YUKARI

Enerji

Yazar: Sinan Fahlıoğulları | Eklenme Tarihi: 10 Temmuz 2009

Kömürden Kurtul İklimi Kurtar!

  • Kömürle çalışan termik santraller temel ilke olarak doğadan, açık veya kapalı kömür ocaklarından çıkarılan farklı kalitelerde kömürü (en düşük kaliteli linyitten, kaliteli taşkömürüne kadar) bir yatakta yakarak elde edilen ısı enerjisiyle suyun ısıtılıp buhara ve bunun bir buhar türbininde elektrik enerjisine dönüştürülmesi şeklinde çalışır.

    Kömürün türüne göre yakma işlemi sonunda yararlandığımız ısıl enerji dışında farklı miktar ve niteliklere sahip kül ve baca gazı ortaya çıkar. Küller genelde suyla karıştırılıp akışkan hale getirilir ve bir depolama alanını taşınarak çökeltilip saklanır. Bacadan gaz halindeki atıklarla birlikte çıkan külün bir kısmı ise bacaya monte edilen genelde elektrostatik filtrelerle tutulur, diğerleri ise atmosfere verilir.

    Sanayi Devrimi’nin üretim kazanlarını 19. yüzyılda dolduran kömür, dünyanın elektrik ihtiyacının hala %40’ını karşılayarak gezegenimizi iklim felaketine doğru sürükleyen tehlikeli bir yakıt. Ürettiği birim elektrik başına yaydığı karbondioksit miktarına göre, kömürlü termik santraller en çok kirliliğe sebep olan elektrik üretim biçimidir. Bunun karşılığında en verimsiz elektrik üretim yöntemi de yine kömürlü termik santrallerdir. Zira en gelişmiş teknolojiye sahip santraller bile hala kömürün içerdiği enerjinin yarısından fazlasını elektriğe dönüştüremeyip ziyan eder. Başka bir deyişle, kömür yer altından çıkarılıp termik santraller ile gökyüzüne fırlatılır.

    Türkiye, elektrik enerjisinin yaklaşık %30’unu kömürlü termik santrallerden sağlamaktadır. Bu santrallerin büyük çoğunluğunda da linyit kullanılmaktadır. Zengin linyit kaynaklarına sahip olan Türkiye’de, Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre 2008 yılında çıkarılan linyit kömürünün %82’si termik santrallerde kullanılmıştır. Ancak, linyit, kömür türleri arasında ısıl değeri en düşük, dolayısıyla en verimsiz, buna karşılık en çok kül ve nem barındıran türdür. Düşük kaliteli bir yakıt olan linyit yakıldığında ortaya birçok toksik element ortaya çıkarır. Kurşun, çinko, kadmiyum, nikel, uranyum ve kobalt bu elementlerden sadece bazılarıdır.

    Türkiye’nin toplam elektrik üretiminde ortaya çıkan karbondioksit salımının %72’sinden sorumlu olan termik santraller yalnızca atmosferi kirletmekle kalmazlar. Sadece Muğla yöresinde bulunan Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santralleri günde 16000 ton kül üretmektedir. Rüzgâr, yağmur gibi meteorolojik olaylarla taşınan küller, yer altı ve yer üstü sularını zehirlemekte ve bunun sonucunda tarım faaliyetleri imkânsız hale gelmekte ve insan sağlığı ciddi bir tehditle karşılaşmaktadır.

    Diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında kömürün düşük maliyetinden dolayı elektrik üretiminde tercih edilmesi gerektiği söylenir. Ancak, hiçbir mali tabloda yer almayan kömürün çevresel ve toplumsal maliyetleri dünyanın acilen kömürlü termik santralleri ve kömür yakmayı bırakması gerektiğini işaret etmektedir.

  • Kömür ve Kömürlü Termik Santraller ile İlgili Gerçekler
    İçerdiği yüksek miktarda karbon nedeniyle termik santrallerde kömür kullanmak karbondioksit kirliliğine en çok yol açan enerji üretimi şeklidir. Tüm dünyada kömür santrallerinden sadece bir yılda 7 milyar ton karbondioksit salımı gerçekleşmektedir.

    Dünyadaki karbondioksit salımlarının %41’ine sebep olan kömür, iklim değişikliğine yol açan en tehlikeli fosil yakıttır. Kömür, madencilikten yakılmasına kadar, her aşamada büyük bir çevresel yıkıma sebep olur. Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngörülerine göre, 2030 yılında kömür kaynaklı karbondioksit salımı %60 oranında artacak; bu şeklide devam ettiği takdirde küresel ısınma 2 derecelik artışla geri dönülmez noktaya ulaşacak ve üstesinden gelmeyeceğimiz iklim felaketleri başlayacaktır.

    Kömür, dolayısıyla termik santrallerin büyük çevresel ve toplumsal maliyetlerini daha net anlamak için, kömür hakkındaki bir takım gerçeklere değinmek gerekir.

    Kömür santrallerinin yaydığı yıllık 7 milyar ton karbondioksit ve dünyadaki sera gazı salımındaki %41’lik payının yanında, kömür madenciliği, karbondioksitten 20 kat daha güçlü olan metan gazının açığa çıkmasına sebep olur. Ayrıca kömür santrallerinin yarattığı cıva kirliliği, su kaynaklarının kalitesinin düşmesine sebep olurken, toprağı zehirler ve besin zincirine karışarak sayısız ölümcül hastalığa yol açar. Yılda 1450 metrik ton, yani %50’lik bir payla cıva kirliliğinin en büyük sebebi kömür santralleridir. Cıva kirliliğinin sonucunda ortaya çıkan asit yağmurları, ekosisteme zarar verir. Orta Avrupa’da kömür santrallerinin etrafında çok geniş alanları kapsayan orman kayıpları gözlenmiştir. Bugün kömür madenciliği tahmini olarak günlük 265 milyon ile 985 milyon arası litre su gerektirmektedir. Toplumsal açıdan baktığımızda da ülkemizde sadece Zonguldak’da 1955-2006 yılları arasında 2670 işçi hayatını kaybetmiş, 319.792 işçi de yaralanmıştır.

  • Kömür santralleri yüksek miktarda radyasyon yayarlar. Türkiye’nin en büyük kömür santrallerinden birinin yer aldığı Muğla’nın Yatağan ilçesinin 50 köyünün 34’ünde radyasyon miktarının insan sağlığının kabul edebileceği sınırın çok üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Santralin küllerinin atıldığı bölgelerde ise radyasyon miktarı sınır değerinden 19 kat daha fazla olarak ölçülmüştür. Yatağan’da, Muğla’nın merkezine oranla iki kat daha sık görülen solunum hastalıkları, termik santralin insan sağlığı üzerine olan etkisini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kömür atıkları sadece solunum yolu hastalıklarına sebep olmaz. Kısırlık, kanser, prostat sorunları, sinirsel hasarlar, yüksek tansiyon, işitme bozukluğu kömür atığının içindeki maddelerin sebep olduğu diğer hastalıklarının sadece birkaçıdır.

    Kömür’ün toplumsal ve çevresel maliyetlerini özetlersek; 2007’de kömür yakan termik santrallerin neden olduğu zarar tahmini olarak 356 milyon Avrodur. Aynı sene içinde üretim zincirinde meydana gelen tahmini zarar ise 161 milyon Avrodur. Madencilik faaliyetlerinin 2007 yılı için yarattığı zarar 674 milyon Avroya ulaşmaktadır.

    Karbon Tutma ve Depolama (CCS)
    Karbon tutma ve depolama, fosil kaynaklı yakıtların iklim etkilerini azaltmak için, karbondioksitin santral bacasından çıkmadan yakalanıp yeraltına depolanmasını içeren bir süreçtir. İklime verdiği zararla ve ortaya çıkardığı büyük çevresel ve toplumsal maliyetlerle sicili oldukça kirlenen kömürün, gelecekte de aynı yoğunlukta enerji üretiminde kullanılmasını isteyen kömür endüstrisi, karbon tutma ve depolama yöntemini öne sürmektedir.

    Ancak, CCS iklim değişikliğini önlemek için zamanında müdahale edebilecek gelişmişliğe sahip bir teknoloji olmaktan hala çok uzaktadır. Bilim çevreleri en erken 2030 yılında CCS teknolojisinin hayata geçirilebileceğini belirtmektedirler. Gelecekte kömürlü termik santrallerinde kullanılması planlanan CCS teknolojisi enerji santralinde üretilen elektriğin %10’u ile %40’ı arasında bir miktarı tüketecektir. Ayrıca, yeraltına depolanan karbondioksitin toprağa, yer altı ve yüzey sularına olacak zararlı etkisi ile ortaya çıkabilecek riskler, bu yöntemin fizibıl olmadığını gözler önüne sermektedir.

  • İklimi Kurtarmanın Yolu Kömürü Bırakmaktan Geçiyor
    Bugün yenilenebilir enerji kaynakları dünyanın birincil enerji talebinin %13’üne cevap vermektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının ortak noktası sera gazı üretiminin ya hiç olmaması ya da çok az olması ve “yakıt” olarak kullanılan kaynakların hemen hemen hiç tükenmeyen doğal kaynaklara dayanıyor olmasıdır.

    Greenpeace ve Avrupa Yenilenebilir Enerji Konseyi’nin hazırladığı Enerji [D]evrimi Raporu’nda ortaya konulduğu üzere, verimli enerji kullanımı ve yenilebilir enerjilerle 2050 yılında dünya enerji ihtiyacının yarısı yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılanabilir. Kısacası, iklim değişikliği ile mücadele yenilenebilir enerji teknolojilerinin kullanılmasında, enerji verimliliği ile ilgili daha ciddi çabalar gösterilmesinde ve merkezi olmayan enerji teknolojilerinin kullanılmasında yatmaktadır.

    Sinan Fahlıoğulları
    Greenpeace Akdeniz

    Refereanslar
    http://www.greenpeace.org/international/press/reports/true-cost-coal; 02.06.2009
    http://www.greenpeace.org/international/press/reports/false-hope; 02.06.2009
    http://www.greenpeace.org/turkey/press/reports/enerji-devrimi-raporu; 02.06.2009
    http://www.enerji.gov.tr/index.php?dil=tr&sf=webpages&b=tabiikaynaklar&bn=216&hn=12&nm=390&id=390; 02.06.2009
    Baba A, Kaya A, 2004. “Leaching characteristics of solid wastes from thermal power plants of western Turkey and comparison of toxicity methodologies”, Journal of Environmental Management.
    Karababa O, 2008, Kömürle Çalışan Termik Santraller ve Sağlık Etkileri

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu