YUKARI

Yazarlarımız

Yazar: Nuran Talu | Eklenme Tarihi: 09 Mayıs 2012

Küresel Zirve Soluk Yüzlü Olmasın

  • 1992 yılında Rio de Janerio’da düzenlenen ve dünyaya sürdürülebilir kalkınma, iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik konularında çevre ve kalkınma birlikteliği için önemli politikalar sunan Dünya Zirvesi, 20 yıl sonra yine Rio’da Haziran 2012’de yeniden toplanıyor.

    Liderler bu Haziran’da küresel bir “yeşil ekonomi”ye geçiş ve sürdürülebilir kalkınmadan sorumlu uluslararası kuruluşların reformu için bir “siyasi belge” yayınlanması için 2 yıldır çalışılıyor.

    Yıllardır Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında 500’e yakın çok taraflı çevre anlaşması yürürlükte. Okyanusların korunması, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, ozon tabakasının korunması, çölleşme ile mücadele, ormanların korunması, tehlikeli atıklar, zehirli kimyasallar gibi birçok konuda imzalanan akitlerle çareler aranıp duruyor. Ancak, gelinen noktada küresel ısınma, yoksulluk, açlık, su kıtlığı gibi hayati sorunların çözülmesinde sıkıntı büyük.

    Yani 20 yıldır bir şeylerin yanlış gittiği kesin. Rio +20 Zirvesi; küresel çevre gündemine, siyasi iradeyi ve bir o kadar da önemli olan yeni bir "akıllı planı" sokamaması halinde, sonucun yine aynı olacağı da kesin. Yani dünya, imzalanan çevre anlaşmaları üzerine entelektüel müzakerelere devam edecek ve kazanan vahşi büyüme olacak.

    Belki çözüm, “yeşil ekonomiyi” anlamaktan başlamalı. Modası geçmiş "sürdürülebilir kalkınma" kavramının daha geliştirilmiş bir biçimi ya da onun yerini alacak yeni bir kavram mı yeşil ekonomi? Küresel iklim müzakerelerini hatırlayalım, karbondioksit emisyonlarının azaltılmasında somut hedefler koyamayan, ya da koyup uygulayamayan siyasiler; yeşil teknolojiler için fon ayırmaya istekli olurlarsa ve ekosistem hizmetlerine dayalı yenilikçi mali düzenlemeler oluşturma çabaları içinde olurlarsa, o zaman bu iş olumlu yöne dönebilir. Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli uygulama aracı yeşil ekonomidir deriz o zaman. Ancak burada esas olan, çevresel tahribata neden olan yoksulluk, eşitsizlik ve ekosistem üzerine baskılar ile samimi olarak mücadele etmektir. Unutmayalım, yeşil paketin bir başka önemli parçası da tarımda genetik olarak değiştirilmiş mahsulleri onaylamamaktan geçer.

    Umarız, Rio+20 boş vaatler değil, eşitlikçi ve adil bir gelecek için insan ve canlı yaşamını, açlığı ve doğanın tahribatını önlemeyi temel alan somut ittifaklar sunar. Aksi takdirde, başta Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) olmak üzere ilgili tüm BM örgütleri, uluslararası oluşumlar ve dünya ülkeleri 1992’de dünyaya sunulan gurur verici bir mirası kötü kullanmış ve tüketmiş olacaklardır. Haziran 2012’de Rio’da “yeşil göz boyama ekonomisi”ne yol açmayacak ve siyasi iradeyi arkasına alan kararları heyecanla bekliyoruz.

    Dr. Nuran Talu, Çevre Bilim
    8 Mayıs 2012, cevreciyiz

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu