YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 27 Temmuz 2010

Loç Vadisi'nde HES Nöbeti

  • 26.07.2010 NTVMSNBC

    Kastomonu Cide Loç Vadisi sakinleri bölgede yapılmak istenen HES'e karşı nöbete başladılar...
     
    Bugünlerde Türkiye'nin dört bir yanında hidroelektrik santrallere (HES) karşı eylemler yaşanıyor. Türkiye'de yaklaşık 1700 HES projesi olduğu söyleniyor... HES'ler öncelikle yapıldığı bölgelerdeki yerel halkı ve bilim insanlarını endişelendiriyor...

    Bu projelerden biri de Kastamonu Cide, Loç Vadisi'nde... Doğa Derneği Başkanı Güven Eken HES sürecini şöyle anlatıyor: "Yapılmak istenen HES, Valla kanyonundan Loç'a akan Devrekâni çayını önce 35 metre yüksekliğinde bir baraj duvarı ile kesiyor, sonra da buradan alınan suyu kilometrelerce uzunlukta bir tünele hapsederek elektrik üretmeyi amaçlıyor. Loç'a ve Loçlulara ise deredeki suyun yalnızca yüzde 10'u 'can suyu' olarak veriliyor. Loçlulara göre bu durum hem derenin hem de kendi kültürlerinin ölümü anlamına geliyor.

    'Efendim, bakın, buradaki barajın yüzde 10'luk bir can suyu vereceği söyleniyor. Demek ki ortada canı alınan bir şey var. Buraya bu HES yapılırsa bölgedeki doğal yaşamın, buradaki eşsiz sucul ekosistemin tümüyle yok olmasından endişe ediyoruz. Bilirkişilerin bu konuları dikkate almasını talep ediyoruz.' Yakup Okumuşoğlu, Loç vadisini korumak için yürütülen davanın avukatlığını yürütüyor ve vadiyi buraya gelen keşif heyetinin başındaki hakime bu sözlerle savunuyor.

    Bugün Türkiye'deki 1700'den çok arkadaşı gibi Devrekâni çayı üzerindeki Loç vadisi de HES'lerin tehdidi altında vadide binlerce yıldır süren uyum bugün artık yerini korkuya, endişeye ve mücadeleye bırakmış durumda. Üstelik Loç Türkiye'nin en büyük milli parklarından Küre Dağları Milli Parkı'nın tampon bölgesi sınırları içerisinde yer alıyor. Üstelik, Devrekâni çayı Havzası Küre Dağları Milli Parkı'nın önemli bir kısmını oluşturuyor."

    Tüm bu yaşananlardan endişe duyanlar Loç Vadisi Koruma Platformu adı altında biraraya geldiler.

    Platform üyeleri,  HES ile ilgili bilirkişi heyetinin hazırlayacağı rapor beklenirken HES inşaatının durmadığını bunun da Loç Vadisi'ndeki yaşamı yok ettiğine dikkat çekiyorlar.

    Yöre halkı, dava süresince şirket çalışmalarını durdurmadığı için tepkilerini dile getirmek ve dava  sonuçlanana kadar arazilerinde çadırlarıyla nöbet tutmaya başladılar.

    Cennetten bir köşe Loç Vadisi

    Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Loç Vadisi'nin zenginliklerini şöyle anlatıyor:

    "Kayın ormanı bittiğinde bizi küçük bir düzlük ve onun önünde ahşap bir balkon karşılıyor. Önce balkonun basit bir çardak işlevi gördüğünü sanıyoruz. Ama yaklaştıkça Uğur'un ne demek istediğini ve bizi nereye getirdiğini daha iyi anlıyorsuz. Mükemmel bir özenle uçurumun tam kalbine kazınmış ahşap balkon, sizi Loçun muhteşem manzarasıyla buluşturuyor. Elleriniz trabzanlara sımsıkı tutunurken yüzünüz karşıda yükselen Valla Kanyonu'na bakıyor. Kanyonu bir sanatçı ustalığıyla işleyen Devrekâni çayı Valla'nın arasından yüzlerce metrelik yarlar oluşturarak Loç düzlüğüne akıyor. Devrekâni çayı Loç'a ulaştığında kanyonun içindeki asi ve sert akışını bir yana bırakarak durulmaya, taşmaya ve çevresindeki dört köye hayat vermeye başlıyor. İşte burası, Sarıyazma isyanının başladığı Loç vadisi.

    Manzarıyı izlerken Karadeniz'in en görkemli kireçtaşı vadisini yakından tanıyoruz. Kireçtaşı kayalıkları genellikle Akdeniz ve Ege'ye özgü oluşumlar ve Karadeniz'de ise bu kayaçlara çok az rastlanıyor. Küre dağları geniş kireçtaşı kayalıklarından oluşması nedeniyle Karadeniz'deki diğer tüm dağlardan hemen ayrılıyor.

    Burada, Devrekâni Çayı'nın Anadolu'daki en benzersiz akarsu sistemlerinden biri olduğunu anlıyoruz. Nispeten küçük bir akarsu olmasına rağmen birbiri ardına uzanan beş büyük kanyon sistemi ve bu kanyonlar arasında oluşan düzlükler, akarsu güzergahının muazzam bir canlı zenginliğine sahip olmasına neden oluyor. Kanyonları oluşturan kireçtaşı kayalıklarında sayısız nadir bitki ve kuş türü yaşarken nehrin düzleştiği ve yavaşladığı Loç gibi bölgelerde pek çok balık ve başka akarsu canlısı çoğalma imkanı buluyor. Bu düzen, birbiri ardınasıralanmış beş kanyon ve ardında uzanan düzlükler içinde her seferinde tekrar ediyor. Yani Devrekâni çayı yatağı üzerinde kendi kendini beş kez yeniden yaratıyor. Türkiye'deki pek çok akarsuda bu özelliği görmek mümkün değil.

    Loç'un evrensel değeri yalnızca Devrekâni çayının çok özel fiziki yapısından kaynaklanmıyor. Vadinin başka bir ilginç tarafı bir yüzünün Akdeniz, öteki yüzününse Karadeniz özelliği taşıması. Bu tip vadilere yeyüzünde çok az rastlanıyor. Vadinin güneye bakan yamaçlarında Akdeniz bitki örtüsüne özgü sandal ağaçlarından oluşan eşsiz ormanlar uzanırken kuzey yamaçlarında Karadeniz'in nemli kayın ve göknar ormanları göze çarpıyor. Böyle bir yapının oluşması Loç Vadisi'nin yüzbinlerce yıllık bir doğa anıtı olmasından kaynaklanıyor. Buzul dönemleri arasındaki ısınma dönemlerinde Karadeniz bölgesine kadar ulaşan sandal ağacı gibi Akdeniz kökenli canlılar, Loç'un sahip olduğu kısmi Akdeniz iklimi nedeniyle bugün hâlâ daha bu bölgede yaşamaya devam ediyor. Başka bir değişle Loç binlerce yıllık doğal süreçlerin kayıt defterini tutuyor.

    Vadinin akarsu kısmı ise bir başka benzersiz bitki örtüsüne ev sahipliği yapıyor. Burada çayın taşkın alanında çınar ağaçları ve sarı çamlar benzersiz bir karışım oluşturarak vadinin evrensel değerine değer katıyor. Ilıman bölgelerin ağacı olan çınar ile soğuk iklimlerin ağacı olan sarı çamın yanayana büyüdüğü ikinci bir coğrafya dünyada var mı bilemiyorum."

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu