YUKARI

Çevre Koruma

Yazar: Prof. Kadir Kestioğlu | Eklenme Tarihi: 27 Nisan 2007

Atıksuların Arıtımında Temel Kavramlar

  • Su nasıl kirlenir? Ya da su kirlenmesi nedir? Suyun kirlenmesi, suyun içerisinde bulunan maddelerin suyu kullanan canlılara zarar verir düzeyde olması demektir. Su, yapısı gereği akışkandır. Bir yerde tutulması mümkün değildir. Akışı ne kadar engellenirse engellensin bekler, bir yol bulup denizlere doğru ulaşır.

    İnsanoğlunun daha iyi ve daha rahat yaşama arzusu günümüz endüstrisinin gelişimini sağlamıştır. Endüstrinin gelişimi, beraberinde de çevresel problemleri getirmiştir. Doğa belli bir ekosistem dengesi içinde yaşamını sürdürmektedir. Dengeyi bozan, doğayı kirleten unsurlar çok fazla ise, doğa dengeyi bozan unsurları yok edemediği için, kendini yok eder ve yaşam durur. Bu nedenle sanayi gelişimini sürdürürken aynı anda da doğayı kirletmeyecek tedbirler almak zorundadır.

    Nüfusun artışına, endüstrileşme ve buna paralel olarak oluşan endüstriyel atıklar çevreye, dolayısıyla da su ortamına verilmeye başlanmıştır. Akarsular kendilerine ulaşan zararlı ve zehirli maddeleri, doğaları gereği gittikleri her yere götürmüşler ve suyu kullanan canlılara zarar vermişlerdir. İşte bu noktada insanoğlu, yaptığı işin zararlı olduğunu, suyun gerçekten kirlendiğini anlamış ve kendince önlemler almaya başlamıştır. Kirlenen dereler, göller, nehirler ve denizler bugünden yarına temizlenemezler. Ayrıca, bunları temizlemek için de arıtma sistemleri kurmak gereklidir. Kirlenen atıksuları temizlemek çok zor hatta bazı durumlarda imkansızdır. Ancak, kirleticileri su ortamına vermemek, yani atıksuları arıtmak ve arıttıktan sonra yüzeysel su ortamına vermek mümkündür. İşte bu noktada atıksuların arıtılması önem kazanmaktadır.

    Günümüzde atıksu arıtma sistemlerini kurmak ve çalıştırmak oldukça maliyetlidir. Bu nedenle atıksu arıtma tesislerini planlarken, boyutlandırırken, inşa ederken ve işletirken detaylı bir şekilde araştırmalar yapılması zorunluluğu vardır. Bu kapsamda arıtma tesisi yer seçimi büyük önem arz etmektedir. Arıtma tesisinin kurulabileceği arazileri tespit edilerek, bu arazilerin mülkiyet durumları, tesisin feyezan altında kalma tehlikesi, arazi topoğrafyası ve enerji temini göz önüne alınarak en uygun arıtma tesisi yeri seçilmelidir.

    Atıksu arıtma tesislerini planlamak, arıtılabilirlik çalışmalarını yapmak, projelerini çizmek, tesisi inşa etmek ve tesisi işletmeye almak en az 2-3 yıl alır. Debi belirlemede, arıtılabilirlik çalışmalarında, akım şemalarının ortaya konmasında, inşaat ve boyutlandırma esnasında yapılacak herhangi bir hata, ancak tesis işletmeye alındığı anda ortaya çıkmaktadır. Anlaşıldığı anda da rehabilite etmek çok zor, bazen de imkansız olmaktadır. Atıksu arıtma tesislerine gelebilecek atıksu miktarlarını, üretime ve mevsimsel değişimlere bağlı olarak doğru bir şekilde belirlemek çok önemli bir husustur. Anlık, saatlik ve günlük debi salınımlarının doğru olarak belirlenememesi arıtma tesisinin kuruluş ve işletme aşamalarında büyük problemlere neden olabilmektedir. Bu nedenle, debiye etki eden tüm parametreler ayrı ayrı incelenerek, en uygun arıtma debisinin belirlenmesi zorunludur.

  • Atıksu debileri yanlış belirlenirse;
    • Arıtma tesisi debi değerlerine göre boyutlandırıldığı için, ya bekleme süreleri azalmakta veya daha uzun olmakta ve tesisin çalışmasını engellemekte,
    • Seçilen pompaların yetersiz veya gereğinden büyük seçilmesine, Taşmalara, dolayısıyla insan sağlığının tehlikeye atılmasına, istenilen arıtma veriminin elde edilememesine neden olmaktadır.
    • Gereksiz kuruluş masrafları yapılmasına neden oluşturmaktadır.

    Endüstriyel atıksuların arıtımıyla ilgili olarak debi belirleme çalışmalarını takiben yapılması gereken en önemli çalışmalardan biri de atıksuların karakterizasyonunun belirlenmesidir. Atıksuların karakterini belirleyen en önemli etkenler; endüstri dalının türü, üretim esnasında ve üretimden sonra uygulanan işlemler ile bu işlemler esnasında kullanılan su miktarları ve kimyasal madde türleridir. Bunların yanında hammadde taşınması, temizlenmesi işlemlerini de saymak mümkündür.

    Endüstriyel atıksu arıtımında önemli olan husus, ilgili sanayi dalı için, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde (SKKY) belirtilen deşarj kriterlerinin sağlanmasıdır (25687 Sayılı Resmi Gazete, 2004). Bu kapsamda, atıksuyun kirlilik durumuna göre arıtma üniteleri planlanır ve istenilen arıtma verimini sağlayabilecek üniteler devreye alınır. Bu nedenle kirliliği oluşturan parametrelerin ayrı ayrı incelenmesi gerekir.

    Endüstriyel atıksular oldukça kompleks yapıya sahiptirler. Yapılarında, yüksek konsantrasyonlarda birçok kirletici mevcuttur. Bu durum, endüstriyel atıksuların arıtımını oldukça güçleştirir ve yüksek arıtma maliyetlerinin oluşmasına neden olur. Pek çok endüstriyel atıksuyun içerdiği kimyasal maddeler, biyolojik arıtma ünitelerine toksik ve inhibitör etkisi yaparak arıtma sistemlerini çalışmaz hale getirmektedirler. Bu nedenle, endüstriyel atıksuların arıtımında öncelikle bu toksik maddeler giderilir ve daha sonra biyolojik arıtma prosesleri ile istenen deşarj sağlanır.

  • Endüstriyel atıksuların arıtılabilmesi için pek çok arıtma alternatiflerinin oluşturulması mümkündür. Bu arıtma alternatifleri belirlenirken kanalizasyon şartları, arıtılmış atıksuyun deşarj yeri, arıtma verimleri, kuruluş ve işletme maliyetleri, çalışma koşulları, bakım masrafları ve oluşacak arıtma çamurlarının bertaraf şartları da göz önüne alınarak “Alternatif Atıksu Arıtma Tesisleri Akım Şemaları”nın hazırlanması debi ve karakterizasyon çalışmasından sonra yapılması zorunludur.

    Değişik endüstrilerden kaynaklanan atıksular, endüstri türü dikkate alındığında birbirine benzediği, hatta birbirinin aynısı olduğu düşünülebilir. Ancak bu tür bir yaklaşım doğru değildir. Çünkü, her endüstrinin, her bölgenin kendine has özellikleri ve problemleri olabilir. Bu nedenle bir endüstri atıksuyunun arıtılması için bir arıtma tesisi kurulacaksa, kesinlikle o endüstrinin atıksuları incelenmeli, arıtılabilirlik çalışmaları yapılmalı, her bir ünitede oluşabilecek arıtma verimleri belirlenmeli, oluşacak çamur miktarları, özellikleri ve bertaraf şartları ayrı ayrı ortaya konmalıdır.

    Arıtılabilirlik çalışmalarında elde edilen arıtma verimleri ve arıtma maliyetleri de dikkate alınarak en uygun arıtma tesisi akım şeması belirlenmelidir. Endüstriyel atıksuların arıtma akım şemaları belirlenirken arıtma veriminin yanında, kuruluş masrafları, işletme masrafları, çamur bertaraf imkanları da incelenmeli ve bütün bu değerler dikkate alınarak karar verilmelidir. Arıtma alternatifleri belirlenirken;

    • İstenen deşarj kriterlerinin sağlanması (SKKY, 2004)
    • Kuruluş ve işletme maliyetlerinin düşük olması,
    • İşletme sorununun olmaması ve minimum sayıda personelle çalıştırılabilir olması gibi
    kriterlerin göz önüne alınması gerekmektedir

    Prof. Kadir Kestioğlu
    Uludağ Üniversitesi
    Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu