YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 23 Ekim 2008

Kyoto Sonrasına Hazırlık

  • 22.10.2008 Arkitera

    Küresel ısınmanın nedenleri arasında atmosfere salınan sera gazı atıklarının bulunduğu Amerika'nın bile artık kanıksadığı bir gerçek. 1990'lı yılların başından beri dünya sera gazı atıklarını azaltmaya çalışıyor. Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto şehrinden bir araya gelen temsilciler, gelişmiş ülkelerin sera gazı atıklarını azaltmasını öngören bir anlaşmaya, Kyoto Protokolü'ne imza attılar.

    Bugüne kadar 180'in üzerinde ülkenin imzaladığı Kyoto Protokolü'nü Türkiye henüz resmen imzalamadı. Hatta geçtiğimiz haziran ayına kadar, Türkiye ABD ile aynı savunmayı, Türk ekonomisinin olumsuz etkileneceğini öne sürüyordu. Haziran ayında Cemil Çiçek, Türkiye'nin politikasını değiştirdiğini ve Kyoto'nun imzalanacağını duyurdu. Kyoto'ya taraf olmadan, 2012 sonrası tartışmalarına katılmak imkansız.

    Kyoto Protokolü, gelişmiş ülkelerin 2008-2012 dönemi atık ortalamasının, 1990 oranlarına göre yüzde 5.6 azaltmalarını öngörüyor. Avrupa Birliği'nin 15 üyesi Kyoto hedefinin daha da ötesine geçerek kendilerine yüzde 8'lik bir hedef belirlediler. Bu ortak hedefe ek olarak, AB ülkelerinin her birinin kendi hedefleri bulunuyor. Birliğe 2004 sonrasında üye olmuş ülkelerin sera gaz atıklarını azaltma veya kısıtlama gibi bir zorunluluğu bulunmuyordu. Bununla birlikte, Kıbrıs ve Malta dışındaki yeni üye ülkeler de kendilerine bir hedef belirlediler ve bu taahhütlerini yerine getirmeye çalışıyorlar.

    Geçtiğimiz hafta yayınlanan 2006 verilerine göre AB-15, Kyoto hedefini tutturabilecek bir konumda. İspanya, Danimarka ve İtalya ulusal hedeflerini tutturamasalar da, diğer AB ülkelerinin hedeflerinden daha iyi bir performans sergilemeleri sayesinde, ortak hedef tutturulabilecek. Bununla birlikte, çözümün önemli bir bölümü AB ülkelerinin gelişmekte olan ülkelerde finanse edeceği karbondioksit azaltma projelerinden karşılanacak. Oysa, birlik yüzde 8'lik hedefe imza atarken, AB öncelikle sınırları içinde üretilen atıkları azaltmayı öngörüyordu.

    Atık ticaretinin yeterince gelişmemiş olması, ekonomik kriz ve düşük karbona geçişinin gerektirdiği yüksek maliyet, AB ülkelerinin dışarıya bakmasına neden oluyor. Atık azaltımı gelişmekte olan ülkelerde daha ucuza elde ediliyor.

    AB'nin küresel ısınmayla mücadelesindeki son adımı ormanların korunmasını öngörüyor. Sera gazlarının atıklarının yüzde 20'si ormanların yok olmasından kaynaklanıyor. Dünyadaki orman alanlarının korunması, Kyoto'nun sona ereceği 2012 sonrası için büyük önem taşıyor.

    Avrupa Komisyonu, başta tropik ormanların kesilmesini engellemek için, kaçak kerestenin AB'ye sokulmasını engelleyecek bir paketin ilk taslağını geçtiğimiz hafta açıkladı. Halihazırda AB'de satılan tahta ürünlerin yaklaşık yüzde 19'u kaçak kesimlerden geliyor. Komisyon, keresteyi ithal eden kuruluşların, kerestenin yasal kesime tabi olduğunu tespit etmelerini şart koşuyor. Kağıt ve parke sektörleri bu paketten memnun değil.

    Ne olursa olsun, dünyanın en büyük karbon depoları olan ormanların korunması ve gelişmiş ülkelerin koruma giderlerinin bir kısmını üstlenmesi, Aralık 2009'da Kopenhag'da sonuçlandırılması beklenen iklim görüşmelerinin en hassas noktalarından birisi olacak.(Kaynak: Dünya)

    http://www.arkitera.com/h35223-kyoto-sonrasina-hazirlik.html
        

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu