YUKARI

Ekosistemler

Eklenme Tarihi: 23 Mayıs 2025

Biyoçeşitlilik tehdidi büyüyor

  • İnsan faaliyetleri, dünyanın her yanındaki canlı türlerini eşi benzeri görülmemiş bir hızla yok oluşa sürüklüyor.

    Dünyanın dört bir yanında yaşayan her tür canlı, insan faaliyetlerinin baskısı altında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Son dönemde yayımlanan geniş çaplı bir bilimsel analiz, artık şüpheye yer bırakmayacak şekilde, insanlığın doğa üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor. İsviçre Federal Su Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü (Eawag) ve Zürih Üniversitesi’nden bilim insanlarının liderliğinde gerçekleştirilen bu araştırma, 2000’den fazla çalışmayı inceleyerek insan kaynaklı biyoçeşitlilik kaybının tüm gezegeni kapsadığını ortaya koydu.

    Bütün habitatlar tehdit altında
    Bu kapsamlı araştırma, karasal, tatlı su ve deniz ekosistemlerini içeren yaklaşık 100.000 farklı bölgeyi analiz etti.

    Beş büyük tehdit: İnsan elinin izi her yerde

    Biyoçeşitlilik kaybının beş ana nedeni belirlendi: Yaşam alanlarının dönüşümü, doğal kaynakların doğrudan sömürülmesi (avcılık, balıkçılık), iklim değişikliği, istilacı türler ve kirlilik. Özellikle yoğun tarım faaliyetleri, kullanılan pestisit ve gübre miktarları nedeniyle doğayı en çok tahrip eden etmenlerden biri olarak öne çıkıyor.

    Bazı türler daha fazla risk altında

    Sürüngenler, amfibiler ve memeliler gibi türlerin popülasyonları daha küçük olduğu için yok olma riskleri daha yüksek. Araştırmaya göre bu türler, insan faaliyetlerinden en çok etkilenen gruplar arasında. Yüksek dağlık bölgelerde yaşayan özel bitkilerin, alçak rakımlarda yaygın olan türlerle yer değiştirmesi ise, ‘yok oluş asansörü’ olarak tanımlanan süreci tetikliyor.

    Biyoçeşitlilikteki değişim sadece sayısal değil

    Araştırmanın bir diğer dikkat çekici bulgusu ise, sadece tür sayısının değil, türlerin bileşiminde de ciddi değişimler yaşandığı yönünde. Bu durum, ekosistemlerin işleyişini ve doğanın sunduğu hizmetleri doğrudan etkiliyor. Özellikle tozlaşma, çürütme ve tohum yayma gibi ekolojik işlevleri sürdürebilmek için, bu türlerin hem nüfuslarının hem de genetik çeşitliliklerinin korunması gerekiyor.

    Gelecek için kritik bir eşik

    Araştırmacılar, bu bulguların gelecek koruma stratejileri için bir dönüm noktası olabileceğini belirtiyor. İnsan etkisinin boyutlarını ilk kez bu kadar net ortaya koyan bu çalışma, gezegenimizin geleceğini şekillendirecek kararlar için sağlam bir temel sunuyor.

    İşte araştırmanın öne çıkan başlıkları…

    • İnsan etkisi altındaki bölgelerde biyoçeşitlilik ortalama % 20 azaldı.
    • Çalışma, dünya genelinde 100.000’e yakın bölgeyi kapsayan 2000’den fazla araştırmanın sentezine dayanıyor.
    • Karasal, tatlı su ve deniz ekosistemleri dahil olmak üzere tüm habitatlarda tür kaybı yaşanıyor.
    • En fazla tehdit altında olan gruplar: sürüngenler, amfibiler ve memeliler.
    • Beş ana tehdit: Yaşam alanı değişimi, doğal kaynakların aşırı kullanımı, iklim değişikliği, istilacı türler ve kirlilik.
    • Tarım faaliyetleri, özellikle pestisit ve gübre kullanımı, biyoçeşitlilik üzerinde yıkıcı etkilere sahip.
    • Sadece tür sayısı değil, türlerin yaşadığı yerler ve topluluk yapıları da insan etkisiyle değişiyor.
    • Yüksek rakımlardaki bitki türleri, alçak rakımdakilerle yer değiştiriyor; bu, ‘yok oluş asansörü’ olarak adlandırılıyor.
    • Araştırma, doğa koruma stratejileri için küresel ölçekte bir referans niteliği taşıyor.

    Kaynak:
    The Guardian – Phoebe Weston, “Biodiversity loss in all species and every ecosystem linked to humans”, 26 Mart 2025
    Guardian News & Media Limited, 2025

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu