YUKARI

Enerji

Eklenme Tarihi: 02 Nisan 2021

Elektrik üretiminde rüzgârı arkamıza aldık

  • Dünyada geçen yıl rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinden sağlanan elektrik üretimi 314 teravatsaat (yüzde 15) artarken, bu büyüme kömürden elektrik üretiminde 346 teravatsaatle (yüzde 4) rekor düşüş getirdi.

    Merkezi Londra'da bulunan iklim ve enerji odaklı bağımsız düşünce kuruluşu Ember, Küresel Elektrik Görünümü 2021 başlıklı raporunu yayımladı. Buna göre; koronavirüs salgını geçen yıl küresel elektrik talebindeki artışın durmasına yol açtı. Dünya elektrik talebi geçen yıl yüzde 0.1 azalışla, 2008-2009 finansal krizinden sonra ilk kez düşüş gösterdi. Geçen yıl talepteki yavaşlamaya rağmen rüzgâr ve güneş enerjisi, salgına karşı diğer kaynaklara göre daha büyük direnç gösterdi. Geçen yıl dünyadaki toplam elektrik üretimi 25 bin 850 teravatsaat seviyesinde gerçekleşirken, rüzgâr ve güneş enerjisinden sağlanan elektrik 2 bin 435 teravatsaat oldu. Böylece, rüzgâr ve güneş 2020'de küresel elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturdu.

    Büyüme İngiltere'nin toplam üretiminden fazla
    Rüzgâr ve güneş enerjisinden elektrik üretimi geçen yıl dünyada 314 teravatsaat (yüzde 15) arttı. Bu artış, İngiltere'nin bir yıllık toplam elektrik üretiminin üzerinde gerçekleşti. 314 teravatsaatlik büyüme sayesinde, kömürden elektrik üretimi geçen yıl 346 teravatsaatle (yüzde 4) rekor düşüş yaşadı. Geçen yıl kömürden elde edilen toplam elektrik ise 8 bin 736 teravatsaat oldu. Rapora göre; rüzgâr ve güneş enerjisinin toplam elektrik üretimindeki payının artmasında elektrik talebinin salgın nedeniyle yavaşlaması etkili olurken, talebin yeniden artışa geçmesiyle dünyada daha fazla rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesinin oluşturulmasına ihtiyaç duyuluyor.

    2015’e göre yüzde 2 artış görüldü
    Dünyada kömürden elektrik üretimi düşmesine rağmen Çin, bu alanda kömürden elektrik üretiminde artış görülen tek G20 ülkesi oldu ve bu alanda yüzde 53 payla en önde yer aldı. Kömürün elektrik üretimindeki payı yüksek olan diğer 4 ülkede ise bu payda düşüş görüldü. Bu kapsamda ABD'de kömürün elektrik üretimindeki payı yüzde 20, Güney Kore'de yüzde 13, Hindistan'da yüzde 5 ve Japonya'da yüzde 1 geriledi. Öte yandan, geçen yıl kömürden elektrik üretimindeki düşüşe rağmen, elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonlar Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015'e göre yüzde 2 artış gösterdi.

    Hindistan ve ABD’de artış yeniden başladı
    Ember Lideri Dave Jones rapora ilişkin değerlendirmesinde, elektrik talebi büyüdükçe kömürden üretimin azalması için dünyada daha fazla rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Jones, "Bu yıl Çin, Hindistan ve ABD'de kömürden elektrik üretiminin yeniden artmaya başladığını görüyoruz. Bu da daha büyük bir artış olacağını açıkça gösteriyor" dedi. Salgın sürecinde kömürden elektrik üretimindeki rekor düşüşün yetersiz kaldığını kaydeden Jones sözlerini şöyle tamamladı: "Dünyanın hiçbir yerinde yeterince hızlı ilerleme kaydedilmiyor. Küresel ısınmanın 1.5 dereceyle sınırlandırılması için kömürden elektrik üretiminin 2030'a kadar yüzde 80 azalması gerekiyor. Dünya liderleri, önümüzdeki zorluğun büyüklüğünün hâlâ farkına varamadı.

    Türkiye’yi önemli bir görev bekliyor
    Raporun yazarlarından Kıdemli Enerji Analisti Sarah Brown ise, kömürden elektrik üretimi, üst üste iki yıl boyunca bir miktar düşüş göstermiş olsa da Türkiye’nin kömür riskinin son bulmadığını belirterek, “Rüzgâr ve güneş enerjisi üretimindeki artış umut vadediyor fakat bu artış yalnızca elektrik talebindeki sınırlı artışı karşılamaya yetecek düzeyde oldu. Türkiye’yi önümüzdeki 10 yıllık süre içinde, özellikle elektrik talebi arttıkça, kömürden üretimi düşürmek gibi önemli bir görev bekliyor” dedi.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu