YUKARI

Sürdürülebilir İş

Eklenme Tarihi: 20 Mart 2016

Doğuş Çay ve TEMA Vakfı sürdürülebilir çay tarımı için çalışıyor

  • Doğuş Çay ve TEMA Vakfı sürdürülebilir çay tarımının vazgeçilmezi olan toprak sağlığının korunması yeni bir proje başlattı. Her Dem Toprak İçin projesiyle Doğu Karadeniz’in çay bahçelerinde toprak sağlığı konusunda farkındalık yaratmak hedefleniyor.

    Doğu Karadeniz’de toplumsal ve ekonomik olarak büyük öneme sahip olan çay tarımının sürdürülebilirliği için yapılan çalışmalar devam ediyor. Doğuş Çay ve TEMA Vakfı’nın işbirliği ile gerçekleşecek olan ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi, toprak sağlığı konusunda yapacağı bilinçlendirme çalışmalarıyla toplumun farklı kesimlerin ulaşmayı hedefliyor. 

    Konuyla ilgili bilgi veren Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı, gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda, Doğu Karadeniz’de gelecekte çayın veriminin ve kalitesinin giderek düşmesi tehlikesiyle karşı karşıya olunduğunu belirtti. Bu amaçla geliştirilen Her Dem Toprak İçin projesinin merkezinde her biri birer ‘mikro aile işletmesi’ olarak tanımlanan çay üreticilerinin bulunduğunu belirten Harika Karakan Batallı, proje süresince, 600 üreticinin özel olarak kurgulanan bir eğitim programından yararlanmasının öngörüldüğünü açıkladı. Bu eğitim programından yararlanacak kesimler arasında üreticilerin yanı sıra onların sosyal çevresinde yer alan kadınlar ve çocuklar ile etki lideri olarak tanımlanan öğretmen, din görevlisi ve eksperlerin de bulunduğunu ifade eden Batallı, “Projenin hedef kitlesindeki tüm kesimlere çay bitkisinin ekolojisine uygun toprak koşulları, bitki besleme, gübreleme, budama, hasat ve toprak yönetimi konusunda bilgilendirme çalışmaları teorik ve pratik yöntemlerle TEMA tarafından sunulacak. Projede Doğuş Çay profesyonelleri ve uzmanları da aktif olarak görev alacak” dedi. 

    Konuyla ilgili açıklama yapan TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç ise “Doğu Karadeniz’de çay tarımının kuşaklar boyu devam etmesinin odağında toprak sağlığının ve çay bahçelerine komşu ekosistemlerin korunması yer alıyor. TEMA Vakfı kurulduğu 1992 yılından bu yana yaşamın kaynağı toprağı korumanın yaşamı korumak olduğu ilkesiyle hareket etti. Toprak varlığını korumak yalnızca erozyonu önlemekle sınırlı değil,  toprak ekosisteminin tüm bileşenleri ile bütünsel olarak korunmasıdır.  Bu da sürdürülebilir yaşamın temelini oluşturur. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde toprak sağlığını ve komşu ekosistemleri koruyan sürdürülebilir çay tarımı yapılmasına katkıda bulunmak için Doğuş Çay işbirliği ile yürüteceğimiz ‘Her Dem Toprak İçin’ projesinin temel hedefi Doğu Karadeniz’de çay bahçelerinde toprak sağlığı konusunda farkındalık yaratmak” dedi.

    TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ataç, şöyle devam etti: “Yapılan araştırmalar, çay üreticisini dinlediğimizde yapılan aktarımlar Rize’de çay bahçelerinde toprağın giderek asitleştiğini, çay bitkisinin uygun yetişme koşullarının dışına çıkmaya başladığını ortaya koyuyor. Topraktaki asitliğin artmasıyla beraber toprağın fiziksel ve organik yapısında değişmeler meydana geliyor. Toprağın su tutma kapasitesi düşüyor, havalanması ve geçirgenliği giderek azalıyor. Bu da çay tarımının sürdürülebilirliğini, çayın kalite ve verimini tehdit ediyor. Bizim bu projeyle öncelikli hedefimiz, bu konuda tüm paydaşlar nezdinde farkındalık yaratmak. Üreticiden başlayarak, bölgede çay tarımının içinde olan, etki sahibi kim varsa, tüm kesimlere bu alandaki bilimsel gerçekleri ve alınabilecek tedbirleri aktarmak. Doğu Karadeniz’de çayın bugün de, gelecekte de bölge insanlarına katkısının devamı için güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor” dedi.  

    1960’lı yıllarda tüm Türkiye’de çay bahçelerinin %88,8’inin çay bitkisine uygun pH değerlerine sahipken 2011 yılında bu oranın %13,7’ye düştüğü bilgisini paylaşan Deniz Ataç, projenin önemine dikkat çekerek, çay üretimi yapılan topraktaki değişimi şu şekilde açıkladı: “Özellikle 1970’li yıllar sonrasında çay bahçelerinde kullanılan gübre çeşitleri çay topraklarında önemli değişikliklere neden oldu. Çay bahçelerinde toprakları çok asitli hale dönüştürdü. Asitleşme ile birlikte toprağa hayat veren canlılar giderek azaldı. Yüksek doz gübre kullanımı üreticilerin maddi olarak kayba uğramalarının yanında toprak sağlığının bozulmasına ve akarsularda nitrat kirliliğine neden oluyor. Toprağın sürdürülebilir yönetimi, sürdürülebilir çay üretiminin temelini teşkil ettiğinden toprak sağlığını iyileştirici ve çay bitkisinin ihtiyaçlarını karşılayan sürdürülebilir çay tarımı faaliyetlerinin bölgede yaygınlaşması acil önem taşıyor. Unutmayalım ki, toprak yoksa çay da yok.” 

    Çay tarımında en acil konunun toprağın sağlığı olduğunu belirten Deniz Ataç, şöyle devam etti: “Bu projeye değer katan en önemli unsurların başında eğitim çalışmalarının etkileşim merkezinde kurgulanmış olması geliyor. Eğitime katılacak gruplara tek taraflı bilgi aktarmayı değil, onların deneyimlerini de dinleyerek, uzman bilgileriyle birleştirerek, birlikte en doğru çözümlere ulaşmayı istiyoruz. Toprağa dokunurken çay topraklarında üretici gözlemlerini temel alacağız. Kendi dile getirdikleri gözlemler üzerinden düşünmelerine imkan vererek, öncelikle sorunun farkında olmalarını sağlayacağız. Farkındalık beraberinde çare aramayı getirecek. Çarelerin de üreticilerle beraber üretilmesi bu meselenin gerçek anlamda sahiplenilmesini mümkün kılacak.” 

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu