır. Ayrıca teknolojik gelişmelerin arazi üzerindeki olumsuz etkileri çok daha belirgin olan açık maden işletmeciliğinde daha fazladır.

    Madenciliğin çevre üzerindeki doğrudan etkisi, toprak ve bitki örtüsünü yok etmesidir. Madencilik yapılan alanlarda çoğu zaman peyzajda önemli olumsuzluklar meydana geldiği görülür. Aynı zamanda madenciliğin bitişik alanlar üzerinde dolaylı etkileri de vardır. Bunlar cevher, bitki örtüsü ve atık yığınları ile madencilik binaları ve tesislerinin bulunduğu arazilerde meydana gelir.
    İyileştirme ve yeniden kazanma çalışmaları üretim süreci çerçevesinde planlanmalıdır. Bu şekilde geri kazanma çalışmaları daha ekonomik olabilmekte ve minimum zaman kaybı ile iyileştirme gerçekleştirilebilmektedir. İyileştirme çalışmalarına başlamadan önce jeolojik, hidrojeolojik, meteorolojik, klimatolojik, arazi kullanım gibi ön araştırmalara gerek vardır.

    Hiçbir şey insan ve çevre korumasından daha önemli değil. Çevremizi ve insanımızı koruyabildiğimiz sürece madenler ayakta kalır. Madenler işletildiği ve doğayı korudukları sürece insanlığın ilerlemesi artar.

    Cem Sarvan
    Maden Mühendisi


    Kaynakça:
    1. TMMOB, Madencilik Faaliyetlerinden Sonra Çevrenin Düzenlenmesi, Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları, Yayın No:21.
    2. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 2001.
    3. MTA Genel Müdürlüğü, 2001.
    4. Madencilik Notları – Cem Sarvan

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu