Bakan, Gerçeğin Farkında mı?

• 09.02.2009 Birgün

  Kyoto Protokolü’nün Meclis’te onaylanmasının ardından, dünyanın en çok sera gazı salımı yapan ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin iklim konusunda masum ülkelerden biri olduğunu söyleyen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu çevrecileri kızdırdı...

  Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun, Kyoto Protokolü’nün Meclis’te onaylanmasını izleyen süreçte Türkiye’nin iklim konusunda masum ülkelerden biri olduğu yönündeki sözleri çevrecileri kızdırdı. Konuyla ilgili açıklama yapan Greenpeace Türkiye sözcülerinden Yeşim Aslan, “Bakan gerçeğin ne kadar farkında?” diye sordu. Bakan Eroğlu’nun Kyoto Protokolü gündemdeyken nükleer enerjiden söz etmesini de eleştiren Aslan, “Kyoto rejimi içinde nükleer enerji yok. Bunun en önemli kanıtı nükleer endüstrinin büyük çabalarına karşın ‘Temiz Kalkınma Mekanizması’ dahilinde nükleer enerjiye yer verilmemiş olması” dedi.

  Türkiye’nin dünyanın en çok sera gazı salımı yapan ülkeler arasında bulunduğunu vurgulayan Aslan,  “Çevre Bakanlığı eski tip bir kalkınmacılığın sözcülüğünü yapmak yerine Türkiye’ye iklim dostu bir yol haritası çizmeli.

  Düşük karbon ekonomisine geçiş için senaryo çalışmaları yapmak ilk adım olabilir” diye konuştu. Aslan, Kyoto Protokolü’nün sona erip yeni taahhüt döneminin başlayacağı 2012 yılına kadar düşük karbon ekonomisi benimsenmezse Türkiye’nin bir sonraki taahhüt döneminde çok zor durumda kalacağını vurguladı.

  "Santral planları iptal edilmeli"

  Sera gazı salımının yüzde 84’ünün fosil yakıtlara dayalı enerji politikalarından kaynaklandığını ifade eden Aslan, şunları kaydetti:

  “Söz konusu politikalardan vazgeçilmemesi durumunda Türkiye 2020’de Avrupa’nın en çok salım yapan ikinci ülkesi olacak. Bir an önce enerji verimliliği çözümlerine yatırım yapılmalı, kömürlü termik santrallar tamamen kapatılmalı. Dünya ekonomik krizden yeşil bir ekonomiye geçerek çıkmayı tartışırken kömür gibi geri kalmış bir yakıtta diretilmesi anlaşılır değil. Hükümet yeni termik santral planlarını iptal etmeli, yenilenebilir enerjiye yönelik hedefler koyarak istihdam ve ekonomik canlılık yaratmalı.”

  ‘2B Yasası Türkiye ormanları için yok oluştur’

  Türkİye’nin birçok ilinden gelen Peyzaj Mimarlığı öğrencileri Meclis’ten geçen ‘orman vasfını yitirmiş arazilerin satışını öngören 2B Yasası’nın bir ‘yok oluş’ yasası olduğunu belirtti. Peyzaj Mimarlar Odası Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Çukurova Üniversitesi öğrencilerinden Dicle Çimenser, yasanın Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını hatırlatarak, “Hükümet yasayla Anayasa’ya karşı hile yapıp, ‘2B talanı’nı kolaylaştırıyor” dedi. Çimenser, söz konusu yasayla ormanların sınıflandırma işlerinin 70 yıldır bu görevi yerine getiren ‘Orman Kadastro Komisyonları’ndan alınarak ormancılık öğretimi görmemiş ‘Tapu Teknisyenleri’ne devredildiğini belirtti.

  Orman, yerel seçim malzemesi

  Dicle Çimenser, “Krizler ülkesi haline getirilen Türkiye, içine çekildiği ekonomik ve sosyal darboğazdan ulusal değerlerin ranta açılmasıyla çıkamaz. İç ve dış borçların faizleri kamu kaynaklarının sermaye ve talana açılmasıyla ödenemez. Bu durum sorunların ertelenmesinden başka bir anlama gelmiyor. 2B Yasası ile Anayasa’da açıkça yasaklanmasına karşın, yerel seçimler öncesi ormanlarımız siyasi propaganda aracı olarak kullanılmak isteniyor” diye konuştu.

  Değişikliğin onaylanması ile yaklaşık 485 bin hektarlık 2B arazisinin devlet eliyle orman dışına çıkarıldığını ifade eden Çimenser, şunları kaydetti: “Bu alanların yaklaşık 60 bin hektarı tamamen yerleşim alanına dönüşmüş durumda. Kalanın yaklaşık 110 bin hektarı mera, 300 bin hektarı tarım arazisi ve diğer geri kalanı da çeşitli şekillerde kullanılıyor. Günümüzde orman varlığı hızla azalırken 2B alanların orman vasfını geri kazandırmaya yönelik bir çaba gösterilmemesinin ve mevcut işgalleri meşrulaştırmaya yönelik yasal düzenlemeler yapılmasının masum bir amacı olmadığı açık.”
   
  http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1234174636&year=2009&month=02&day=09