YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 29 Kasım 2010

"İklim koruma" sektörü

  • 26 Kasım 2010 Cuma

    Cancun'da 29 Kasım'da başlayacak dünya iklim konferansında iddialı kararlar alınması beklenmiyor.

    Deutsche Welle Türkçe'nin haberi şöyle:

    Kopenhag’daki dünya iklim zirvesinin başarısızlığa uğraması ve iklimin korunmasında öncülüğü üstlenen Avrupa’nın genç sanayi ülkeleriyle ABD’yi ikna edememesi büyük hayal kırıklığına yol açmıştı. Şimdi gözler yeni dünya iklim konferansının yapılacağı Cancun’a çevrildi. Meksika’nın turistik kıyı kentinde yine iklim konuşulacak. Hükümetler bağlayıcı iklim koruma kararları almakta tereddüt ederken özel sektör harekete geçti bile.

    Köln'deki Ecofys adlı danışmanlık şirketinin müdürü Niklas Höhne Cancun zirvesinden büyük hamleler beklemiyor. Höhne, Kopenhag zirvesini başarısızlığa uğratan problemlere çözüm bulunamadığını ve kalkınma halindeki ülkelerin ABD tarafından saptanan iklim koruma tedbirlerini yeterli bulmadıklarını, söylüyor.

    Höhne Kopenhag zirvesini izleyen siyasi süreci hayal kırıcı buluyor. 2020 yılına kadar sera gazı emisyonunu %80’den %70’e indirmeyi kararlaştıramayan Avrupa Birliği'nin iklim politikasındaki öncülüğünü tehlikeye soktuğunu da sözlerine ekliyor.

    Almanya atmosfere zarar veren gaz emisyonunu 2020 yılına kadar 1990 düzeyinin %60’ına indirmek gibi azimli bir hedef koydu. Berlin hükümeti bu amaçla nükleer enerji santrallerinin faaliyet süresini uzatıyor. Ancak uzmanlar uzatma olmadan da iklim hedeflerine ulaşılabileceği görüşündeler. Tezleri özetle şöyle: Nükleer santrallerin ömrünün uzatılması, elektriğin nispeten ucuza arz edilmesini sağlar. Bu yararlı bir uygulama olmaz, çünkü enerji verimliliğini arttırıcı girişimleri gereksiz kılar. Elektriğin ucuz olması aynı zamanda yenilenebilir enerji ve ileri teknoloji yatırımlarını da engeller.

    Hükümetler tereddüt eder ve geri adımlar atarken özel sektör iklim korumanın muazzam bir pazar olabileceğini keşfetmiş. Ecofys’de özel şirketlere danışmanlık yapan Catharina Beyer, kâr amaçlı özel şirketlerin bu potansiyeli mutlaka değerlendirmek istediğini şu sözlerle anlatıyor: 'Konunun gündemde tutulması bile yeni pazarlar açılmasına yetiyor. Yeni ve yaratıcı fikirlerle bu pazarda tutunmak mümkün. Yapıp satmak ve kâr etmek isteyen özel sektör iklim faktörünün önemli bir kazanç kaynağı olabileceğinin farkında.'

    Örneğin Siemens: Alman teknoloji tröstü geçen yıl çevre teknolojilerinin yardımıyla kâr rekoru kırdı. Merkezi Münih’te bulunan Almanya’nın en büyük sanayi tröstü satış hasılatının en az yarısını yeşil teknolojilerden elde etmeyi planlıyor.

    Hesaplılık da bir o kadar önemli. Enerjiyi daha etkili kullanıp sera gazı emisyonunu düşüren işletmeler sadece iklimi korumakla kalmıyor ama aynı zamanda giderlerini de düşürmüş oluyor.

    Catharina Beyer özel sektöre iklim baskısının arttığını ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın sera gazı emisyonunu azaltmayı taahhüt eden özel şirketlerle el ele vererek iklimi koruma kampanyası başlattığını anlatıyor. Ecofys, kampanyaya katılmak isteyen şirketlere nasıl katkıda bulunabilecekleri konusunda danışmanlık yapıyor. Kampanya’ya katılanlar arasında Johnson&Johnson, IBM, Nike, Sony, Nokia ve Volvo gibi dünyaca ünlü isimler de var. Emisyonu düşürme yükümlülüğünü üstlenmek bu şirketlere imaj kazandırıyor.

    Siyasi danışman Niklas Höhne iklim sürecinin küresel gündemde tutulmasının hükümetler üzerinde de etkili olduğunu belirtiyor. Küresel iklim anlaşmasına varılmasının önemini vurgulayan Höhne 'Kyoto protokolü siyasi manzara üzerinde son derece etkili oldu. Kyoto protokolü olmasa, Avrupa Birliği emisyon ticaretini başlatamazdı', diyor.

    Haberin detayına ulaşmak için tıklayınız

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu