YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 03 Haziran 2011

Geleceğimiz yanıyor

  • 02 Haziran 2011 Ntvmsnbc

    Son yıllarda dünya genelinde meydana gelen büyük orman yangınlarının sayısı arttı. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO, orman yangınlarıyla mücadele yöntemlerinin değiştirilmesini talep ediyor.

    Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre BM Gıda ve Tarım Örgütü, gelişmeleri kaygıyla izliyor. Büyük çaplı yangınların oranı yıllardır giderek artıyor. Brezilya, Endonezya, Avustralya, Rusya, Yunanistan, Bostvana ya da ABD, tüm bu ülkelerde büyük yangınlar meydana geliyor.

    Yangınların farklı nedenleri var. Örneğin bir yanda Brezilya’da olduğu gibi, tarla açmak için ormanların yakılması söz konusu. Geri kalan tahrip olmuş yüzeyler ise yeni yangınlara karşı çok dayanıksız oluyor. Diğer yanda ise sürekli yağışsız dönemlerin yaşanmasına yol açan iklim değişikliği var. Bu, Kuzey Sibirya, Kanada ve daha pek çok ülkedeki yangınların başlıca nedeni. Tabii ki ormanların yetersiz korunması da önemli bir neden. ABD, Avustralya, Portekiz, İspanya ya da Yunanistan’da olduğu gibi büyük ve birbirine bağlı ormanlık bölgelerde meydana gelen şiddetli yangınların kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün Orman İşleri Bölümü’nün direktörü Eduardo Rojas, özellikle bu bölgelerde yapısal bir sorunun söz konusu olduğunu kaydetti.

    Rojas, “Bitki örtüsünün bulunduğu her yerde yangın çıkabilir. Bu da kendimizi risklere göre ayarlamamamız gerektiği anlamına geliyor. İkincisi, yapısal olarak sorunun ortaya çıktığı bölgelerde, mantıklı bir arazi planlaması yapılmalı. Yani bu da risk faktörlerini asgariye indirmemiz gerektiği anlamına geliyor. Elektrik santralleri, ulaşım yolları ve iskan bölgeleri birbirinden uygun bir şekilde ayrılmalı. Ayrıca çok geniş yüzeylerde, ağaçsız orman yolları bulunmalı ki orman yaygınları mücadele edilemeyecek kadar yayılmasın" şeklinde konuştu.

    Öte yandan, yanmaya müsait maddeleri büyük ölçüde azaltmak için yılın yağışlı dönemlerinde ormanların kontrollü ve profesyonel biçimde yakılması da öneriliyor. Rojas, burada eski bir geleneği hatırlatıyor: “ABD'de Kızılderililerin, Avustralya yerlisi aborijinlerin ya da Akdeniz halklarının geleneksel olarak yaptıkları kontrollü yangınlar mantıklıydı ve tekrar yapılması gerekli. Çoğu ülkede böyle bir şey yasak. İnsan, ’Böyle bir şey nasıl yapılır? Yangına karşı yangınla nasıl mücadele edilir?“ diye soruyor. Ancak ormanlık alanları yangınlara karşı dayanıklı hale getirebilmek için bu en ucuz ve de tek ekolojik olasılık.“

    Bu arada, dünya genelinde bir düşünce değişikliğinin başladığı da göze çarpıyor. 20 yıl önce yangınla mücadelede özellikle teknik araçlara yatırım yapılırken, bugün gittikçe artan oranda yangınların önlenmesine ve orman-arazi yönetiminin geliştirilmesine önem veriliyor.
    Yapılabilecek şeyler bununla bitmiyor. Orman ve yangınla mücadele uzmanları, zorunlu ihtiyati önlemler konusunda büyük ölçüde aynı fikirdeyken, siyasî sorumlular, özellikle kamuoyu baskısı yüzünden, büyük yangınlarda çoğu zaman yapıcı davranmıyorlar.

    Çaba gösterdiklerini kanıtlamak için çok hızlı bir şekilde yangın söndürme uçakları ve helikopterleri tahsis ediyorlar. Önceden alınabilecek tedbirlerin ve doğru planlamanın daha mantıklı, daha uygun ve etkili olduğu ise genellikle göz ardı ediliyor.

    Haberin detayına ulaşmak için tıklayınız

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu