YUKARI

Çevre Koruma

Eklenme Tarihi: 06 Ocak 2008

Avrupa Birliği ve Bitki Koruma

  • İnsanoğlu, özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda yeryüzünün doğal kaynaklarını kontrolsüz ve plansız talan etmiş ve ancak geçen yüzyılın ikinci yarısında bu kaynakların sonsuz olmadığının ve kirlendiğinin farkına varmıştır.

    Yeryüzü Milattan Sonra (MS) 1000 yıldan modern çağımıza kadar büyük bir değişim geçirmiştir. İnsanoğlunun 10.000 yıllık tarımsal faaliyetleri ve teknoloji, yeryüzünde özellikle bitki örtüsünün büyük ölçüde değişmesine neden olmuştur. İnsan müdahalesi görmeyen alanlar son derece azalmış, endüstriyel gelişme ile doğal bitki ve hayvan türlerinin yok olma hızı birbirine ters orantıda ilerlemiştir.

    Özellikle Avrupa ülkelerinin yeryüzünün en uzak köşelerine ulaşması ve ticari keşifleri, doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin azalmasını büyük ölçüde hızlandırmıştır. Yeryüzünün akciğerleri sayılan tropikal ormanların ve kutuplardaki buzulların azaldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bugün adeta bir fabrikayı oluşturan parçaların yavaş yavaş yerlerinden sökülmesi gibi, insanoğlunun yok olma çağına girdiği, kaybolan her doğal yaşam alanı (habitat) ve canlı organizmayla birlikte yeryüzünün doğal dengesinin bir parçasının da kaybolduğu düşünülmektedir.

    İnsanoğlu, doğanın tahribatının engellenmesinin ve durdurulmasının gerekliliği ve önemini anlamaya başlamıştır. Tüm dünyada doğanın korunması için gerekli koruma önlemlerinin alınması kaçınılmaz olmuş ve bu yönde çalışmalar hızla yaygınlaşmıştır. Bunun yalnızca bir hayal ya da akım değil, yaşadığımız dünyanın bir gerçeği olduğu kabul edilmeye başlanmıştır. Günümüzde artık hükümetlerin, şirketlerin ve toplumların bu konuda bilinçli ve sorumlu politikalar ve stratejiler izlemeleri zorunlu hale gelmiştir. Politikacıların, karar vericilerin, iş dünyasının ve bireylerin çevre koruma konusundaki tavır ve uygulamaları son derece önemlidir.

    Avrupa Birliği ülkeleri uzun yıllardır, başta doğal bitki örtüsü olmak üzere, biyolojik çeşitliliğin korunması yönünde ulusal ve uluslararası ölçekte öncü girişimlerde bulunmaktadır. Hükümetler, etkin sivil toplum kuruluşları (STK) ve doğa koruma konusunda çalışan çok sayıda uzman iletişime açık bir işbirliği içindedir. Avrupa Birliği kapsamında, araştırma ve izleme çalışmaları ile desteklenen uzun vadeli politikalar, stratejiler ve planlar geliştirilmekte ve uygulanmaktadır.

    Doğal bitki örtüsünün ve türlerinin korunması, biyolojik çeşitlilik koruma stratejilerinin ve eylem planlarının en önemli parçasıdır. Avrupa geneline bakıldığında bitki örtüsünün nispeten iyi çalışıldığı ve belgelendiği görülür. Avrupa’nın doğal bitki örtüsünün yerinde korunması amacıyla uluslararası düzeyde uygulanan en önemli yasal önlemler, Bern Sözleşmesi ve Avrupa Birliği Habitat ve Tür Yönetmeliği’dir. Ayrıca, yüzlerce botanik bahçesi, gerek Avrupa’nın gerekse dünyanın diğer ülkelerindeki doğal bitki örtüsünün yeri dışında koruma altına alınması amacıyla önemli projeler ve çalışmalar yürütür.

    Bu amaçlarla, uluslararası platformda Planta Europa*1gibi kurumsal iletişim ağları, IUCN*2 ve Avrupa Konseyi*3 gibi uzmanlardan oluşan gruplar ülkeler arası işbirliğini teşvik eden ortak çalışmalar gerçekleştirir. Ayrıca, Avrupa Birliği’nde bitki koruma ile ilgili stratejilerin hazırlanması ve ortak projelerin yürütülmesinde sivil toplum kuruluşları da çok önemli ve etkin roller üstlenmiştir.

  • Türkiye de Avrupa Birliği’ne üye olmaya hazırlanan bir ülke olarak, Avrupa Birliği kapsamında uygulanan doğa koruma sözleşmeleri ve stratejilerini uygulamakla yükümlüdür. Türkiye’nin taraf olduğu ve olacağı başlıca sözleşmeler aşağıda kısaca sıralanmıştır:

    1. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (Rio de Janeiro, 1992)
    Kısa adıyla CBD olarak bilinen Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne imza atan her ülke, doğa koruma ve sürdürülebilir kullanım amacıyla biyolojik çeşitliliğinin belirlenmesi ve izlenmesi ile yükümlüdür. Sözleşme, başta biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanım olmak üzere STK'ların özel sektör, bilim dünyası ve her türlü yerel girişimde önemli rolleri olduğunu vurgular. Bu sözleşme kapsamında, Planta Europa’ya üye 38 ülkeden ilgili kuruluşlar Avrupa Bitki Koruma Stratejisi’ni geliştirmiştir. Bu girişim aynı zamanda 2000’li yılların başında geliştirilen Küresel Bitki Koruma Stratejisi’nin (KBKS) de bir ön çalışmasıdır. KBKS’ye göre, sözleşmeye üye ülkeler 2010 yılına kadar, doğal bitkisel zenginliklerinin tahrip edilmesini önlemek amacıyla gerekli önlemleri almayı taahhüt etmektedir.

    2. Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern, 1979)
    Kısa adıyla Bern Sözleşmesi’ne taraf olan her ülke, sözleşmenin ek listelerinde (Ek Liste I: Bitki Türleri ve Ek Liste II: Hayvan Türleri) yer alan türlerin doğal yaşam alanlarıyla birlikte koruma altına alınması amacıyla gerekli idari ve yasal önlemleri almakla yükümlüdür. Örneğin sözleşmenin Ek Liste I’de yer alan bitki türlerinin doğadan toplanması, tahrip edilmesi ve ticaretinin yapılması yasaktır. Sözleşme, üye ülkelerin kendi ulusal kanun ve yönetmelikleri ile uyumlu hale getirilerek doğrudan uygulanır.

    3. Nesli Tehlikede Bulunan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (Washington, 1973)
    Kısa adıyla CITES Sözleşmesi, nadir bitki ve hayvan türlerinin ticaretini düzenler ve izler. Üye ülkeler, sözleşmenin ek listelerinde (Ek Liste I: İhracatı ya da ithalatına yalnız ticari olmayan nedenler ve belli şartlar altında izin verilen türler ve Ek Liste II: Ticareti yalnız resmi izin belgeleriyle yapılabilen türler) yer alan hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretini düzenlemek amacıyla gerekli belgeleri hazırlar.

    4. Avrupa Birliği Doğal Habitatların, Hayvan ve Bitki Türlerinin Korunması Yönetmeliği (1992)
    Kısa adıyla AB Habitat Yönetmeliği olan bu yönetmelik ile, Avrupa Birliği genelinde koruma altında bulunan tür ve habitatlara zarar verecek gelişmelerin engellenmesi ve durdurulması amaçlanır. Bu yönetmelik gereği, Avrupa Birliği’ne üye ülkeler Natura 2000 Ağı oluşturmak amacıyla, Özel Koruma Alanları belirlemekle yükümlüdür. Yönetmeliğin ek listelerinde korunması, restorasyonu ve yönetimi gereken habitat ve türler yer alır. Örneğin Ek Liste I: Doğal Habitatlar; Ek Liste II: Türler; Ek Liste IV: Özel koruma önlemleri alınması gereken türler ve Ek Liste V: Nesli tehlike altında bulunan ve özel yönetim planı uygulanabilecek türler vb.

  • 5. Avrupa Çapında Uygulanan Diğer Sözleşmeler
    Doğrudan dünyanın bitkisel çeşitliliğinin korunmasına yönelik sözleşmeler olmamakla birlikte, doğal alanların koruma altına alınmasını amaçlayan ve bu nedenle dolaylı olarak doğal bitkilerin korunmasına katkıda bulunan sözleşmeler, aşağıda kısaca verilmiştir:

    i) Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme (Paris, 1972)
    Sözleşmeye üye ülkeler, kendi topraklarında bulunan kültürel ve doğal mirası oluşturan varlıkların (özellikle bilim ve doğa koruma bakımından küresel ölçekte önemli, tehlike altındaki bitki, hayvan ve habitatların) bulunduğu doğal alanların belirlenmesi, korunması ve gelecek nesillere aktarılması ile yükümlüdür. Bu amaçla Dünya Kültür ve Doğa Mirası Listesi oluşturulur ve en az iki yılda bir güncellenir.

    ii) Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi (Ramsar, 1971)
    Kısa adıyla, Ramsar Sözleşmesi, uluslararası öneme sahip sulak alanların listelenmesi ve bu listede yer alan sulak alanların korunması amacıyla üye ülkelerin alması gereken önlemleri belirler. Ramsar Alanı olarak ilan edilecek sulak alanların taşıması gereken kriterler arasında, önemli sayıda nadir ve tehlike altında tür içermesi de yer alır.

    Türkiye’de resmi ya da özel kuruluşlar, üniversiteler, STK’lar ve bireyler olarak, yeryüzüne, doğaya, yaşadığımız topluma ve birbirimize karşı sorumluluklarımızı yasalar ve kurumsal/kişisel ilke ve ahlak çerçevesinde yerine getirmemiz gerekir. Bizden önceki zamanlara olmasa bile, bizden sonra yeryüzündeki hayata karşı saygı ve sorumluluklarımızın bilinciyle yaşamalıyız.

    Örneğin gelecek bin yılda (3000’li yıllar) yeryüzünün doğal bitki örtüsünün ne durumda olacağını düşündünüz mü? Belki bunu bilemiyoruz, ancak doğal bitki örtüsünün gelecek yüzyıla (22. Yüzyıl) kadar var olabilmesi için ulusal ve uluslararası doğa koruma yasalarının uygulanması ve koruma alanlarının miktarının ve sayısının mümkün olduğu kadar arttırılması gerektiğini biliyoruz. Bu amaçla yapılması gereken, başta Önemli Bitki Alanları*4 olmak üzere, doğa korumada öncelikli alanların mutlaka koruma altına alınmasıdır. Bu hepimiz için gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz en önemli miras olacaktır.

  • Konuyla İlgili Kurum ve Kavramlar
    *1 Planta Europa: Avrupa’nın doğal bitkilerini korumak amacıyla çalışmalar yapan resmi ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir ağdır. 34 Avrupa ülkesinden 60’dan fazla üye kuruluşun oluşturduğu Planta Europa Ağı; Yürütme Komitesi, Danışmanlar ve Sekreterya aracılığıyla, konferanslar, kampanyalar, yayınlar ve Avrupa Bitki Koruma Stratejisi’ni yaparak çalışmalarını sürdürür. www.plantaeuropa.org

    *2 IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği): Dünyanın en büyük ve önemli doğa koruma ağıdır. Türkiye’nin de aralarında olduğu 83 ülke, 110 resmi kuruluş, 800’den fazla sivil toplum kuruluşu (STK) ve 181 ülkeden yaklaşık 10.000 bilim adamı ve uzman üyeden oluşur. Yeryüzünün biyolojik çeşitliliğinin korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilir ve eşit şartlarda kullanımı için, dünya toplumlarını etkilemek, teşvik etmek ve destek olmak amacıyla çalışmalar yürütür. www.iucn.org

    *3 Avrupa Konseyi: Avrupa ülkelerinde İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve diğer bireysel hakların korunmasıyla ilgili belgeleri temel alan genel ve demokratik ilkelerin geliştirilmesi amacıyla 1949 yılında kuruldu. Halen Türkiye dahil 47 üyesi bulunmaktadır.

    *4 Önemli Bitki Alanı (ÖBA): Kısaca, “bitkisel çeşitlilik açısından olağanüstü zengin, nadir ve/veya endemik (dünyanın başka hiçbir yerinde doğal olarak yetişmeyen) türlerin zengin topluluklarını ve habitatlarını (doğal yaşam alanlarını) içeren alan” olarak tanımlanabilir. Bu güne kadar Türkiye’de 144 ÖBA belirlenmiştir. Daha fazla bilgi Doğal Hayatı Koruma Derneği’nden elde edilebilir. www.dhkd.org

    Sema Atay
    Doğal Hayatı Koruma Derneği Projeler Müdürü

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu