YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 29 Aralık 2019

2019’da iklim konuşuldu

  • İklim değişikliğinin etkisini çok uzun yıllardır hissediyoruz. 2019, sıcaklık değerleriyle bu değişimin hızını artırdığını göstererek tarihe geçti. Peki insan, dünya için 2019’da neler yaptı?

    İklim son yılların en önemli gündem maddelerinden biri. 2019 yılı boyunca bu konu ile ilgili olarak birbiri ardına toplantılar gerçekleştirildi, iklim grevleri yapıldı. Hükümetler çok önemli kararlar aldı, araştırmalar ve yüzlerce rapor ortaya kondu. Tüm bu çalışmalar, ‘İklim Eylemi’ başlığı adı altında toplandı ve bu yönde bilim insanlarının yetersiz bulduğu birçok adım atıldı. Yılın son yazısında 2019’un en önemli başlıklarına göz gezdiriyor, iklim değişikliğinin dünya üzerindeki etkilerini özetliyoruz.

    Tehlikenin nedeni insan

    En gelişmiş canlı olan insan, dünya gezegeninde evrimleşerek bugünkü halini aldı. Gezegenin tüm yaşam koşullarına uyumlu olarak gelişimini tamamladı. Tıpkı diğer canlılar gibi… Binlerce yılda gerçekleşen bu uyum, şimdi insanın da etkisiyle tehlike altında. Kusursuz bir sisteme sahip gezegenimizde, insan faaliyetleri yüzünden ortaya çıkan sera gazı emisyonları dünya için yönetilebilir ama insan için yönetilemez bir sonuca dönüşüyor. Bir battaniye gibi gezegeni örten ve sıcaklığı ideal düzeyde tutan sera gazları ve karbondioksitin oranı giderek artıyor. 1750’den beri süregelen bu artış, endüstriyel devrimle hız kazandı ve geldiğimiz noktada gezegenin alarm zillerinin çalmasına sebep oldu. 

    Değişimin ilk sorumlusu fosil yakıt

    Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPPC), bu noktaya gelmemizin en önemli nedeninin fosil yakıtların giderek daha yoğun bir biçimde kullanılması olduğunu ortaya koyuyor. Fosil yakıtlar arasında ise en önemli olumsuz etki kömürden kaynaklanıyor. Küresel ölçekte enerji talebinin büyük kısmını karşılayan kömür, enerji kaynakları arasındaki yerini koruyor.  2018, kömür tüketiminin en yüksek olduğu yıl olarak tarihe geçti. (Kaynak: BP 2019 Dünya Enerji İstatistik Görümü Raporu) En önemli ikinci nedenin ise, dünyanın akciğerleri olan ormanların giderek azalması ve insanın, arazi kullanımıyla ilgili sürdürülebilirlikten uzak tutumu olarak gösteriliyor.

    Geniş kapsamlı değişiklik şart

    Her alanda ve adımda önlemler alınarak geciktirilme umudu olan iklim değişikliği ile ilgili son 11 yıla girdik. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından yayınlanan 1.5 0C (derece) özel raporu iklim krizinin etkilerinin; aşırı hava olayları, yükselen deniz seviyeleri, Arktik deniz buzlarının erimesi ve diğer değişimler olarak şimdiden görüldüğünü gözler önüne seriyor. İklim krizini önlemek ve ortaya koyduğu tehditleri ortadan kaldırmak için toplumun her alanında hızlı, geniş kapsamlı ve benzeri görülmemiş değişiklikler gerekiyor.

    Raporun öne çıkardığı bazı sonuçlar şöyle;

    ·      Sera gazı emisyonları son on yıl içinde, yılda yüzde 1.5 arttı. Ormansızlaşma gibi arazi kullanım değişikliklerini de içeren 2018 emisyonları, 55.3 gigaton CO2 eşdeğeri (GtCO2e) seviyesine çıkarak rekor kırdı.

    ·      G20 ülkeleri toplam emisyonların yüzde 78’ini teşkil ediyor ancak sadece beş G20 ülkesi uzun vadeli sıfır emisyon hedefi taahhüdü verdi.

    ·      Sıcaklık artışının sınırlandırılması için, yıllık emisyonların 2030 yılında mevcut koşulsuz NDC’lerde 2 °C hedefi için belirtilen seviyenin 15 GtCO2e, 1.5 °C hedefi için belirtilen seviyenin ise 32 (GtCO2e) altında olması gerekiyor. Bu da, 2020 ile 2030 arasında 1.5 °C hedefi için yılda yüzde 7.6 ve 2 °C hedefi için yılda yüzde 2.7’lik emisyon azaltımı yapılması gerektiği anlamına geliyor. Bu azaltımların gerçekleştirilmesi için NDC’lerin 1.5 °C hedefi için en az beş kat ve 2 °C hedefi için üç kat artırması gerekiyor.

    ·      Kısa vadede, gelişmiş ülkelerin adalet ve eşitlik nedeniyle emisyonlarını gelişmekte olan ülkelere göre daha hızlı azaltması gerekecek. Ancak tüm ülkelerin kollektif çabalara daha fazla katkıda bulunması şart. Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin başarılı çabalarını örnek alabilir, hatta onların önüne geçebilir ve daha temiz teknolojileri daha hızlı şekilde kullanmaya başlayabilir.

    Raporun ayrıntısı için tıklayın.

    İklim Zirvesi yapıldı

    Uzmanlar 2019’un, iklim değişikliğinin hükümetler düzeyinde ele alınması açısından önemli bir yıl olduğunu söylüyor. Fakat değişimi yaratma konusunda dünyanın tüm ülkeleri aynı iştaha sahip değil. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaşanan olumlu değişimler tüm dünyaya örnek teşkil ediyor. Eylül ayında New York’ta gerçekleşen İklim Eylemi Zirvesi’nde öne çıkan sonuçlara göre Rusya, Paris Anlaşması’nı onayladı. Bu onay, yılın konuyla ilgili en olumlu adımlarından biri olarak değerlendirildi. (Ayrıntısı için tıklayın.)

    Zirvede, 59 ülke iklim eylem planlarını 2020 sonuna kadar açıklama taahhüdünde bulundu. Küresel ısınmada önemli rolleri olan Çin, ABD ve Hindistan da bu ülkeler arasında yer aldı. Fakat küresel emisyonların yüzde 26’sından sorumlu 14 ülke hâlâ somut eylem planını açıklamadı. İklim eyleminin en önemli savunucularından biri haline gelen ve iklim eylem planını açıklayan Almanya, 2038 yılına dek tüm termik santralleri kapatma sözü verdi ve Kömür Sonrası Enerji İttifakı’na katılacağını duyurdu. 

    AB adımlarını hızlandırdı

    İklim değişimi konusunda 2019 sonuna doğru çok önemli bir adım atıldı. Avrupa Parlamentosu (AP), iklim değişimi sorunuyla ilgili olağanüstü hal ilan eden tasarıyı kabul etti. (Haberi bu linkte okuyabilirsiniz.) Bu tasarının konuşulduğu toplantıda tüm AB üyesi ülkelere, Paris İklim Sözleşmesi’ne uygun hareket etmeleri ve verilen sözlere eksiksiz uymaları çağrısı yapıldı. AB’nin bu adımları hızlandırmasında kamuoyunun göz ardı edilemez bir katkısı oldu. Son olarak Avrupa Yatırım Bankası tarafından yapılan bir araştırma, Avrupalıların yarısının terör ve işsizlikten çok küresel ısınmadan korktuğunu gösteriyor. Aynı araştırma, 15-29 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 41’inin küresel ısınma yüzünden yaşadıkları ülkeyi terk etmek istediğini ortaya koydu. (Araştırmanın detayı için tıklayın)

    Alarm zilleri çalıyor

    ·      Büyük doğa olayları sürüyor. Bunun tek nedeni iklimde görülen değişimin hızını artırması.

    ·      Buzullar eriyor ve bu, hepimizin sorunu. 2019, rekor buzul erimelerine şahitlik ettiğimiz yıl olarak tarihe geçti.

    ·      Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (UICN) tarafından yayınlanan bir rapor, küresel ısınmanın okyanus yaşamını da riske attığını ve okyanuslardaki oksijen seviyesinin büyük ölçüde düştüğünü gözler önüne serdi. Bu durum, okyanus canlılarının yaşamı ve ekosistem için büyük tehdit oluşturuyor.

    ·      İklim değişikliğinin körüklediği su sorunu nedeniyle hijyen ve pek çok konudaki negatif gelişime bağlı olarak dünyanın en yoksul ülkelerinde çocuk ölümleri gerçekleşmeye devam ediyor.

    ·      Hava kirliliği insanı henüz anne karnındayken etkilemeye başlıyor.

    ·      Nesilleri tükenen hayvan ve bitkilerin sayısı giderek artıyor.

    ·      Okyanuslardaki oksijen seviyesi düşüyor.

    Güzel şeyler de oluyor

    -       Teknoloji sayesinde iklim değişimine yönelik önlemler hızlandı. Yapay zekâ teknolojisinin; türlerin takibinden etkili atık yönetimine dek yüzlerce alanda büyük fayda sağlayacağı düşünülüyor. Teknoloji ile tahmin edilebilir doğa olaylarının etkisinin en aza indirilmesi de mümkün.

    -       Yenilenebilir enerji tüm dünyada giderek tercih edilen bir enerji kaynağı haline geliyor.

    -       Hükümetler düzeyinde ele alınan küresel ısınma konusu, şirket politikalarıyla da destekleniyor. Birçok kurum temiz enerji ve daha yaşanabilir bir dünya için kurumsal eylem planını ortaya koyuyor.

    -       Başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkede umut veren uygulamalar birbirini takip ediyor. Daha az salım yapan ulaşım araçlarından binalara kadar her alanda inovatif (yenilikçi) gelişmeler hız kazandı.

    -     Gençler iklim değişikliği konusunda yükselen bir farkındalığa sahip. 16 yaşındaki Greta Thunberg’in faaliyetleri gençlere ilham veriyor. Times dergisi Greta’yı 2019’da ‘yılın kişisi’ seçerek iklimin dünya gündemindeki önemini bir kez daha vurguladı.

    Umut devam ediyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın raporuna göre; Avrupalıların yüzde 59'u, Amerikalıların yüzde 54'ü, Çinlilerin ise yüzde 80'i ‘küresel ısınmanın tersine çevrilebilir olduğu’ görüşünü savunuyor. Hükümetlerin, kurumların, piramidin en altında ve en büyük orana sahip olan bireylerin verdiği desteklerle değişim mümkün.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu