YUKARI

Sürdürülebilir İş

Eklenme Tarihi: 26 Şubat 2013

Çevre ile ilgili yanlış bilgi yeşil harekete zarar verir

  • Sürekli gelişim gösteren yeşil binalar pazarında doğru stratejiyi doğru adımlarla desteklemek gerekiyor.

    25 Şubat 2013 Dünya Gazetesi
    "İnşaat sektörü açısından kriz, nicelikten niteliğe geçiş anlamına geliyor. Yeşil binalar krizden yararlandı. Bugünün sürdürülebilirlik  tanımı yarının standardı haline geliyor" yorumunu yapan Baumgart, "Kentsel dönüşüm tıpkı şehir yaşamının kendisi gibi karışık ve kolaylıkla çözüme ulaştırılabilecek bir konu değil. Buradaki kilit mesaj şu: İyi analiz edin ya da vazgeçin" diyor.

    Didem ERYAR ÜNLÜ

     "Ekonomik krizler, genellikle değişimi de birlikte getirir. İnşaat sektörü açısından ise kriz, nicelikten niteliğe geçiş anlamına geliyor. Bu bağlamda, yeşil binaların krizden yararlandığını söyleyebiliriz. Sürekli gelişim gösteren bu pazarda, bugünün sürdürülebilirlik tanımı yarının standardı haline geliyor" yorumlarında bulunan David Baumgart, daha yeşil bir dünya adına önemli çalışmalara imza atan BASF'ın Avrupa Birliği Uygulamaları İş Geliştirme Yöneticisi.

    BASF, Türkiye başta olmak üzere dünya genelinde 11 Yeşil Bina Konseyi’ne üye. Yalıtım malzemeleri, beton katkı maddeleri, Faz Değiştirici Malzemeler gibi ürünleri ile binaların çevre üzerindeki etkilerini önemli ölçüde azaltan BASF, binaların sürdürülebilirlik özelliklerini ölçen ve kanıtlayan sınıflandırma sistemlerinin geliştirilmesini ve kullanımını destekliyor. David Baumgart ile yeşil binalar ve Türkiye'nin gündeminde olan kentsel dönüşüm sürecini konuştuk. İşte yorumları:
     
    İnşaat sektöründe kriz, nicelikten niteliğe geçiş anlamına geliyor
    "Yeşil binalar, günümüzdeki ortalama yapılara oranla önemli ölçüde yüksek çevresel performans gösteren binalardır. Bu tanım üzerinden hareket edersek, pazarın yaklaşık  yüzde 5’inin 'yeşil' olarak dikkate alınabileceğini düşünüyoruz. Bu da, en yüksek kalitedeki pazar segmentidir. Ekonomik krizler, genellikle değişimi de birlikte getirir. İnşaat sektörü açısından ise kriz, nicelikten niteliğe geçiş anlamına geliyor. Bu bağlamda, yeşil binaların krizden yararlandığını söyleyebiliriz. Sürekli gelişim gösteren bu pazarda, bugünün sürdürülebilirlik tanımı yarının standardı haline geliyor. Şirketlerin, yüksek performans gösterenler segmentinde kalabilmesi için yenilikçi olması gerekiyor."
     
    Ya iyi analiz edin, ya da vazgeçin
    "Kentsel dönüşüm pek çok şeyin aynı anda dikkate alınması gereken zorlu bir süreç. Bunun için de çoklu kriterlere sahip değerlendirme sistemlerine ihtiyaç var. Aynı anda farklı konuları değerlendirme yöntemi olan ‘Yeşil Bina Sınıflandırması’ bunu başarabilen bir yöntem. Tıpkı şehir yaşamının kendisi gibi bu da karışık ve kolaylıkla çözüme ulaştırılabilecek bir konu değil. İyileştirilmek için iyice ölçülüp analiz edilmeli. Buradaki kilit mesaj: İyi analiz edin  ya da vazgeçin. Eski binalardan bazılarının yenileriyle değiştirilmesi gerekiyor, ancak pek çoğunun restore edilerek belli standartlara getirilmesi uygun olacak. BASF, karar mercilerini mevcut binaların enerji verimliliğini ve restorasyon oranını artırma konusunda ikna etmeyi amaçlayan 'Renovate Europe' girişiminin bir ortağı. AB ülkelerinde iyileştirmeye yönelik büyük bir potansiyel bulunuyor. Türkiye için de bu konunun giderek daha fazla önem kazanacağına inanıyoruz."
     
    İnşaat, tüm sektörlerin toplamından fazla kaynak harcıyor
    "AB’de inşaat sektörü hala diğer tüm sektörlerin toplamından daha fazla kaynak harcıyor ve AB’deki enerji tüketiminin yüzde 40’ından sorumlu. Bu sektörde düzenleyici kurumların ağırlığının olması doğal bir şey. Yakın zamanda, Sürdürülebilirlik Üzerine Temel Gereksinimler ve EN 15804 gibi Sürdürülebilir İnşaata yönelik standartların dahil edildiği İnşaat Ürünleri Yönetmeliğive AB Kaynak Verimliliği Yol Haritası gibi yeni düzenleyici kanunlar hayatta geçirildi. Trend, Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) ile çevresel etkilerin ölçülmesi yönünde. Orta vadede AB’de zorunlu hale gelmeleri beklenen bu yöntemleri, Türkiye de bir an önce kullanmaya başlamalı."
     
    Özel sektör doğrulanmamış 'yeşil' iddialardan kaçınmalı
    "Özel sektör, yaşam döngüsü analizleri sağlayarak binaların ve ürünlerin çevresel özelliklerinin şeffaf bir hale gelmesi için daha fazla çaba sarf etmeli. Bu, gayrimenkul geliştiricilerine ve tüketicilere sadece en ucuz ürünleri değil, en iyi olan ürünleri de satın alma imkânı sağlayacaktır. Ayrıca, özel sektör doğrulanmamış ‘yeşil’ iddialardan kaçınmalı. Çevresel etkileri ölçülemeyen ve kanıtlanamayan binaların iletişimi yapılırken dikkatli olunmalı. Çevresel sorumlulukla ilgili yayılan yanlış bilgiler, üreticiler, inşaatçılar ve tüketiciler dahil olmak üzere herkese zarar veriyor. Bu zararlar, tıpkı kanser gibi yayılarak yeşil hareket ve toplumu etkileyecektir."

    Haberin detayına ulaşmak için tıklayınız.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu