McKinsey&Company’nin ‘İklim Riskleri ve Yanıtlar: Fiziksel Tehlikeler ve Sosyoekonomik Etkileri’ raporunda, değişen iklim koşullarına adaptasyon için harekete geçmenin önemine dikkat çekiliyor.
McKinsey Global Institute tarafından hazırlanan ‘İklim Riskleri ve Yanıtlar: Fiziksel Tehlikeler ve Sosyoekonomik Etkileri’ raporu, değişen iklim koşulları ile gelecek 30 yılda risklerin ve belirsizliklerin artacağına dikkat çekerken bu zorlukları aşmanın yollarını da içeriyor.
9 vaka çalışması analiz edildi
Rapor; iklim değişikliği etkilerinde temel örnekleri içeren dokuz vaka çalışması çerçevesinde iklim risklerini ele alıyor. Hindistan ve Akdeniz bölgelerinde yaşam ve çalışma koşullarına iklim değişikliğinin olası etkilerini inceleyen uzmanlar, hem küresel hem de Afrika tarımını baz alarak gıda sistemlerindeki yıkıcı etkilere ve aynı zamanda yarı iletkenler ve nadir bulunan metallerin tedarik zincirindeki değişimlerine dair verileri değerlendirdiler. Florida örneğinden yola çıkarak konut sektöründe fiziksel varlıkları tehdit eden unsurları ve ayrıca uluslararası çapta altyapı hizmetlerindeki beş farklı yıkıcı etkeni ortaya koydular. Aynı zamanda yoğun kentleşmenin oluşturduğu riskler ve buzullar, denizler ve ormanlara olan etkileriyle oluşan doğal kaynakların kaybına yönelik analizler sundular. Detaylı bir jeo-uzamsal değerlendirme ile de 105 ülkede altı göstergenin yarattığı potansiyel sosyoekonomik etkiler de rapora dahil edildi.
Çok yönlü bir değişimin başlangıcı
Yapılan analizlerde öne çıkan sonuçlar ise şöyle:
- Tüm dünyada yerel bazda iklim değişikliğinin fiziksel etkileri hissediliyor. Gelecek 10 yıl ve sonrasında iklimin değişmeye devam etmesiyle birlikte bu koşullardan etkilenen bölgeler, sayı ve büyüklük olarak artacak. Bu artış, sosyoekonomik sistemleri beş temel alanda etkileyecek; yaşama-çalışma şartları, gıda sistemleri, mülk, altyapı hizmetleri ve doğal kaynaklar.
- Bugün insanların yaşadıkları bölgede ölümcül sıcaklık dalgalarına maruz kalma riskleri sıfırken, bu, yüzde 9’luk olası artışla 2030 yılına dek 250-360 milyon kişiyi etkileyebilir. Bu oran, 2050’de ise yıllık yüzde 14’lük artışla 700 milyon-1.2 milyar kişiye yükselebilir. Böylece hızla etkisi güçlenen iklim tehditleri; istihdam, gelirler ve ilgili sektörleri sarsabilir. Örneğin denizlerdeki ısınma, yakalanan balık sayısını azaltırken bundan geçimini sağlayan 650-800 milyon kişinin de yaşamını etkileyecektir.
- İklim değişikliğinin küresel sosyoekonomik etkileri çok büyük boyutlara ulaşabilir. İnsanları, fiziksel ve doğal kaynakları doğrudan etkileyebilir. 105 ülkede yapılan analizlere göre; tüm ülkeler 2030 yılına dek bu risk faktörlerinde artış yaşayacak. Örneğin; aşırı sıcaklar ve nem nedeniyle dışarıda çalışma performansında bugün yüzde 10 oranında bir kayıp yaşanırken, bu oranın 2050’de yüzde 15-20 aralığına yükselmesi bekleniyor.
- Finans piyasalarının iklim değişiminden etkilenen bölgelerde kaynak dağıtımı ve sigortaya olan etkilerini göz önünde bulundurarak risk tanımlarını güncellemesi gerekebilir. İklime bağlı risklerin daha iyi anlaşılmasıyla uzun vadeli borçlanmanın ortadan kalkması, sigorta maliyetlerinin düşürülerek yaygınlaştırılması ve vade değerinin azaltılması şeklinde risk tanımları değiştirilebilir. Örneğin; Florida’da yaşanan sel felaketleri, evlerde hasara yol açtığı gibi konut değerlerini de düşürdü. Bu bölgede selden zarar gören evler, görmeyenlere göre yüzde 15-30 oranında değer kaybetti. Bu; 2050 yılına dek 30 ila 80 milyar dolar değerinde bir kayıp anlamına geliyor.
- Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) oranları düşük olan ülke ve bölgeler, daha fazla risk altında çünkü bu bölgelerde insanlar daha büyük oranda doğal kaynaklara dayalı olarak yaşıyor, daha fazla dışarıda çalışıyor ve iklim şartları fiziksel dayanıklılık eşiğine daha yakın. Bununla birlikte bazı ülkeler iklim değişikliğinden fayda da görebilir. Örneğin; Kanada’da yükselen sıcaklıklar, tarımsal üretimi artırabilir.
- İklim değişikliğinin yarattığı fiziksel tehditler, adaptasyon ve karbondan arındırmayı hızlandıran, çok daha sistematik bir risk yönetimini gerektiriyor. Bu doğrultuda iklim değişikliği bakış açısıyla tüm temel iş ve politika kararları gözden geçirilmeli. İklim değişikliğinden etkilenen bölgelerde bu, yüksek maliyet ve zorlu kararlar gerektirse de adaptasyon çalışmaları, bu riskleri yönetmede yardımcı olabilir. Dalgakıranlar, aşırı sıcaklara dayanıklı sığınaklar ya da kuraklığa dirençli tarım ürünleri gibi adaptasyon çalışmalarına yönelik gerekli hazırlıkların yapılması için ise başta yatırım kararları olmak üzere tüm süreç için güçlü bir işbirliği gerçekleştirilmesine ihtiyaç var. Bununla birlikte iklim bilimi, bu adaptasyon fırsatlarını değerlendirirken, bir yandan da küresel ısınmanın önlenmesinin ancak seragazı emisyonlarının sıfırlanması ile mümkün olduğunu söylüyor.
Kaynak: İklim Haber
Çikolatanın ham maddesi kakao bitkileri, iklim değişikliği nedeniyle büyük tehdit altında
COP28’de 60'tan fazla ülke, soğutma sektörünün iklim etkisini azaltmaya yönelik taahhütün altına...
COP28, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 28. Taraflar Konferansı’nın ilk...
Dünya, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olması beklenen COP28 İklim Konferansı'na bu...
Fransa'da 1 Ocak'tan itibaren vatandaşların gıda ve bitki atıklarını kompost etmesi zorunlu oldu.
Avrupalı çiftçilerin geniş çaplı protestolarına ve bu eylemlerin altında yatan nedenlere kısa bir...
Okyanus ısısı, deniz seviyesi ve buzul kaybı: WMO raporu, 2023'ün iklim rekorlarını nasıl kırdığını...
NASA'nın PACE görevi, mikroskobik bitki yaşamını ve partikülleri uzaydan izleyerek, Dünya'nın iklim...
Türkiye'de bir ilk olan "İklim Değişikliği Raporlaması Genel Görünüm...
TSKB, 2021’de İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) ilk...
Çevre için 5 basit öneri
Çevreci yaklaşımlar sayesinde dünyanın daha iyi bir yer halini alması mümkün.
Daha iyi bir dünya için yapay zekâ
Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakabilmek için teknolojiden nasıl yararlanırız?
Enerji Verimliliği
Enerji verimliliği projelerini destekleyerek dünyanın geleceğine yatırım yapıyoruz.
Kutup ayılarının nesli tükeniyor mu?
Kuzey Kutbu'nda deniz buzlarının hızla erimesi, kutup ayılarının neslinin 80 yıl içinde tükenmesine yol açabilir.
"cevreciyiz.com Türkiye’nin sürdürülebilir bankası TSKB tarafından desteklenmektedir. "
Copyright © 2013